"Pera Palas'ta Düşler" sergisi sanatseverleri ağırlıyor

Beyoğlu'ndaki Pera Palas Hotel'de gerçekleştirilen sergiyi düzenleyen sanat galerisinin kurucusu Serdar Akarca, yaptığı açıklamada, özellikle resim ve heykel sanatına ilgi duyanların sergiyi ziyaret ettiğini söyledi.

Akarca, sergide 120 sanatçının 250'den fazla eserinin yer aldığını dile getirerek, "Farklı disiplinlerden, ağırlıklı olarak yağlı boya, sulu boya, kara kalem, akrilik tarzı karışık tekniklerle hazırlanan eserlerin yanı sıra heykel, mozaik, el yapımı işler ve dijital sanatlar da var. Çok değerli isimler bir araya geldi." dedi.

Sergide 20'den fazla eserin satıldığını kaydeden Akarca, "Tabii eser satışı zaman alan bir süreç. Sergi genellikle koleksiyonerler tarafından gezilir, sonra bize talepler gelir. Halihazırda hatırı sayılır bir eser satışı olduğunu söyleyebilirim ki bu da çok sevindirici." ifadesini kullandı.

"İnsanın ruhsal yolculuğunun resmini yaptım"

"Devran" isimli yağlı boya tablo eseriyle sergiye katılan Meryem Çakar da düzenli bir çalışmayla yaklaşık bir ayda eserini tamamladığını kaydetti.

Çakar, çocukluk yıllarından bugüne resim yapmayı çok sevdiğinin altını çizerek, "İnsanın ruhsal yolculuğunun bir resmini yaptım aslında Devran adlı bu çok özel çalışmamla. Farklı disiplinlerden eserlerin meraklılarıyla buluştuğu bu sergide bulunmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum." şeklinde konuştu.

Resimdeki her ögenin ayrı bir anlamı bulunduğuna işaret eden genç ressam, "Dıştan içe doğru sembollere bakacak olursak en dıştaki kırılmış duvarlar insanın benliğini temsil ediyor. Benlik hapishanesinin, hapishane olarak tasvir ettiğimiz bu duvarların kırılmasıyla resimde kuşlarla temsil edilen ruhlar özgürlüğe kavuşuyor ve sonsuz bir manzaraya uçuyor." değerlendirmesinde bulundu.

Çalışmasında dairesel formda şekillere yer verdiğini belirten Çakar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada da o ruhların etrafında döndüğü ve içinden geçtiği dört merhale var. Tasavvufta şeriat, tarikat, hakikat ve marifet olarak ifade edilen dört merhaleyi tasvir etmeye çalıştım eserimde. Yeşil kısım yani en dıştaki daire şeriat, onun içindeki ikinci kısım tarikat, onun içinde yer alan ateş hakikat, en içteki ışıklı kısım ise marifet. Burada ruhlar bir kurallar bütünü içerisinde, önce bir yola giriyor ve orada kök salıyor. Sonrasında bu kurallar artık onun için bir akış haline geliyor ve o şekilde hareket etmeye başlıyor ve tamamen arınmak üzere ateşe giriyor. Orada arınan ruhlar da ilahi hakikate, kendi özüne ulaşıyor. Kendi özü dediğimiz ilahi hakikat."

Luna Grande Art tarafından düzenlenen sergi, 29 Nisan'a kadar ziyaret edilebilecek.