Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 27.02.2015 tarihli yayımlanan yazısıdır
Değerlerin yozlaştığından, millet yararına yapılması gereken siyasetin kirlendiğinden bahsediyoruz.
Allah'a hesap şuurunu yitiriyoruz, bu da her sahada bozulmuş bir ahlak hali olarak karşımıza çıkıyor.
Hz. Ali Efendimiz, hilafeti döneminde yetki verdiği kişilere ahiret inancını ve hesap şuurunu hatırlatan mektuplar göndermiştir. Atılan her adımda Allah'ın rızası istikametinde hareketi tavsiye etmiştir.
Rivayet edilir ki, Müminlerin Emiri'nin kadısı Şureyh b. el-Haris görevdeyken 80 dinara ev aldı. Müminlerin Emiri bunu duydu ve onu çağırtarak şöyle dedi:
"80 dinara ev satın aldığını, bunun için bir sözleşme hazırladığını ve bazılarını şahit tuttuğunu duydum."
Şureyh ona, "Ey Müminlerin Emiri, böyle oldu" dedi.
Bunun üzerine Hz. Ali, Şureyh'e kızgın bir bakışla bakarak, şunları söyledi: "Ey Şureyh! Bilmiş ol ki, oradan kovmadan ve mezarına temiz olarak teslim etmeden sözleşmene bakmayacak ve delilini sormayacak kimse gelecektir.
Ey Şureyh! Bu evi malından alıp almadığına, bedelini helal kazancından ödeyip ödemediğine bak! Eğer böyle yapmışsan, dünyayı da ahireti de kaybettin. Bilmiş ol ki, o satın aldığını aldığın sırada bana gelmiş olsaydın sana aşağıdakinin benzeri bir yazı yazacaktım. O zaman bu evi daha fazlasına değil bir dirheme bile almaya rağbet etmeyecektin."
Hz. Ali'nin Şureyh b. el-Haris'e yazdığı yazı şudur: "Kim malın üstüne mal toplayıp çoğaltırsa, binalar inşa edip süslerse, dayayıp döşer biriktirirse, kendi zannınca çocuğuna bıraktığına inanıp düşünürse hepsinin gidişi arz ve hesap durağına, sevap ve ceza yerinedir. İş yargının ayrımıyla meydana geldiğinde ve 'batılı seçenler hüsrana uğradıklarında' (Mümin 78) akıl, arzunu esaretinden ve dünyanın bağlantılarından kurtulduğunda buna şahitlik eder."
Yine Hz. Ali Efendimiz, Azerbeycan Valisi Eş'as b. Kays'a gönderdiği mektupta şu hakikati hatırlatır: "Sana verilen görev arpalık olarak verilmiş değildir. O boynunda bir emanettir" demiştir.
Irak sınırındaki bir vali olan el-Esved b. Katiba'ya gönderdiği mektuptaysa makam hırsından bahsederek, "Yöneticinin arzuları çeşit çeşit olursa bu çoğu zaman onu adil davranmaktan engeller" buyuruyor.
Bugün adil bir yönetici, hukuka riayet eden idareci arıyorsak, İmam Ali'nin nasihat ettiği gibi yaradılış gayemizi yani kul olduğumuzu unutmamalıyız.
Zira ahlaki hamide değerlerine ve Allah'ın rızasına ancak bu şekilde ulaşabiliriz.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- İmam Ali'nin devlet adamlarına nasihatleri / 22.11.2024
- Hz. Peygamber'in davet mektupları / 21.11.2024
- İslam tarihinde ilk fitne / 20.11.2024
- Önce insan denmedikçe... / 19.11.2024
- İnsan hakları konusu / 18.11.2024
- Unutulan kadın / 17.11.2024
- Dünya MEM diyor ya Türkiye? / 16.11.2024
- BTP'nin hayvancılık projeleri / 15.11.2024
- Bedava elektrik hayal değil / 14.11.2024
- Kadına hak ettiği değer ancak BTP iktidarında verilebilir / 13.11.2024
- Hz. Peygamber'in davet mektupları / 21.11.2024
- İslam tarihinde ilk fitne / 20.11.2024
- Önce insan denmedikçe... / 19.11.2024
- İnsan hakları konusu / 18.11.2024
- Unutulan kadın / 17.11.2024
- Dünya MEM diyor ya Türkiye? / 16.11.2024
- BTP'nin hayvancılık projeleri / 15.11.2024
- Bedava elektrik hayal değil / 14.11.2024
- Kadına hak ettiği değer ancak BTP iktidarında verilebilir / 13.11.2024