logo
19 MART 2025

Ebu Suud’un Alevi katliamı fetvası

18.03.2025 00:00:00
İslam dünyasını paramparça eden bu sapkın mezhepçi anlayışların beslendiği ana damar, Sünnilik meselesidir.

Bu konuda çokça şeyler söylendi ve yazıldı.

Yazımızın konusu olan Alevi katliamlarına fetva verilmesi meselesine, hem akademik hem de ölçülü yaklaşılması taraftarıyım.

Ancak gerçek ne ise onun ortaya konulması ve haksızlık yapılan kesimlere hakkın teslim edilmesi, mutlak bir zarurettir.

Kanuni döneminin Şeyhülislam'ı olarak bilinen Ebu Suud'un, Peygamber efendimizin soyundan gelen Ehl-i Beyt'e karşı olan kini dolayısıyla, onların izini süren Alevilere karşı 'katli vaciptir' şeklinde din dışı fetvalar verdiğini bilmeyen yoktur.

Örneğin Ebu Suud'a göre; Yunus Emre'nin "Cennet cennet dedikleri, bir ev ile birkaç huri. İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni" adlı şiirinde, cennetin hafife alındığı gerekçe gösterilerek, bu şiirle ilgili küfrü muciptir fetvası verdiği bilinmektedir.

İslam anlayışını ruhu itibariyle kavrayamayan ve onu Sünnilik kalıbına sokmaya çabalayan Ebu Suud, aldığı bütün karar ve fetvalarında büyük hatalara düşmüş ve hatta din dışı uygulamalara imza atmıştır.

Bugün İslam dünyasında ve Suriye özelinde yaşanan mezhepçi kavgaların temelleri, işte bu fetvalar sayesinde atılmıştır.

Olayın başlangıç noktasını ise, Sakife olayı oluşturur.

Ebu Suud, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, "Kızılbaşların (Alevilerin) topluca öldürülmeleri elbette dinimize göre helaldir. Bu, en büyük, en kutsal savaştır" diye fetva vererek, Alevilerin katledilmesini "dinen helal" gören ve 29 yıl görevde kalan şeyhülislamdır.

İslam dünyasının yüz karası olan Ebu Suud'un ismi sokağa, aynı hataları yapan Yavuz Sultan Selim ismi köprüye verilerek, toplumsal hassasiyetler bilerek kaşınmak istenmiştir.

Muaviye ve Emeviler'in sürümü olan Sünnilik mevzuu ve Alevilere karşı yapılan bu zalimane tutumun temelinde ne yatmaktadır.

Hz. Peygamberimizin, vefatından 3 ay önce Maide Suresi 67. ayetin gereği olarak yerine Hz. Ali'yi halife olarak tayin ve ilan etmiş olduğunu, hem Sünni hem de Şii kaynaklar teyit etmektedir.

Ancak Hz Ali'nin halife tayin edilmesi olayından 3 ay sonra, Peygamberimizin vefatı ile Halifelik olayı ayak oyunları ile yer değiştirir.

İşte o gün, mezhepçiliğin tohum ve temelleri atılmış olur.

O gün bugündür mil taşı yerinden çıkmış ve ölçüler hep şaşar olmuştur.

Kur'an-ı Kerim'de ise mezhep ya da tarikat adına yer yoktur.

Mezhep ya da tarikat yaklaşık olarak Hz. Muhammed'in vefatından 150-200 yıl sonra Abbasiler döneminde çeşitli din adamlarının İslam'ı yorum tarzıdır.

Önceleri yüzlerce yorum oluşmuş. Sonraları bunlara bir sınır getirilerek bazı İslam ülkelerinde 7, bazı İslam ülkelerinde ise 4 mezheple sınırlanmıştır.

Bizim ülkemizde adı bilinen 4 mezhep vardır. İmam Hanifi'nin öğrencilerinin İslam'ı yorum tarzı Hanifiliktir, İmam Şafii'nin yorumuna Şafiilik denir. İmam Hambeli'nin yorum tarzına Hambelilik, İmam Maliki'nin yorum tarzına ise Malikilik denir.

Bu imamların hepsinin hocası ise 6. İmam, İmam Cafer Sadık'tır.

Fakat İslam o denli mezhebi yorumlara uğramış ki, adeta mezhep ya da tarikat mensubu olmamak, İslam olmamak gibi algılana gelmiştir. Hâlbuki İslam'ın orijinal halinde mezhep ve tarikat yoktur.

Aleviler de kendi İslami yorumlarını İslam'ın en orijinal yorumu olarak ifade ederler. Kendi inandıkları İslami yolun Ehl-i Beyt yolu olduğunu kabul ederler. Mezhebi yorumlara itibar etmezler.

Ehl-i Beyt ise Hz. Muhammed'in hane halkına verilen addır. Kur'an-ı Kerim'de Cennet ile müjdelenen peygamberin aile mensuplarıdır. Bunlar; Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'dir. Bunlara; "Pençe-i Ali Aba" da denir.

Hz. Muhammed bir hadisinde size iki değerli şey bırakıyorum. Birincisi Kur'an, ikincisi Ehl-i Beyt'imdir der.

Aleviler, Ehl-i Beyt'e olağanüstü sevgi ve saygı gösterirler.

İslam tarihinde, Hz. Muhammed'in vefatından sonra yerine kimin geçeceği toplumda önemli bir kırılmaya neden olmuştur.

Hz. Peygamberimizin vefatından sonra, bir oldubitti ile halifeliğe Ebu Bekir getirildi. Hz. Peygamberin cenazesi kaldırılmadan halife seçildi. Ardından halk biate zorlandı. İşte İslam tarihinde bu kırılmadan sonra; Hz. Ali ve O'nun yandaşlarının izini sürenlere, Ali Şia'sı ya da Alevi dendi.

Ebu Bekir'i tutanlara ya da Emeviler'e ise Sünniler dendi.

Ülkemizde Hanefi ve Şafii mezhebi mensuplarına ve bu doğrultudaki tarikatlara ise Sünni denir.

İslam tarihinde Hz. Muhammed, Hz. Ali, Ehl-i Beyt, 12 İmamlar, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli izini sürdürenlere ise Alevi ya da Bektaşi denmiştir.

Şimdi anladık mı Suriye'de katledilen masum Alevilerin kimler olduğunu ve onları katledenlerin aslında ne olduğunu?!

İslam dünyasının tek bir çıkış kapısı vardır.

Ehl-i Beyt ortak paydasında buluşmaktır.

Türkiye'nin ve Türk milletinin de tek bir kurtuluş yolu mevcuttur.

Mustafa Kemal Atatürk ortak paydasında bir ve beraber olmaktır.

Bunun dışındaki tüm yolar ve tartışmalar çıkmaz sokaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Hacı Gaydan / diğer yazıları
Kennedy suikastıyla ilgili belgeler açıklandı
On yıllardır bekleniyordu
Anadolu’nun işgal yılları
Milletin her şeyden vazgeçtiği bir sırada...
Müslüman kasabı yeniden katliama başladı
Dünyadan aynı tepkiler yükseldi
Dağ fare doğurdu
Putin'den Trump'a ateşkes 'hayır'ı
Savaş hazırlıklarına başladı
Almanya anayasasını değiştirdi
İmamoğlu'nun 35 yıllık diploması iptal edildi
İstanbul Üniversitesi'nden skandal
Ece Üner hakkında soruşturma
Adli kontrolle serbest bırakıldı
Her karesinde destan var
İBB arşivinden büyük zaferin fotoğrafları
"Ukrayna'nın teslim olmasını istiyor"
ABD'li eski komutan Trump'ı suçladı
400 de aşıldı
Gazze'deki soykırımın ikinci dalgasında şehit sayısı artıyor
Cenevre'de Kıbrıs toplantısı ikinci gününde
Taraflar arasında ortak zemin yok
İsrail Gazze'de ölüm kusuyor
Ölenlerin sayısı 300'ü geçti
KKTC'deki üniversitenin kurucu ortağı ifade verdi
'Denkliğimiz ABD üzerindendi'
18 Mart Çanakkale Zaferi
Bir milletin destanı
Suriye ve Lübnan arasında ateşkes sağlandı
Koordinasyon ve işbirliği artırılacak
Kennedy suikastıyla ilgili belgeler açıklandı
On yıllardır bekleniyordu
Anadolu’nun işgal yılları
Milletin her şeyden vazgeçtiği bir sırada...
Müslüman kasabı yeniden katliama başladı
Dünyadan aynı tepkiler yükseldi
Dağ fare doğurdu
Putin'den Trump'a ateşkes 'hayır'ı
Savaş hazırlıklarına başladı
Almanya anayasasını değiştirdi
İmamoğlu'nun 35 yıllık diploması iptal edildi
İstanbul Üniversitesi'nden skandal
Ece Üner hakkında soruşturma
Adli kontrolle serbest bırakıldı
Her karesinde destan var
İBB arşivinden büyük zaferin fotoğrafları
"Ukrayna'nın teslim olmasını istiyor"
ABD'li eski komutan Trump'ı suçladı
400 de aşıldı
Gazze'deki soykırımın ikinci dalgasında şehit sayısı artıyor
Cenevre'de Kıbrıs toplantısı ikinci gününde
Taraflar arasında ortak zemin yok
İsrail Gazze'de ölüm kusuyor
Ölenlerin sayısı 300'ü geçti
KKTC'deki üniversitenin kurucu ortağı ifade verdi
'Denkliğimiz ABD üzerindendi'
18 Mart Çanakkale Zaferi
Bir milletin destanı
Suriye ve Lübnan arasında ateşkes sağlandı
Koordinasyon ve işbirliği artırılacak
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.