Anadolu'yu Türk yurdu yapan alperenlerin, Horasan erenlerinin kabirlerinin bulunduğu türbeleri ziyaret ettiğimizde, bu türbelerin pek çoğunun kapılarından eğilerek girilebilir seviyede alçakta olduğunu görürüz.
Bu zevat-ı kiramın türbelerinin kapılarının bu kadar alçak bir şekilde inşaa edilmesinin sebebi; kendi rızalarıyla gelen ziyaretçilerin kibrini, cimriliğini, hasedini vs. her türlü kötü ahlakını dışarıda bırakarak, alçakgönüllülüğün, cömertliğin, gıptanın vs. her türlü güzel ahlakın öğretmeni olan bu gönül ehlinin huzuruna tertemiz bir niyetle varılır. Bu güzel vasıfları kazanmayı talep etmenin bir nişanesi olarak baş ve beli kırarak eğilerek bu mekânlara gireriz.
Aynı şekilde de dışarı çıkılır. Artık içeriye girerken bırakılan kötü ahlakın yerini güzel ahlak almıştır. Türbeden dışarıya çıkınca da o zevatlar gibi güzel ahlakı yaşayan ve yaşatan bir muhabbet fedaisi olmanız beklenir.
Eğitimin temeli, bireyi eğmektir aslında.
Burada önemli olan bu eğme işi bireyin kişisel özellikleri, yetenekleri göz önünde tutularak mı yapılacak, yoksa bireyin yaratılıştan getirdiği kabiliyet ve özellikleri önemsemeden gücü elinde bulunduran erkin arzu ve isteğine göre mi eğriltilerek eğitilecektir.
Eğitim de "ağaç yaş iken eğilir" sözü çok kullanılır. Ancak ağacı eğerken acaba ağacın özellikleri göz önünde bulunduruluyor mu? Asma ağacını eğebilirsiniz. Çünkü asma ağacının büyüyüp serpilmesi, kaliteli verimli üzüm vermesi dallarını belli bir disiplinle budayıp, eğerseniz mümkündür. Ancak aynı eğme işini kavak ağacına uygulamaya kalkarsanız, ağacın doğasına ters bir iş yapmış olursunuz.
Çoklu zekâ kuramlarının ortaya konduğu ve öğrenci merkezli eğitim ve öğretim sistemlerinin geliştirildiği günümüz dünyasına ışık tutan köy enstitülerinin eğitim anlayışını özetleyen "hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz" sözü ile herkesin farklı bir zekâya ve yeteneğe sahip olduğu gerçeği ifade edilmiştir. Her insan yaratanın farklı bir güzelliğinin tecellisini taşır. Eğitimin asıl amacı bireyin yaratılıştan gelen bu yeteneklerini ortaya çıkarıp geliştirmektir. Eğitim öğrencilerin doğasındaki bu yetenekleri ortaya çıkarıp geliştirirse o zaman mutlu öğrenciler yetiştiririz. Öğrencilerin teneffüs zili çaldığında, dışarıya, bahçeye çıkma hızları inanın Guinness Dünya Rekorlarını kıskandırır. Neden çocuklar dersten çıkarken sınıftan kaçarcasına çıkıyor?
Öğrenci merkezli ve öğrencinin kabiliyetleri dikkate alınarak bir öğretimin bir eğitimin verildiği okullar mutlu nesillerin yetiştiği okullar olacaktır.
Öğrencilere eğitim verirken onların kapasitelerine göre, anlayacakları tarzda eğitim vermek gerekir. Aksi takdirde, öğrenci merkezli bir eğitim anlayışının olmaması, öğrenciler için bir zulüm haline gelecek, başarısız ve mutsuz bir nesil yetiştirecektir.
Nasıl ki bir balık uçamazsa ve bir kuş yüzemezse, öğrencilere de kaldıramayacakları yükleri yüklememek gerekir.
Yeni eğitim ve öğretim yılı tüm eğitim camiasına, öğrencilerimize, velilerimize ve ülkemize hayırlı olsun.
- Görünüyorum o halde varım / 07.05.2024
- Çanakkale ile İstiklal marşındaki ruh aynı ruh / 18.03.2024
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023