Yazıya hazırlanırken bu kadar mutlu olacağımı ve keyif alacağımı tahmin etmemiştim.
Gebzemizin her köşesi cennet her yeri süprizlerle dolu.
Eminim ki benim gibi birçok insan da ilk kez duyuyordur.
Gebze'de yörüklerin var olduğunu hem de yüzyıllardır yaşadıklarını.
Osmanlı Hükümdarı Sultan Orhan devrinden bu yana
Gebze Denizli Köyü Gölet üst çevresinde yerleşen Kayı boyuna mensup yörükler 600 yıldan bu yana ormanın içinde konar göçer bir şekilde yaşıyorlar.
Kültürlerini örf ve adetlerini ananenelerini kaybetmeden bu güne kadar gelmişler.
Gebze'den Kandıra'ya kadar olan bölgede yüzyıllardır akrabaları ile birlikte hayatlarını sürdüren yörüklerimiz kıl çadırlarda özlerini kaybetmeden yaşamanın mücadelesini veriyorlar.
Keçi, koyun ve büyükbaş hayvanları ile kangal cinsi köpekleri ile doğanın içinde mistik bir yaşantının timsali olmuşlar yıllar yılı.
Bu bölge yörük obası, sığırlık merası olarak adlandırılmış.
70 dönüm arazi içerisinde 12 -13 haneye kadar ev denilen çadırlarda yaşayan yörük aileleri kalmış günümüzde.
Bölge imar edilirken havadan yapılan tespitler nedeni ile burada yaşadıkları ve hayatlarını yüzyıllardır sürdürdükleri anlaşılamamış ve Fatih Sultan Mehmet tarafından kendilerine tahsis edilen yurt edindikleri yerleri mera ve boş arazi diye kayıt edilmiş.
Askeriye de bu bölge çevresinde atış alanları oluşturmuş.
Sabiha Gökçen Havalimanı uçuş güvenliğini tehdit eder hale gelince askeri kullanımdan vazgeçilmiş.
Zamanla resmi kayıtları olmadığından bölgede izinsizmiş gibi yaşadıkları tespit edilerek orman bölge müdürlüğü tarafından yaşamalarına müsade edilmemeye başlanılmış.
Barakaları yıkılmış. Cezalar kesilmiş. Kendi topraklarında yok sayılmaya başlanmışlar.
Bölgemizin duayen gazetecilerinden İsmail Kahraman abimizin yaptığı girişimler, programlar ve belgeseller neticesinde dönemin Kocaeli Valisi, Belediye Başkanı ve sivil toplum kuruluşları yörük obasını ziyaret etmişler.
Taleplerini dinlemişler.
Hatta bugünki gibi ramazan ayına denk geldiğinden iftar programı bile yapmışlar.
Elektriğin suyun ve tuvaletin olmadığı bölgeye seyyar olarak ekipmanlar getirilmiş ve 500 -600 kişilik etkinlik düzenlenmiş.
Gebze'de nerede hayvancılık yapılabilir, nasıl bir tesisleşme kurularak üretim çiftlikleri oluşturup halkımızın ucuz ve sağlıklı ete ulaşması sağlanır haberini yaparken tanıştım güzel , cefakar yörüklerimizle.
Temiz içme suyuna ulaşımları çok zor.
Elektrikleri yok, güneş enerjisi panelleri ile ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
Birçoğu çocuklarının eğitimi için ayrılmış ve kente yerleşmişler. Ya da akrabaları yanına yatılı vermişler evlatlarını.
Kuzey Marmara Otoyolunun da yakınından geçmesi ile bölge daha da cazip hale geldi zamanla.
Malesef yine rant, yine birilerinin aç gözlülüğü yüzünden mi artık nedendir bilinmez!
Yüzyıllardır bu bölgede yaşayan, topraklarını koruyan, işleyen, sahip çıkan, bir kere bile yangına sebep olmayan yörükler bu insanlar.
Annesinin, babasının, dedesinin mezarının olduğu bu bölgeyi terk etmelerini istiyorlar.
Yaşamlarının izlerini silmeye çalışıyorlar.
Türk töresini yaşatan, tarım ve özellikle hayvancılıkla hayatlarını devam ettiren yörüklerimize sahip çıkmak, Gebze'nin kültür mirası olan insanlarımızın taleplerini ve yaşamlarını günümüz şartlarına ulaştırmak çok da zor olmasa gerek.
Yörüklerimiz için bir köy konağı yapılamaz mı?
İbadetlerini yaptıkları, çay kahve içecekleri, gelen misafirlerini ağırlayacakları basit doğaya uygun ahşaptan bir köy konağı.
Elektrik ve su sıkıntısını karşılayacak bir yaşam destek konağı.
Kimliğine ve geçmişine sahip çıkacak Gebze'mizin değerli büyüklerinden destek bekliyoruz.
Neresine baksak, neresinden tutsak, tarih ile iç içe olan, yüksek kültür barındıran bu kadim kentimizin doğasına ve insanlarına sahip çıkmak boynumuzun borcudur.
Saygılarımla..
Gebzemizin her köşesi cennet her yeri süprizlerle dolu.
Eminim ki benim gibi birçok insan da ilk kez duyuyordur.
Gebze'de yörüklerin var olduğunu hem de yüzyıllardır yaşadıklarını.
Osmanlı Hükümdarı Sultan Orhan devrinden bu yana
Gebze Denizli Köyü Gölet üst çevresinde yerleşen Kayı boyuna mensup yörükler 600 yıldan bu yana ormanın içinde konar göçer bir şekilde yaşıyorlar.
Kültürlerini örf ve adetlerini ananenelerini kaybetmeden bu güne kadar gelmişler.
Gebze'den Kandıra'ya kadar olan bölgede yüzyıllardır akrabaları ile birlikte hayatlarını sürdüren yörüklerimiz kıl çadırlarda özlerini kaybetmeden yaşamanın mücadelesini veriyorlar.
Keçi, koyun ve büyükbaş hayvanları ile kangal cinsi köpekleri ile doğanın içinde mistik bir yaşantının timsali olmuşlar yıllar yılı.
Bu bölge yörük obası, sığırlık merası olarak adlandırılmış.
70 dönüm arazi içerisinde 12 -13 haneye kadar ev denilen çadırlarda yaşayan yörük aileleri kalmış günümüzde.
Bölge imar edilirken havadan yapılan tespitler nedeni ile burada yaşadıkları ve hayatlarını yüzyıllardır sürdürdükleri anlaşılamamış ve Fatih Sultan Mehmet tarafından kendilerine tahsis edilen yurt edindikleri yerleri mera ve boş arazi diye kayıt edilmiş.
Askeriye de bu bölge çevresinde atış alanları oluşturmuş.
Sabiha Gökçen Havalimanı uçuş güvenliğini tehdit eder hale gelince askeri kullanımdan vazgeçilmiş.
Zamanla resmi kayıtları olmadığından bölgede izinsizmiş gibi yaşadıkları tespit edilerek orman bölge müdürlüğü tarafından yaşamalarına müsade edilmemeye başlanılmış.
Barakaları yıkılmış. Cezalar kesilmiş. Kendi topraklarında yok sayılmaya başlanmışlar.
Bölgemizin duayen gazetecilerinden İsmail Kahraman abimizin yaptığı girişimler, programlar ve belgeseller neticesinde dönemin Kocaeli Valisi, Belediye Başkanı ve sivil toplum kuruluşları yörük obasını ziyaret etmişler.
Taleplerini dinlemişler.
Hatta bugünki gibi ramazan ayına denk geldiğinden iftar programı bile yapmışlar.
Elektriğin suyun ve tuvaletin olmadığı bölgeye seyyar olarak ekipmanlar getirilmiş ve 500 -600 kişilik etkinlik düzenlenmiş.
Gebze'de nerede hayvancılık yapılabilir, nasıl bir tesisleşme kurularak üretim çiftlikleri oluşturup halkımızın ucuz ve sağlıklı ete ulaşması sağlanır haberini yaparken tanıştım güzel , cefakar yörüklerimizle.
Temiz içme suyuna ulaşımları çok zor.
Elektrikleri yok, güneş enerjisi panelleri ile ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
Birçoğu çocuklarının eğitimi için ayrılmış ve kente yerleşmişler. Ya da akrabaları yanına yatılı vermişler evlatlarını.
Kuzey Marmara Otoyolunun da yakınından geçmesi ile bölge daha da cazip hale geldi zamanla.
Malesef yine rant, yine birilerinin aç gözlülüğü yüzünden mi artık nedendir bilinmez!
Yüzyıllardır bu bölgede yaşayan, topraklarını koruyan, işleyen, sahip çıkan, bir kere bile yangına sebep olmayan yörükler bu insanlar.
Annesinin, babasının, dedesinin mezarının olduğu bu bölgeyi terk etmelerini istiyorlar.
Yaşamlarının izlerini silmeye çalışıyorlar.
Türk töresini yaşatan, tarım ve özellikle hayvancılıkla hayatlarını devam ettiren yörüklerimize sahip çıkmak, Gebze'nin kültür mirası olan insanlarımızın taleplerini ve yaşamlarını günümüz şartlarına ulaştırmak çok da zor olmasa gerek.
Yörüklerimiz için bir köy konağı yapılamaz mı?
İbadetlerini yaptıkları, çay kahve içecekleri, gelen misafirlerini ağırlayacakları basit doğaya uygun ahşaptan bir köy konağı.
Elektrik ve su sıkıntısını karşılayacak bir yaşam destek konağı.
Kimliğine ve geçmişine sahip çıkacak Gebze'mizin değerli büyüklerinden destek bekliyoruz.
Neresine baksak, neresinden tutsak, tarih ile iç içe olan, yüksek kültür barındıran bu kadim kentimizin doğasına ve insanlarına sahip çıkmak boynumuzun borcudur.
Saygılarımla..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Burhan Boran / diğer yazıları
- Gebze'nin yörükleri / 19.03.2025
- 14 Mart Tıp Bayramı / 18.03.2025
- Dolar 43 TL, Euro 46 TL / 15.03.2025
- Trafik ve otopark çilesi / 13.03.2025
- Yasa-dışı bahis / 12.03.2025
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun / 07.03.2025
- 'Ayakkabı fiyakalı ama çorap delik' / 06.03.2025
- Ahmet / 04.03.2025
- Rekabet mi? Rezalet mi? / 01.03.2025
- Enflasyon / 28.02.2025
- 14 Mart Tıp Bayramı / 18.03.2025
- Dolar 43 TL, Euro 46 TL / 15.03.2025
- Trafik ve otopark çilesi / 13.03.2025
- Yasa-dışı bahis / 12.03.2025
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun / 07.03.2025
- 'Ayakkabı fiyakalı ama çorap delik' / 06.03.2025
- Ahmet / 04.03.2025
- Rekabet mi? Rezalet mi? / 01.03.2025
- Enflasyon / 28.02.2025