Galatasaray Eyüpspor'u 5-1 yenerek yoluna devam ediyor. İşin açıkçası çok şaşalı bir oyun seyretmedik.
Maçın geneline bakarsak düşük tempoda ve heyecan seviyesinin çok yükselmediği bir maç olduğunu söyleyebiliriz.
Beyaz formalı Galatasaray'ın şampiyonluğa giden takım olduğu oynadıkları oyundan çok da anlaşılmayabilir işin açıkçası.
Buna rağmen Galatasaray 5 gol buldu.
Daha çok savunmada kalan bir Galatasaray seyrettik.
Her zamanki gibi düşük tempo ile başlayan karşılaşmanın ilk anlarında Osimhen'in ilk şutu direkten döndü.
İlk anlarda Frankowski ve Yunus iyi bir işbirliği içinde etkili idiler.
Tabii hemen Torreira hakkında birşeyler söylemek lazım.
Lucas Torreira resmen tek başına bir takım. Teknik kapasitesi ileri düzeyde ve savunmada hücumda çift yönlü bir oyuncu.
Uzun paslar kısa paslar her türlü opsiyonu kullanıyor.
İlk yarı boyunca Gabriel Sara çok etkili olamadı fakat Torreira onun yerine de oynayınca bu eksiklik hissedilmedi.
İlk 15'ten sonra Eren ve de Sallai de diğer kanattan etkili olmaya başladılar.
Bu anlarda Galatasaray'da Sanchez anlamsız hatalar ile Thiam'ın pozisyona girmesine yardımcı oldu.
Bunun haricinde cılız Eyüpspor hücumları izledik. Bunlardan birinde Ampem'in şutunda Muslera güzel bir kurtarış ile Eyüpspor'u durdurdu.
Fakat her şeye rağmen golü bulan taraf Galatasaray idi.
Kornerden gelen topa kafa vuran Osimhen arka direkte bomboş kalan Sallai'ye topu yolladı.
Tabii sormak lazım Sallai'yi boş mu bıraktılar yoksa Sallai mi kendini boşa çıkardı.
Fakat her hâlükarda Avrupa kupalarına katılma iddiasındaki Eyüpspor'un böyle hatalar ile bu şansını zora sokması pek de iyi değerlendirilemez.
Golden sonra Sallai daha da canlandı. Fakat sonuçsuz bir kontratak ile bu canlanış anlam kazanmadı.
İkinci yarı da düşük tempoda başladı. Yine de Galatasaray bir gol buldu.
Yine kornerden gelen golde ceza sahasını kafa vuruşu ile karıştıran bir kez daha Victor Osimhen idi.
Fakat Galatasaray'da herkesin iki kişilik oynadığını gösteren an hemen üçüncü gol öncesi yaşandı.
Dakikalar 69'u gösterirken Osimhen bu kez savunmada bir korneri kesiyordu.
Yetmedi hemen peşi sıra kullanılan bir korneri daha uzaklaştırdı. Osimhen de Torreira gibi her yerde idi. Savunmada orta sahada ve hücumda.
Dördüncü Galatasaray golü ise diri ve istekli görüntü veren Galatasaraylı oyuncuların çabasının eseri idi.
Bu anda bir topu kendi ceza sahaları dışından uzaklaştırmak isteyen Eyüpsporlulara 6 Galatasaraylı tam anlamıyla nefes aldırmadı.
İşin açıkçası bu gol olmasa onca çabaya yazık olurdu.
Son iki golü atan Morata attıran ise Lemina idi. Kısacası gireni çıkanı yaşlısı genci tüm Galatasaraylılar iş yapıyor.
Böylelikle Galatasaray hata yapmadan yoluna devam etti. Ligimizde bir değişiklik olmadı.
İyi savunma kontrollü oyun hırslı futbolcular. Mayısa az kaldı.
Galatasaray'ın maçları formalite maçları şeklinde geçecek gibi görünüyor.
Maçın geneline bakarsak düşük tempoda ve heyecan seviyesinin çok yükselmediği bir maç olduğunu söyleyebiliriz.
Beyaz formalı Galatasaray'ın şampiyonluğa giden takım olduğu oynadıkları oyundan çok da anlaşılmayabilir işin açıkçası.
Buna rağmen Galatasaray 5 gol buldu.
Daha çok savunmada kalan bir Galatasaray seyrettik.
Her zamanki gibi düşük tempo ile başlayan karşılaşmanın ilk anlarında Osimhen'in ilk şutu direkten döndü.
İlk anlarda Frankowski ve Yunus iyi bir işbirliği içinde etkili idiler.
Tabii hemen Torreira hakkında birşeyler söylemek lazım.
Lucas Torreira resmen tek başına bir takım. Teknik kapasitesi ileri düzeyde ve savunmada hücumda çift yönlü bir oyuncu.
Uzun paslar kısa paslar her türlü opsiyonu kullanıyor.
İlk yarı boyunca Gabriel Sara çok etkili olamadı fakat Torreira onun yerine de oynayınca bu eksiklik hissedilmedi.
İlk 15'ten sonra Eren ve de Sallai de diğer kanattan etkili olmaya başladılar.
Bu anlarda Galatasaray'da Sanchez anlamsız hatalar ile Thiam'ın pozisyona girmesine yardımcı oldu.
Bunun haricinde cılız Eyüpspor hücumları izledik. Bunlardan birinde Ampem'in şutunda Muslera güzel bir kurtarış ile Eyüpspor'u durdurdu.
Fakat her şeye rağmen golü bulan taraf Galatasaray idi.
Kornerden gelen topa kafa vuran Osimhen arka direkte bomboş kalan Sallai'ye topu yolladı.
Tabii sormak lazım Sallai'yi boş mu bıraktılar yoksa Sallai mi kendini boşa çıkardı.
Fakat her hâlükarda Avrupa kupalarına katılma iddiasındaki Eyüpspor'un böyle hatalar ile bu şansını zora sokması pek de iyi değerlendirilemez.
Golden sonra Sallai daha da canlandı. Fakat sonuçsuz bir kontratak ile bu canlanış anlam kazanmadı.
İkinci yarı da düşük tempoda başladı. Yine de Galatasaray bir gol buldu.
Yine kornerden gelen golde ceza sahasını kafa vuruşu ile karıştıran bir kez daha Victor Osimhen idi.
Fakat Galatasaray'da herkesin iki kişilik oynadığını gösteren an hemen üçüncü gol öncesi yaşandı.
Dakikalar 69'u gösterirken Osimhen bu kez savunmada bir korneri kesiyordu.
Yetmedi hemen peşi sıra kullanılan bir korneri daha uzaklaştırdı. Osimhen de Torreira gibi her yerde idi. Savunmada orta sahada ve hücumda.
Dördüncü Galatasaray golü ise diri ve istekli görüntü veren Galatasaraylı oyuncuların çabasının eseri idi.
Bu anda bir topu kendi ceza sahaları dışından uzaklaştırmak isteyen Eyüpsporlulara 6 Galatasaraylı tam anlamıyla nefes aldırmadı.
İşin açıkçası bu gol olmasa onca çabaya yazık olurdu.
Son iki golü atan Morata attıran ise Lemina idi. Kısacası gireni çıkanı yaşlısı genci tüm Galatasaraylılar iş yapıyor.
Böylelikle Galatasaray hata yapmadan yoluna devam etti. Ligimizde bir değişiklik olmadı.
İyi savunma kontrollü oyun hırslı futbolcular. Mayısa az kaldı.
Galatasaray'ın maçları formalite maçları şeklinde geçecek gibi görünüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025