Cübbeli Ahmet hükümete tercüman oldu

O, fani, o koltukta olduğu müddetçe İsveç'in, NATO üyeliğine asla onay vermeyecekti. Neden? Çünkü İsveç, terör örgütlerine yardım yataklık yapıyordu ama asıl mesele bu değildi. 

Ya neydi? Kutsal Kitabımızı defalarca yakmış, Peygamber Efendimize saldırmışlardı.

İsveç'e karşı ilk açıklama yapıldığı gün ben, 'İsveç artık NATO üyesi' başlığıyla yazımı yazmıştım. 

Çünkü Erdoğan'ın dış politika anlayışı, o bildik celallenmeleri asla dışarıya karşı değil vatandaşa (iç politikaya) yönelikti.

Yine öyle oldu. Aylarca bildik celalli cümleler kuran Erdoğan, Ağustos'tan sonra söylemleri yumuşadı ve ucu açık cümleler kurmaya başladı.

En son İsveç'in üyeliğini, ABD'nin F-16'larına endeksledi. Açıkça Joe Biden'e, 'Siz F-16'ları verin, bizde onay verelim' dedi.

Ardından İsveç'in üyelik protokolünü imzalayıp, TBMM'ye gönderdi. TBMM Dışişleri Komisyonu'nda, AKP, CHP ve MHP'nin oyları kabul edildi. Şimdi sıra genel kurulda. 

İkinci 1 Mart krizi yaşanmaması için Erdoğan gerekli önlemleri de almıştır. 

BTP Lideri Hüseyin Baş konuyu; 'AKP, CHP, MHP İsveç'in NATO üyeliğine evet oyu vermiş. Mesele Amerikancılık olunca ne de güzel birleşiyorlar' cümleleriyle özetledi.

Siyasi olarak durum bu. Bu durumun diğer bir tercümesi ise söz konusun ABD olunca başta Erdoğan olmak üzere bu partilerin, Kuran'ı, milli ve manevi değerlerimizi anında unutmalarıdır.

Bana göre bu 'onay' Kuran'ın yakılmasının onayıdır ve bunun bedeli çok ağır olarak tecelli edecektir, ediyor da!

Erdoğan'ın tercümanı Cübbeli Ahmet

Evet, aynen öyle. Erdoğan'ın bu siyaset anlayışını topluma tercüme edenlerden birisi de Cübbeli Ahmet.

İsrail'in özelinde bakın ne diyor bu şahıs?

"Toplum olarak haddimizi bilelim, Yahudilerle çok da arayı açmaya gelmez, Merkez Bankasını batırırlar. Zaten ekonomimiz bozuk. Ondan sonra ne yiyeceksin ne içeceksin? Millet marketlere saldırır, iç savaş çıkar. Kesin olarak biliyorum, işte bunlar göze alınamıyor."

Yani ABD'ye, AB'ye kafa tutarsan akıbet böyle olur.

Namaza Allah'tan başka güç ve kudret sahibi yoktur, diye başlayanların bu duruşu gizli şirktir, zalime üstü kapalı destektir, zulme sessiz kalarak ortaklıktır…

Ahmet Çakar, Halil Umut Meler 

Malum Ankaragücü Başkanı maç sonrası sahaya indi ve hakeme girdi. Konu üç, dört gün gündem oldu sonra kapandı. 

10 yıla kadar hapisle cezalandırılması beklenen malum kulüp başkanı 1 hafta içerde ağırlanıp tahliye edildi.

Bu tahliye üzerine BTP Lideri Hüseyin Baş'ın tek cümlelik açıklaması futbol özelinde ülkemizdeki adalet ve yönetim şeklinin de bir tarifiydi. 

Sayın Baş bu tahliyeyi, 'Umarım bu işin sonunda Halil Umut Meler suçlu çıkmaz'.

Üstüne gidilirse çıkabilir. Hatta Halil Umut Meler provokatör, FETÖ'cü, bahisçi hatta futbol üzerinden kara para aklayıcısı bile ilan edilebilir.

Şaşırmayın! Dişi devenin erkek, erkek devenin dişi olarak kabul edildiği, haklının haksız, haksızın alkışlandığı günleri yaşıyoruz.

Goebbels ne demişti? 'Bana ahlaksız bir medya verin, size bilinçsiz bir toplum yaratayım'.

Tamda öyle olmadı mı? Spor medyası günlerce bu olayı konuştular. Sporun nasıl kirlendiğini, arkada ne dolaplar döndüğünü dile getirdiler. Bir tanesi bile çıkıp siyasetin spora müdahalesini dile getiremedi.  

Kulüpler, hakeme saldırıyı tek tek kınadılar ama AKP'li başkana da sahip çıkmayı unutmadılar.

Bu süreçte TFF ve MHK'de çok gündem oldu. Eleştirdiler, eleştirdiler ama bu kurumları yönetenler ehliyet sahibi oldukları için mi yoksa sadakatlerinden ötürü mü bu koltukları işgal ettiklerini sorgulamadılar.

Ahmet Çakar çaktı

Bu süreçte en çok çakan kişi Ahmet Çakar'dı. Ahmet Çakar, TFF Başkanı Büyükekşi'ye çaktıkça çaktı. Bylockundan girdi, FETÖ muhabbetine daldı, FETÖ firarisi akrabalarından çıktı. 

En son 'Sayın Cumhurbaşkanım, Sayınn Devlet Bahçeli ve Ana muhalefet 2024 Avrupa Futbol Şampiyonasına Almanya'ya gidecek takımın başında şehit kanları ile sıkıntılı olmuş bir adamı yollamak bize yakışır mı? O zaman biz 15 Temmuz'da niye mücadele ettik?' diye bir serzenişte bulundu.

İlginçtir! Bu serzenişi FETÖ okullarında okumuş, babası 'Ankara'yı FETÖ'ye parsel parsel sattı' iddiasının muhatabı olan Osman Gökçek'in kanalında dile getirdi.

Başta deve örneği verdim. Deve çift cinsiyetli. Gerisini yazmayayım.

Sonuçta dünyaya rezil olduk ama TFF başkanı aynı yerde, MHK başkanı aynı yerde. Yumrukçu başkan özgür. 

Futbol demişken! Bir Trabzonsporlu olarak TS, beni futboldan soğuttu. Daha doğrusu siyasetin tekeline giren yönetim ve Abdullah Avcı.

Bizim takıma, 'Karadeniz fırtınası' denilirdi. Abdullah Avcı'yı getirdiler ve takının adı artık 'ölü deniz'. Yazıklar olsun…

Et

2023 yılının ilk on aylık döneminde 682 bin 331 baş (864 milyon dolarlık) canlı hayvan ithal etmişiz.

Aynı dönemde besmelesiz 26 bin 954 ton (181 milyon dolarlık) hazır et ithal etmişiz.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun Mart 2023 verilerine göre çiftçilerin bankalara olan borcu 391 milyar lira.

Erdoğan iktidarı ne diyor? 2Tarımda Avrupa'da birinciyiz'. Haklı mı? Tersten haklı.