logo
06 EKİM 2024

Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur

10.09.2023 00:00:00

Manasız, imansız, ahlaksız, faziletsiz olan kimseler ilmi, gücü, serveti elde ederse binlerce insanı her türlü açıdan etkiler ve onları satın alabilirler. Özellikle çağımızın insanlarını köleleştirmede en etkili olanların bu özellikleri taşıyanlar olduğunu söyleyebiliriz.  

Bütün kötülüklerin, fitnenin artması da bu evsafta olanların güçlenip, büyümesindendir. Bu tipler genelde insanların kıymetini, değerini bilmez. İnsanların silik, onursuz bir noktaya gelmelerinden de adeta zevk alırlar. İsterler ki bütün insanlar kendilerine köle olsun, muhtaç olsun. Böylece insanları her türlü kullanmak çok daha kolay olur gibi insanlıktan, merhametten, empatiden uzak sakat, enfeksiyonlu bir anlayışa sahiptirler. 

Böyleleri, ilmine, makamına, gücüne, nüfuzuna, çok mağrur olurlar. Sahip oldukları gücün sarhoşluğuyla, bu tepeden bakışla insanları küçük görürler. Böylece de insanların başına bela olur, insanlara bir huzur vermezler.

Oysaki işin aslında, hakikatinde kendisine ait bir şey yok. Kendisinde bulunan bütün güç, zenginlik, varlık ve ilim Hakk'ın ona emanetidir. 

Ama bir bilse, " Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır ve Allah her şeyi kuşatmaktadır."(Nisa 126)

İlim Allah'ın sıfatıdır.

İlim Allah'tan ayrılmaz. Ama sana ikram eder, senin elinle sende onu kullanır. 

Onun malını onun, yani kudretin hesabına kullanırsan, ilmin, gücün artar, büyürsün ve onun razı olduğu, teşvik ettiği yolda yürür gidersin. 

Eğer bu benim dersen yıkılırsın, iblis olursun. 

İlimin maliki, sahibi Allah'tır (cc). Tabiri caizse bir insan denizin bütün suyunu evine götürebilir mi? Elbette ki hayır. Ne kadarını götürebilir? İhtiyacı kadarını götürebilir. İnsan da El Âlim sıfatından ancak ve ancak ihtiyacı, istidadı ve nasibi kadarını alabilir.

Resulü Ekrem dualarından birinde; "Ya Rabbi ilmimi ziyadeleştir" diye niyazda bulunuyor. İnsan soramadan edemiyor, niye Resulullah'ın ilmini Allah (cc) eksik mi bıraktı ki, fazlalaşması için Resulullah böyle bir istekte bulunuyor. Oysaki Allah ( cc) Resulullah'ı alemlere rahmet olarak gönderdi ve onu en güzel surette yarattı. Allah (cc) ikramların, ilmin en güzellerini Resulullaha vermiş. Öyleyse buna rağmen bu duanın gayesi ne? 

Bu söyleyeceğimizi eğitimciler çok daha iyi anlayacaktır.

Siz bir şeyi bilirsiniz, bildiğinizi yanınızdakine, çevrenize öğretirsiniz. 

Bu öğretiminizden dolayı sizden bir şey eksilir mi?

Elbette ki hayır. Bilakis artar. 

Ehli çok daha iyi bilir, ancak anladığımız burada Resulullah'ın niyazının özü aslında, Ya Rabbi benim ilmime muhatap olabilecek birini bana ver. Bana verdiğin bu ilmi paylaşmak ve ona da bu ilimden vermek istiyorum.

İşte burada Hz. Ali keremellahuveche yetişiyor. Resulullah'ın gönül aynasına, Resulullah'ın ilmine Hz. Ali muhatap oluyor, ona varis oluyor. Resulü Ekrem'in gönül aynasına düşen, İmam Ali'nin de gönlüne düşüyor. Bu sebepten olsa gerek ki Hz. Ali diyor ki; "Hiçbir ayet yok ki bizim evimizde nazil olmasın."  Adeta meydan okurcasına, "Sorun, ne kadar müşkülünüz varsa, içinden çıkamadığınız ne kadar mesele varsa sorun" diyor. Burada Resulullah'ın duası Hz. Ali'de tecelli oluyor. Böylece Resulullah'ın kalbi, Hz. Ali'nin ilim şehrinin kapısı olmasıyla ferahlıyor. Ve Resulullah buyuruyor, "Ben ilim şehriyim, Ali ise kapısıdır."

Resulullah'ın Hz. Aliye verdiği en büyük rütbelerden biri de "Ya Ali! Sen bana Harun'un Musa'ya olduğu gibisin. Ancak benden sonra peygamber gelmeyecektir" sözündeki manada gizlidir.

"Gadir-i Hum" denilen yerde şu ayet indi: "Ey elçi! Rabbinden sana indirileni tebliğ et; bunu yapmazsan, onun elçiliğini yapmamış olursun. Allah, seni insanlardan -zararlarından- koruyacaktır..." Bu ayetle beraber Resulullah bütün sahabeyi Gadir-i Hum denilen yerde bir araya topladı. Orada bir hutbe irad etti.

 

Müslümanlara Resulullah'ın Gadir-i Hum günündeki mübarek ifadeleri şöyleydi; "Allah'ın benim üzerimde, benim de müminler üzerinde velâyetim, yetkim var. Ben inananlar üzerinde kendilerinden daha yetkiliyim; o hâlde: Ben kimin mevlası ve velisi isem, Ali de onun mevlası ve velisidir. Allah'ım! Onu sevenleri sev, düşmanlarına düşman ol. Ona yardım edene yardım et, onunla savaşanı kahret. Burada hazır bulunanlar, hazır bulunmayanlara da bunu iletsinler."

Peygamber bu sözleri söyledikten sonra insanlar henüz dağılmamışken şu ayet iniyor: "Bugün size dininizi kâmil ettim, size nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı beğendim."   

Sonra Peygamber yüksek sesle şöyle buyurdu: Allahü Ekber! Allah'ın dini kâmil oldu, Allah benim peygamberliğimi ve benden sonra Ali'nin (a.s) imametini beğendi. 

Bu merasimden sonra Müslümanlar, müminlerin emiri Hz. Ali'yi (a.s) tebrik ettiler. Ebubekir ve Ömer, Ali'yi (a.s) ilk kutlayanlardandılar. Kutlarken şöyle dediler: "Ne mutlu sana ya Ali! Benim ve erkek-kadın inanan herkesin mevlası oldun." 

Hz. Ali ve evlatlarının ilim pınarından ve yüksek ahlakından beslenmeyenlerin İslam'ı ve Resulullah'ı tevillerle, akli kıyaslarla ve maslahatlarla anlamaya çalışmışlardır. Bu durumda sıratı müstakimden sapmalara sebep olmuştur. Tevhidin merkezinin Ehlibeyt olması gerekirken Müslümanlar farklı merkezlere savurulmuştur. Böylece tarih yine tekerrür etmeye başlamıştır, bilindiği gibi tarih boyunca din, dinsizliğe karşı değil; bilakis dine karşı mücadele etmiştir. Hangi dine karşı durulmuştur, diye baktığımızda, mesela Ehlibeyt anlayışı Kur'an'ı cilt, mızrak ucundaki sahifeler, mürekkep, sözde İslam, Müslümanlığı çıkarlarına kılıf olarak, isim olarak, Müslümanlığı şekilcilik olarak görenlere karşı durmuş bu anlayışlarla mücadele etmiştir.

Ehlibeyt İslam'ı kalp ve gönül dili ile bir hal ilmi olarak yaşamıştır, anlatmıştır.

Kalp dili ve edebiyatıyla dokundukları her insanı nasibince yeşertmişlerdir. İlahi cazibenin kontrolüne şuur içinde girişlerine vesile olmuşlardır.

Hz. Ali keremallahuveche ve evlatları Allah (cc) ve Resulullah'ın muradını kavrayan özel seçilmiş insanlardır. Bugün manasız, imansız, ahlaksız, faziletsiz olanların gücü, serveti kullanarak milyonları köleleştirdiği çağımızın kapitalist anlayışın kurtuluş reçetesi Ehlibeyt ahlakıdır. Hz. Ali ve evlatlarının faziletli duruşudur.

"Ehlibeyt Nuh'un Gemisi gibidir. Binen kurtulur, binmeyen helak olur."    

 
Ergül Güner / diğer yazıları
Saray’da oturan Erdoğan, milletin halinden habersiz
'22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye'de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz'
İstanbul'da asayiş zirvesi
Yerlikaya Emniyet'ten brifing aldı
Trabzonspor beraberliğe abone oldu
Süper Lig'de 6. beraberliğini aldı
İsrail 814 cami yıktı
Gazze'de haçlı destekli siyonist terör
‘Hükümet tiyatroyu bırakıp tedbir almalı’
BTP’li Eyercioğlu’ndan çok kritik uyarılar
İsrail Lübnan'da da camilere saldırıyor
İsrail ordusu itiraf etti
TESK'ten 'yabancı tabela' uyarısı
"Haddinden fazla arttı"
Türkiye’de sosyal huzursuzluk ve nedenleri
Türkiye’deki sosyal huzursuzluğun nedenlerinin başında ekonomi geliyor
Kasiyer Merve cinayeti davasında tahliye kararı
Sebep: Silah ateşlenmeden olay yerinden ayrılmış
Dikkat çekici bir Türkiye analizi
‘Allah yardımcımız olsun…’
Arjantin'de yoksulluk oranı uçuşa geçti
Anarko-kapitalist halkı açlıktan kıracak
Şeker, buğday, et...
Gıda fiyatları dünyada da tırmanışa geçti
Kritik iller hedefte
'Vadedilmiş Topraklar' Türkiye’yi de kapsıyor!
'Sığınmacılar pimi çekilmiş bomba gibi'
Yaycı: Onlarla iç karışıklık çıkartılabilir
2024 model soykırım
İsrail'in Gazze soykırımı 1 yaşında
Saray’da oturan Erdoğan, milletin halinden habersiz
'22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye'de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz'
İstanbul'da asayiş zirvesi
Yerlikaya Emniyet'ten brifing aldı
Trabzonspor beraberliğe abone oldu
Süper Lig'de 6. beraberliğini aldı
İsrail 814 cami yıktı
Gazze'de haçlı destekli siyonist terör
‘Hükümet tiyatroyu bırakıp tedbir almalı’
BTP’li Eyercioğlu’ndan çok kritik uyarılar
İsrail Lübnan'da da camilere saldırıyor
İsrail ordusu itiraf etti
TESK'ten 'yabancı tabela' uyarısı
"Haddinden fazla arttı"
Türkiye’de sosyal huzursuzluk ve nedenleri
Türkiye’deki sosyal huzursuzluğun nedenlerinin başında ekonomi geliyor
Kasiyer Merve cinayeti davasında tahliye kararı
Sebep: Silah ateşlenmeden olay yerinden ayrılmış
Dikkat çekici bir Türkiye analizi
‘Allah yardımcımız olsun…’
Arjantin'de yoksulluk oranı uçuşa geçti
Anarko-kapitalist halkı açlıktan kıracak
Şeker, buğday, et...
Gıda fiyatları dünyada da tırmanışa geçti
Kritik iller hedefte
'Vadedilmiş Topraklar' Türkiye’yi de kapsıyor!
'Sığınmacılar pimi çekilmiş bomba gibi'
Yaycı: Onlarla iç karışıklık çıkartılabilir
2024 model soykırım
İsrail'in Gazze soykırımı 1 yaşında
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.