12 Eylül darbesi olduktan sonra siyasi oluşumlara yeni müsaade ediliyordu. Sene 1983'te seçime 3 parti katılma hakkı elde etmişti. Seçim öncesi salon konuşmaları, televizyon konuşmaları yapılıyordu...
Biz de askerden yeni gelmiş genç, dinamik geleceğe umutla bakan delikanlılarız. Dini ve milli fikirleri savunan samimi insanlarız. Dediler ki "Gaziantep'e Anavatan Partisi geliyormuş. Turgut Özal denen biri genel başkan olarak konuşacakmış."
Gaziantep'te Arı Sineması vardı, oraya gittik birkaç arkadaşla. Karşımızda petekten bir Türkiye haritası, üzerinde bal arısı olan bir amblem. Sorduk o zaman arada dolaşan görevlilere bu amblem niye böyle diye. Arı gibi çalışıp bütün Türkiye'yi bala çevireceklermiş. Arıcılıktan habersiz olduğumuz için o zaman öyle inandık. Sonradan anladık ki petekte her görünen bal arısı bal yapmaz, yapılan hazır balları yermiş meğer…
Konuşmalar, Allah, Bismillah tarzındaydı. Her zamanki gibi dini ve milli duyguların istismarı yani. Etrafa baktım, her kesimden insanlar gelmiş. Özellikle de milli görüş geleneğinden gelenler işin önünde. Çok dindar fikir ve siyaset adamı Korkut Özal da kardeşi Turgut Özal'ı övmekten yere sığdıramıyor.
Sinema salonundan sakallı bir amca yüksek sesle "Faizi kaldıracak mısın?" Diye bağırınca. Sayın Turgut Özal da aynı heyecan ve yüksek bir sesle "Allah'ın yardımıyla faizi de kaldıracağız." Deyince salondan tekbir ve Allahu Ekber sedaları yükseldi. Alkış tufanı, ağlayanlar falan filan. Seçim oldu Turgut Özal kazandı.
Seçimden sonra İlk defa duymaya başladığımız yenidünya düzeni, küreselleşme sözleri. Herkesi mutlu ve bahtiyar etme çalışmaları. Bir dindara ver, bir ulusalcıya ver. Memura ver, işçiye ver. Millet aşağıda yesin-içsin, yukarda yapılanları da kimse görmesin. ABD ve diğer küresel güçlerin, faiz lobilerinin tohumunun inceden inceye kalplere ekildiği dönem bu dönemdir Türkiye'de...
O gündür bu gündür gelinen noktada aynı gelenekten gelenlerin eliyle faizi gerçekten de kaldırdılar(!)
Kaldırdılar derken uygulamadan değil, durduğu yerden daha da yukarı kaldıra kaldıra faizi şaha kaldırdılar. Şimdi neredeyse kursağına faiz girmeyen kimse kalmadı.
1983'te "Faizi kaldıracağız inşallah" diyenlerle bugün faizi % 50 seviyesine getirenler aynı topun kumaşı, aynı yolun yolcusudurlar. Kıbleleri, yönleri, yolları, yordamları aynıdır, sadece giydikleri gömleğin rengi ve tarzı değişik o kadar.
Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.a.) bakınız bu durumu asırlar önce nasıl haber veriyor:
"Öyle bir zaman gelecek ki faiz yemeyen kimse kalmayacak, faiz yemeyenlere de faizin tozu bulaşacaktır." (Ebu Davud)
Bu da Yüce Allah'ın faiz yiyenler hakkında en korkutucu ayeti:
"Faiz yiyenler, kıyâmet günü kabirlerinden, başka türlü değil, ancak şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkacaklardır. Bunun sebebi, "Alış-veriş de tıpkı faiz gibidir" demeleridir. Hâlbuki Allah, alış-verişi helâl, faizi haram kılmıştır. Her kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, önceden aldıkları kendisine aittir. Artık onun hakkındaki kararı Allah verecektir. Kim de yeniden faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemin yoldaşlarıdır ve orada ebedî kalacaklardır." (Bakara / 275)
Aziz Türk Milletini faizci ve haramzade bir millet yapanlara, akıbetlerini anlamaları için Allah'ın Kur'an'ından bir hatırlatmayla yazımızı bitirelim:
"Kim iyi bir işte aracılık ederse, ona onun sevabından bir pay vardır; kim de kötü bir şeyde aracılık yaparsa, ona o kötülükten bir hisse vardır. Allah, her şeyin karşılığını verir." (Nisa /85)
- Hüseyin Baş soruyor ‘Türkiye Suriye'de ne kazandı?’ / 25.12.2024
- Suriye’de kim kazandı? / 24.12.2024
- Çukurova Hüseyin Baş’ı bağrına bastı / 18.12.2024
- ‘Kandırıldık’ der geçerler! / 17.12.2024
- Suriye’de yalan ve talan / 16.12.2024
- ‘At yalanı seveyim inananı’ / 14.12.2024
- Suriye’de oynanan oyunlardan kim kârlı çıkacak? / 13.12.2024
- Hüseyin Baş, 'ABD ve İsrail emellerine ulaştı' diyor / 12.12.2024
- Suriye asıl sahiplerinin eline mi geçti? / 11.12.2024