Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı

22 Ekim'de MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan teröristbaşı Öcalan'la müzakere süreci devam ediyor.

Bahçeli, "Şayet teröristbaşının tecriti kaldırılırsa, gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini ilan etsin" çağrısında bulunmuştu.

Türkiye ve Türk milleti için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduklarını söyleyen Bahçeli, "Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın" şeklinde konuşmuştu.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ise, Bahçeli'nin bu çağrısından hemen sonra yaptığı sosyal medya paylaşımında, Türk siyasetinde 22 Ekim'in bir milat olduğunu belirtmiş, "Bugünden sonra siyasi değerlendirmeler '22 Ekim'den önce, 22 Ekim'den sonra' diye yapılacaktır" değerlendirmesinde bulunmuştu.

Bu tarihten sonra DEM Partililerden bir İmralı heyeti kuruldu, bu heyet 4 kez İmralı'da teröristbaşı Öcalan'la görüştü, 2 tur Meclis'te olan siyasi parti temsilcileri ve bir kez de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü, hatta Barzani, Talabani ile de görüştü...

Öcalan'ın İmralı'dan kaleme aldığı yazılı açıklama, DEM Parti heyetinin üçüncü ziyaretinden sonra 27 Şubat'ta bazı illerin merkezlerinde kurulan dev ekranlardan ve birçok TV kanalından canlı olarak kamuoyuyla paylaşıldı.

27 Şubat'tan bugüne epey bir zaman geçti, peki, Öcalan'ın PKK terör örgütüne yaptığı "Silah bırakın, kendinizi feshedin" çağrısı bir karşılık buldu mu? Elbette ki hayır.

Suriye'deki PKK'nın temsilcileri "Bu çağrı bize değil" diyerek topu taca atarken, Kandil'den terörist Cemil Bayık ise kendileriyle bir görüşme yapılmadığından bahsetti.

Bahçeli'nin başlattığı süreç sadece bir çağrı için miydi, yoksa PKK'nın silah bırakması ve kendini feshetmesi için miydi?

Neticede silah bırakma ve fesih gerçekleşmedi.

Durum bu olmasına rağmen siyasette Öcalan süreci sanki amacına ulaşmış gibi devam ettiriliyor.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarını sağlamadan bu sürecin ilerleyebilmesi mümkün değil" dedi. Koçyiğit koşullarla ilgili şunları söyledi:

"Bu koşullar olarak Öcalan'ın özgürlük koşulları ve kongreye katılım koşullarını ifade ediyorlar. Onlar adına söyleyebileceğimiz bir söz yoktur. Bu kongrede karar alma yetkisine sahip tek kişi olarak Öcalan'ı ifade ettiler, bu kongrenin toplanması için bu mekanizmanın adına ne diyorsak hızla gerçekleşmesi gerekiyor"

DEM Partili Koçyiğit, "Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması çok önemli. İmralı heyetimiz dışında adayla bir temas yok. Gazetecilerin talebi olmasına rağmen gidiş sağlanabilmiş değil. Çalışmasını kolaylaştıracak düzenlemelerin yapılması gerekiyor" dedi.

Türkiye'de, Öcalan'ın çağrısı PKK terör örgütünde bir karşılık bulmadan siyasi taviz süreci devam ederken, silah bırakması beklenen PKK Suriye'de 26 Nisan'da "özerklik konferansı" düzenledi.

Suriye'de Mardin'in tam karşısında Kamışlı'da PKK-PYD öncülüğünde düzenlenen konferansta anayasa gibi yazılan 26 maddelik belge imzalandı.

Sonuç bildirgesini ise 20 milyon TL ödülle, kırmızı kategoride aranan terörist Fawza El Yusuf okudu.

Yapılan toplantıda bulunanlardan 7'si, Türkiye'de İçişleri Bakanlığı'nın terörden arananlar listesinin 20 milyon lira para ödüllü kırmızı renkli kategorisinde aranan en azılı teröristler oldukları ortaya çıktı.

Velid kod adlı Aldar Halil, Mazlum Abdi kod adlı Ferhat Abdi Şahin. Ebu Welat kod adlı Salim Müslim, Asya Abdullah, Fawza El Yusuf, Halide kod adlı Hanife Hüseyin, Semir Asu, Redur Halil ile Nesrin Abdullah...

Bu son üç isim, Siirt, Şırnak ve Hakkari'de 65 kişinin ölümünden sorumlu. 

Kongrede arkada PKK'nın çatı yapılanması olan KCK'nın sözde bayrağının olduğu görüldü.

PYD-YPG ve SDG uluslararası kamuoyuna sık sık PKK-KCK'dan ayrı olduklarını vurguluyordu, bu konferansla resmen PKK'nın kendisi olduklarını ispatlamış oldular.

Kongredeki en önemli vurgu, federal sistem yani özerklik talebi, Kürtçenin, Arapçanın yanında resmi dil olması.

Şara yönetimiyle ABD'nin arabuluculuğuyla geçtiğimiz haftalarda 8 maddelik anlaşma imzalayarak, silah bırakmama garantisi alan PYD/YPG yani Suriye'nin PKK'sı şimdi bu konferansla özerklik adımı atıyor.

Türkiye'de hükümet ise hala Öcalan açılımıyla PKK'nın tüm bileşenlerinin silah bırakmasını bekliyor!

Öcalan açılımında eğer maksat PKK'nın silah bırakması ise bu olmadı ve görüldüğü gibi olmayacak, o zaman süreç durdurulmalı.

Hala devam ettirilecekse o zaman gerçek maksadın açıklanması gerekiyor.