Bakan Babacan “AKP de gidici” diyor

Davos kasabası Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a yaradı.
Babacan, hem Avrupa Birliği’nin son nefesine şahitlik yaptı, hem de AKP hükümetinin gidici olduğunu gördü.
AB’ye üyelik ham hayali, ilk günden beri AKP hükümetinin en temel politikası olmuştur. Sürekli AB ülkelerinin faydasına keser gibi tek taraflı işleyen Gümrük Birliği anlaşması tavizinden sonra Avrupa Birliği hayaline AKP’den daha fazla taviz veren bir hükümet gelmemiştir. KKTC bile, bu ham hayale feda edilmiştir.
Avrupa Birliği dağılma sürecine girmiştir. Milli Ekonomi Modeli’nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş bey, bu süreci 10-15 yıl önce bizzat AB üyesi devletlerin siyaset ve bilim adamlarının gözlerinin içine bakarak ifade etmiştir.
Türkiye ise bu gerçekler karşısında kör-sağır kesilmiştir.
Lakin şimdi dünyanın gözü önünde AB gemisi karaya oturmuş, batmaya başlamıştır.
Zor oyun bozar, derler.
AB’den sorumlu Başbakan Yardımcısı Babacan da, bu batışı nihayet Davos’ta görmüştür.
Bu kadarına da şükür…
Ancak AB yalnız başına bir birlik değildir.
AB dağılıp batarken, ona kuyruk olanlar da batacaktır.
Bu bakımdan AKP de batma sürecine girmiştir.
Babacan’ın Davos’taki çıkışı bu korkunun dışa vurmasıdır.
Babacan, AB şeflerine, ne yapın-ne edin Yunanistan’ı kurtarın, diye yakarıyor. “Hangi bedelle olursa olsun, Yunanistan’ın iflası engellenmelidir. İflas kapısı bir kere açılırsa ardından diğerleri de onu izler; herkes bedel öder” diyor Babacan.
Babacan, Davos’ta öyle, Türkiye’de böyle...
Davos’ta Yunanistan’ı ne pahasına olursa olsun, kurtarın, aksi halde batma işi Yunanistan ile sınırlı kalmaz, hep beraber batarız, bu batışın faturası ağır olur, faturayı hep beraber öderiz diye feryadı basan Bakan Babacan, yüzünü Türk milletine çevirince; AB ne yaparsa yapsın bizim tüm çalışmamız istikrarlı biçimde üyelik yolunda gerekeni yapmaktır, diyor.
Bu, batanlarla beraber batmaya devam edeceğiz anlayışıdır.
Patagonya dahil, dünyanın hangi ülkesinde batmaya kilitlenmiş böyle bir siyaset, böyle bir idare var, Allah aşkına!
AB’nin yeni üyesi Romanya’nın halkın  bile, batan bu AB gemisinden kaçıp kurtulalım diye sokaklara dökülüyor; yarım asırdan beri kapılarda bekletilerek üyelik hayaline dahi imkan verilmeyen bizimkiler, bunlarla batmaya devam edelim, diyorlar.
Babacan, AB’nin batışında kendi hükümetinin batışını gördüğü için, böyle bir batışı hazmedemiyor, razı olamıyor, çırpınıyor. AB’nin büyüklerine fedakarlık yapın, batmayalım, diye yakarıyor.
Aşk gözü kör edermiş; Babacan’ın AB aşkı da öyle...
AB öyle bir ekonomik batış yaşıyor ki, ne Almanya, ne Fransa, ne de İngiltere’nin fedakarlığı AB’yı kurtaramaz.
AB ülkeleriyle birlikte Papaz Malthus’un liberal-kapitalist anlayışı çöküyor. Ne adil paylaşım kaldı, ne sürekli büyüme, ne de istihdam...
Babacan, bunu göremiyor, bilemiyor. İşin daha vahimi, bilmediğini de bilmiyor!
Yunanistan’ın batışı, kendine özel bir batış değil ki... Verelim borç, kurtulsun!
Topyekun liberal-kapitalist ekonomi anlayışının çökmesidir, AB’nin batışı... Babacan’ın AKP hükümeti de bu ekonomi anlayışına teslim vaziyettedir.
Bu batışın Yunanistan’daki tezahürü, İspanya’daki dışa vuruşu, Almanya veya İngiltere’deki belirtileri farklı olsa da aynı ortak illetten batıyorlar. Babacan bunu görmüyor.
Bunu görmesi için Prof. Dr. Baş’tan ders alması lazım... Dünyada bunca krize rağmen paçayı kurtarmayı başaran yüzü aşkın devletin ekonomi yönetimlerinin Prof. Dr. Baş’tan aldıkları dersler gibi.
AKP bu noktaya gelirse, kendisi de kurtulur, Türkiye de... Aksi halde, AB ile beraber AKP de batar, bunlara teslim olmuş Tükiye’de!