İrili ufaklı yandaşlarının amentünün esasları gibi iman ederek destekledikleri 22 yıllık AKP iktidarında Türkiye'de tepeden tırnağa hâkim olan şeyler; haram lokma, faiz, yolsuzluk ve yalan olmuştur.
Türk toplumu peynir ekmek gibi yalan söylemeye alıştı. Hacısı da hocası da esnafı da siyasetçisi de yalandan bir dünya oluşturdular. İşin en acı tarafı yalancılar yalansız olunamayacağına alıştıkları için artık yalan onlar için sıradan bir iş haline gelmiştir.
Yalancı durumuna düşmekten korkan büyükler "öl söz verme, öl sözden dönme" demişler. Şimdilerde hayat pahalılığının egemen olduğu ülkemizde en ucuz şey söz oldu. Çünkü yalancılık meslek oldu, davranış biçimi oldu…
Böylece toplumda kimsenin kimseye inancı kalmadı. Genel kanaat her gördüğünüz insana siz de zamanla yalancı nazarıyla bakmak zorunda kalıyorsunuz. Çünkü ne kadar samimi ve dürüst olsanız da oluşan yalan toplumunda yalandan korunmak için kendi içinize kapanmak zorunda kalıyorsunuz. Size uzanan her elin, konuşan her dilin sahibini yalancı olarak görmezseniz, yalancılar sizi yaralıyor, sizi paralıyor.
Elbette yalan dünyanın cazibesinden kurtulup kendini Hakka ve Hakikate adayan çile ehli fedakârlar da vardır. Ama sayıları bir elin parmağı kadar azdır.
Dönün bakın etrafınıza, adeta dünyanın yalana teslim olduğunu görürsünüz. İnsanoğlu menfaati gereği pervasızca yalan söylemeyi adet haline getirmiştir. Yalan sayesinde dünyalık elde edenleri, dünyadaki cezadan kurtulanları görenler; geçici imtihan dünyasında aldanmıştır.
Elde edilen geçici menfaatin kurbanı olanlar da yalan söylemeyi kendilerine hal edinmişler. Adım adım yalan yolunda, yalan adımlarla, yalana doğru yol almışlar. Böylece doğru yoldan da sapmışlardır.
İktidar sahipleri iktidarını, makam sahipleri makamlarını, menfaat sahipleri menfaatlerini ellerinde tutmak için her yola başvurmuş, yalanı sıradan bir iş haline dönüştürmüşlerdir.
Dünyada yalancılığı kendine hal edinenlerin bilmeleri gereken şudur ki; geçici dünya hayatında belki yalanla bir şeyler elde edebilirisiniz. Belki bazı suçlarınızı saklayabilirsiniz. Ancak ahiret hayatında kimse gerçekleri saklayamayacak. Hem de kendi suçlarını bizatihi kendileri ifade edecektir. Çünkü yüce Allah hesap gününde kimsenin yalan söylemesine müsaade etmeyeceğini Kuran-ı Kerim'de beyan etmektedir:
"O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O, Rahmandır. O gün insanlar O'na karşı konuşmaya yetkili değillerdir. Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahman'ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler. İşte o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun. Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: 'Keşke toprak olsaydım!' diyecektir." (Nebe Suresi/37-40)
Yalancılar şunu bilmeli ki, yalanla ancak bu dünyada dümen çevirebilir, insanları aldatabilirsiniz. Ama yüce Allah'ı asla aldatamazsınız! Her şeye rağmen, hayatını doğruluk üzere bina eden, etrafına doğruluğu tavsiye edenler mevcuttur.
Makalemizi bilge insan, doğruluğun simgesi ve adresi, Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu eşsiz ifadesiyle bitirelim:
"Hakk'a koşun, Hakk'la olun, haklı ile olun, haklı olun. Hepiniz Hakk'a emanet olun."
- ‘Faizi kaldıracağız inşallah’ diye yola çıkanlar! / 26.12.2024
- Hüseyin Baş soruyor ‘Türkiye Suriye'de ne kazandı?’ / 25.12.2024
- Suriye’de kim kazandı? / 24.12.2024
- Çukurova Hüseyin Baş’ı bağrına bastı / 18.12.2024
- ‘Kandırıldık’ der geçerler! / 17.12.2024
- Suriye’de yalan ve talan / 16.12.2024
- ‘At yalanı seveyim inananı’ / 14.12.2024
- Suriye’de oynanan oyunlardan kim kârlı çıkacak? / 13.12.2024
- Hüseyin Baş, 'ABD ve İsrail emellerine ulaştı' diyor / 12.12.2024