Bu ülkede iktidar ve muhalefetin en büyük ayıbı ve cahil olduğu bir konu var.
Devletin ekonomiye müdahale etmesine koro halinde ve en sert bir şekilde karşı çıkılır.
Sonuç ne olur?
Soğuk hava deposuna kaldırılmış bir piyasa ekonomisi gerçekliği ile karşı karşıya kalırız.
Yaprak kımıldamaz.
Çünkü mevcut kapitalist sistemin dönen çarkları ve uygulanan tüm hatalı parametreleri gereği ekonomi daima yoğun bakımdadır ve bu durumdan kurtuluşun aynı uygulamalarla asla mümkün olamayacağı, ilmi bir gerçeklik olarak kabak gibi ortadadır.
Nasıl şimdi huzurlu ve mutlu oldunuz mu?
Özellikle sana diyorum Sn. Şimşek!
Ne yaptı sana bu yüce Türk milleti!?
Neden sanki intikam alırcasına ve sonucu böyle olacağı belli olan ve aynı zamanda sömürüye dayalı bulunan bu çürümüş-kokuşmuş ve insanlık suçu sayılması gereken mevcut sistemi uygulamakta ısrarlısın?
Neo liberal klasik anlayışın toplumlara dayattığı şekliyle, piyasaların kendi haline bıraktığında ve kendi kendine bir denge oluşturmayı başarabileceğine en başta sen inanıyor musun?
Devleti sadece vergi toplamak için ve adeta bir jandarma gibi kullanmaktan ne zaman vaz geçmeyi düşünüyorsunuz?
Çok merak ediyorum.
Sahi geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz?
Orta Vadeli Proje diye millete dayattığınız bu saçma sapan akıl dışı uygulamanızın işe yaramadığını ve asla da yaramayacağını halen daha göremediniz mi?
Merkez Bankamızı küresel finans elitlerine kul köle ettiniz!
Zamanında 6. Filoya karşı secde edenler, şimdide IMF ve Dünya Bankası'na karşı el pençe duruyor.
Milletimize sürekli pompalanan ve Çin'de ki sağır Sultanın duyduğu en uzun kuyruklu yalan;
"Para basarsanız enflasyon olur."
"Devlet kesinlikle ekonomiye ve dolayısıyla piyasalara müdahil olmamalı."
"Enflasyonu düşürmek için, faizlerin mutlaka yüksek olması hayati önemdedir."
"Dövizi baskılamak yanlıştır, tam tersi dalgalı kur olmalı."
"Her arz kendi talebini oluşturur."
Bu kadar yeter sanırım, yazarken bile bunaltı geldi vallahi.
Bu sözleri sarf edenler, akşam sabah medya ekranlarında kehanetlerde bulunuyorlar.
Şimdi derdimiz neymiş ona dönelim.
Fakir ölsün!
Markette gezinsin ama alamasın!
Sadece imtiyazlı olanlar için bir dünya kurulmuş ve burada millete yer yok.
Eskiden o yoktu bu yoktu denir.
Doğrudur eskiden teknoloji bu kadar yaygın ve gelişmiş değildi.
Ama insanlar mutlu ve huzurluydu.
O günkü koşullarda elde ettiklerini şimdi çocuklarına miras bırakıyor.
Ya şimdikiler gelecek nesillere ne bırakacak?
Madem ki eski günlerden bahis açıldı, haydi hep beraber bir tarihi yolculuğa çıkalım.
Maksadımız ve meramımız, Türk milleti ve Cumhuriyetimizin bekasıdır.
Eşsiz önderimiz Atatürk'e verdiğimiz sözün yerine getirilmesidir.
Bizim şu veya bu kişilerle ve şahıslarla asla bir işimiz ve derdimiz olamaz.
Yolculuk başlasın…
Bakalım eskiden asgari ücretle çalışanlar ne kadar çeyrek altın biriktirebiliyordu.
Asgari ücretin başladığı 1969 yılında, bir asgari ücretli ayda 33, bir yılda 396 çeyrek altın satın alabiliyordu.
1971 yılında aynı asgari ücretli ayda bu sefer, 20 çeyrek altın alabiliyordu.
Ekonominin Kıbrıs savaşından dolayı yerle bir edildiği tarih olan 1974 yılında asgari ücretli, 11 çeyrek altın satın alabiliyordu.
Yıl 1976; 4. Demirel Hükümeti dönemi ve asgari ücretli yine bir ayda, 14 çeyrek altın satın alabiliyordu.
Yıl 1979 ve Türkiye'de yer yerinden oynuyor. Bir yıl sonra darbe olacak ve işte tam bu yıl bir asgari ücretli bir aylık maaşı ile, 11 çeyrek altın satın alabilmişti.
Dikkat ediniz artık darbe olmuştu.
Yıl 1980 ve 6'ncı Demirel hükümeti dönemi, 12 Eylül 1980'de yapılan askeri müdahaleyle sona ermişti.
İşte o yıl bir asgari ücretli aldığı maaşla, 11 çeyrek altın satın alabilmişti.
Yıl 1190, asgari ücretli bir işçi bu seferde bir ayda, 8 çeyrek altın satın alabilmişti.
1991'de ise bu sefer aynı asgari ücretli bir ayda, 11 çeyrek altın satın alabildi.
Özallı yıllar yerini tekrar Demirel'e bırakıyordu…
Yıl 1992, Demirel Başbakan, DYP ve SHP'nin katılımıyla koalisyon hükümeti kuruldu. Asgari ücretli işçi bir ayda, 12 çeyrek altın satın alabilmişti.
Yıl 2000'di ve asgari ücretli işçimiz bu yılın bir aylık maaşı karşılığında, 13 çeyrek altın satın alabiliyordu.
Ve yıl 2003'tü iktidarda bu seferde AK Parti iktidarı vardı. Hiç hak yemeye gerek zira, bu yılda bir asgari ücretli bir işçi bir ayda, 13 çeyrek altın satın alabilmişti.
Tabi ilk yılları olduğu için gelenek pek bozulmamış ve devletin çivileri henüz birden bire yerinden çıkmamıştı.
Zikzaklar dönemi başlıyor!
2008 yılına gelindiğinde ise bir asgari ücretlinin maaşı ile aldığı çeyrek altın, 8'e inmişti.
Yıl 2010… İşler tuhaf gitmeye başlamıştı ve bir asgari ücretlinin aldığı çeyrek altın sayısı, 6'ya inmişti.
2015 yılında da asgari ücretlinin aldığı çeyrek altın sayısı değişmemiş ve yine 6'da kalmıştı.
Tepe takla gitmeye başlıyoruz…
Yıl 2018'i gösterdiğinde ise bu sefer asgari ücretlinin bir ayda elde edebildiği çeyrek altın sayısı, 5'e kadar düşmüştü.
Ve 2025 yılı…
Bir asgari ücretlinin aldığı çeyrek altın sayısı, 3.5 olmuştu.
Emekli için bu sayı, 2 'de kalmıştır.
1969 yılına göre 2025'te bir asgari ücretlinin kaybettiği çeyrek altın sayısı, tam olarak 30'dur.
Nasıl Mehmet Şimşek, erikler ekşi mi?
Devletin ekonomiye müdahale etmesine koro halinde ve en sert bir şekilde karşı çıkılır.
Sonuç ne olur?
Soğuk hava deposuna kaldırılmış bir piyasa ekonomisi gerçekliği ile karşı karşıya kalırız.
Yaprak kımıldamaz.
Çünkü mevcut kapitalist sistemin dönen çarkları ve uygulanan tüm hatalı parametreleri gereği ekonomi daima yoğun bakımdadır ve bu durumdan kurtuluşun aynı uygulamalarla asla mümkün olamayacağı, ilmi bir gerçeklik olarak kabak gibi ortadadır.
Nasıl şimdi huzurlu ve mutlu oldunuz mu?
Özellikle sana diyorum Sn. Şimşek!
Ne yaptı sana bu yüce Türk milleti!?
Neden sanki intikam alırcasına ve sonucu böyle olacağı belli olan ve aynı zamanda sömürüye dayalı bulunan bu çürümüş-kokuşmuş ve insanlık suçu sayılması gereken mevcut sistemi uygulamakta ısrarlısın?
Neo liberal klasik anlayışın toplumlara dayattığı şekliyle, piyasaların kendi haline bıraktığında ve kendi kendine bir denge oluşturmayı başarabileceğine en başta sen inanıyor musun?
Devleti sadece vergi toplamak için ve adeta bir jandarma gibi kullanmaktan ne zaman vaz geçmeyi düşünüyorsunuz?
Çok merak ediyorum.
Sahi geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz?
Orta Vadeli Proje diye millete dayattığınız bu saçma sapan akıl dışı uygulamanızın işe yaramadığını ve asla da yaramayacağını halen daha göremediniz mi?
Merkez Bankamızı küresel finans elitlerine kul köle ettiniz!
Zamanında 6. Filoya karşı secde edenler, şimdide IMF ve Dünya Bankası'na karşı el pençe duruyor.
Milletimize sürekli pompalanan ve Çin'de ki sağır Sultanın duyduğu en uzun kuyruklu yalan;
"Para basarsanız enflasyon olur."
"Devlet kesinlikle ekonomiye ve dolayısıyla piyasalara müdahil olmamalı."
"Enflasyonu düşürmek için, faizlerin mutlaka yüksek olması hayati önemdedir."
"Dövizi baskılamak yanlıştır, tam tersi dalgalı kur olmalı."
"Her arz kendi talebini oluşturur."
Bu kadar yeter sanırım, yazarken bile bunaltı geldi vallahi.
Bu sözleri sarf edenler, akşam sabah medya ekranlarında kehanetlerde bulunuyorlar.
Şimdi derdimiz neymiş ona dönelim.
Fakir ölsün!
Markette gezinsin ama alamasın!
Sadece imtiyazlı olanlar için bir dünya kurulmuş ve burada millete yer yok.
Eskiden o yoktu bu yoktu denir.
Doğrudur eskiden teknoloji bu kadar yaygın ve gelişmiş değildi.
Ama insanlar mutlu ve huzurluydu.
O günkü koşullarda elde ettiklerini şimdi çocuklarına miras bırakıyor.
Ya şimdikiler gelecek nesillere ne bırakacak?
Madem ki eski günlerden bahis açıldı, haydi hep beraber bir tarihi yolculuğa çıkalım.
Maksadımız ve meramımız, Türk milleti ve Cumhuriyetimizin bekasıdır.
Eşsiz önderimiz Atatürk'e verdiğimiz sözün yerine getirilmesidir.
Bizim şu veya bu kişilerle ve şahıslarla asla bir işimiz ve derdimiz olamaz.
Yolculuk başlasın…
Bakalım eskiden asgari ücretle çalışanlar ne kadar çeyrek altın biriktirebiliyordu.
Asgari ücretin başladığı 1969 yılında, bir asgari ücretli ayda 33, bir yılda 396 çeyrek altın satın alabiliyordu.
1971 yılında aynı asgari ücretli ayda bu sefer, 20 çeyrek altın alabiliyordu.
Ekonominin Kıbrıs savaşından dolayı yerle bir edildiği tarih olan 1974 yılında asgari ücretli, 11 çeyrek altın satın alabiliyordu.
Yıl 1976; 4. Demirel Hükümeti dönemi ve asgari ücretli yine bir ayda, 14 çeyrek altın satın alabiliyordu.
Yıl 1979 ve Türkiye'de yer yerinden oynuyor. Bir yıl sonra darbe olacak ve işte tam bu yıl bir asgari ücretli bir aylık maaşı ile, 11 çeyrek altın satın alabilmişti.
Dikkat ediniz artık darbe olmuştu.
Yıl 1980 ve 6'ncı Demirel hükümeti dönemi, 12 Eylül 1980'de yapılan askeri müdahaleyle sona ermişti.
İşte o yıl bir asgari ücretli aldığı maaşla, 11 çeyrek altın satın alabilmişti.
Yıl 1190, asgari ücretli bir işçi bu seferde bir ayda, 8 çeyrek altın satın alabilmişti.
1991'de ise bu sefer aynı asgari ücretli bir ayda, 11 çeyrek altın satın alabildi.
Özallı yıllar yerini tekrar Demirel'e bırakıyordu…
Yıl 1992, Demirel Başbakan, DYP ve SHP'nin katılımıyla koalisyon hükümeti kuruldu. Asgari ücretli işçi bir ayda, 12 çeyrek altın satın alabilmişti.
Yıl 2000'di ve asgari ücretli işçimiz bu yılın bir aylık maaşı karşılığında, 13 çeyrek altın satın alabiliyordu.
Ve yıl 2003'tü iktidarda bu seferde AK Parti iktidarı vardı. Hiç hak yemeye gerek zira, bu yılda bir asgari ücretli bir işçi bir ayda, 13 çeyrek altın satın alabilmişti.
Tabi ilk yılları olduğu için gelenek pek bozulmamış ve devletin çivileri henüz birden bire yerinden çıkmamıştı.
Zikzaklar dönemi başlıyor!
2008 yılına gelindiğinde ise bir asgari ücretlinin maaşı ile aldığı çeyrek altın, 8'e inmişti.
Yıl 2010… İşler tuhaf gitmeye başlamıştı ve bir asgari ücretlinin aldığı çeyrek altın sayısı, 6'ya inmişti.
2015 yılında da asgari ücretlinin aldığı çeyrek altın sayısı değişmemiş ve yine 6'da kalmıştı.
Tepe takla gitmeye başlıyoruz…
Yıl 2018'i gösterdiğinde ise bu sefer asgari ücretlinin bir ayda elde edebildiği çeyrek altın sayısı, 5'e kadar düşmüştü.
Ve 2025 yılı…
Bir asgari ücretlinin aldığı çeyrek altın sayısı, 3.5 olmuştu.
Emekli için bu sayı, 2 'de kalmıştır.
1969 yılına göre 2025'te bir asgari ücretlinin kaybettiği çeyrek altın sayısı, tam olarak 30'dur.
Nasıl Mehmet Şimşek, erikler ekşi mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Kapitalist sistem seni de yutar Mehmet Şimşek / 28.04.2025
- İstanbul’un nüfusu beka sorunu olmuştur! / 27.04.2025
- Türk olduğumuzu hatırlayalım! / 24.04.2025
- Mevzu Türk milletidir / 23.04.2025
- Çok pis kokular geliyor! / 21.04.2025
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık çağrı / 20.04.2025
- “Kürt sorunu vardır” diyen ajandır! / 17.04.2025
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- İstanbul’un nüfusu beka sorunu olmuştur! / 27.04.2025
- Türk olduğumuzu hatırlayalım! / 24.04.2025
- Mevzu Türk milletidir / 23.04.2025
- Çok pis kokular geliyor! / 21.04.2025
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık çağrı / 20.04.2025
- “Kürt sorunu vardır” diyen ajandır! / 17.04.2025
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025