Soma'daki iş cinayetleri nedeniyle tutuklanan sorumlular oldu mu? Şu satırların yazıldığı ana kadar olmadı, olma ihtimâli de zayıf. Hani "deliller karartılmasın" diye abuk sabuk gerekçe ve kumpaslarla hapishanelerde çürüttüğünüz insanlar vardı ya! Şimdilerde o kararları verenler ya da verdirenler, ortalıkta bunca ölüm varken, neredesiniz? O makamlar nerede bilemem ama siyasal duruş ortada; peşinen felaketin sorumlularını partilerinin adı gibi aklayıverdiler. Başta Başbakan yüzlerce hayata mâlolan facia için "olağan" derken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, katliama neden olan işletme için "örnek" kuruluş, dedi. Bundan anlaşılan; ocaklarda kömür karası, siyasilerde vicdan karası. Neyse ki, bu defa trafo olayından kediler yırttı! Perşembenin gelişi Çarşambadan belli? 2010 yılında Karadon'da onlarca maden işçisi hayatını kaybederken, aradan geçen yıllara rağmen açılmış davalar sonuçlanmadı.Soma felâketinin sorumlularının tutuklanmaması, onlara delilleri karartma imkânı verecektir, üstelik arkalarında siyasi destek de var. Siyasal iktidarın desteğinin altında, bu işten sıyrılma çabası yatmaktadır. Olaydan önce CHP'li Manisa Milletvekili Özgür Özel'in Soma maden ocaklarıyla ilgili araştırma önergesi AKP oylarıyla reddedilmişti. İş cinayetlerinin suç ortağıdır bu hükûmet.Bugün 19 Mayıs, gençliğin bayramı. Bayramı kutlamaktı amacımız ancak, yitip giden canlar ve bu bayrama sıçrayan işçi gençlerin ve çocukların kanları, bayramı değil acıyı yazdırdı bize.İddiaya göre 15 yaşından küçük bir işçi de kazadan yaralı kurtarılanlar arasındadır. Oysa İş Kanunu'nun 72. Maddesi hükmü, 18 yaşından küçüklerin ve her yaştaki kadınların yer ve su altında çalıştırılmasını yasaklamıştır.Kazada ölenler arasında ya da yaralananlar içinde kayıt dışı olanlar varsa ki, madenlerde çalıştırılması yasak olan bir çocuğun hastanede kurtarılanlar arasında bulunduğu Tabipler Odası tarafından tespit edilmiş. Hak talebinde bulunacaklar, önce işçinin bu kazada hayatını kaybettiğini ispatlayacaklar. Çocuğun durumu daha da zor; varsa anne ve babası, yoksa yasal temsilcisi çocuğun orada çalıştığını ispatlamaya çalışacaktır.Kapitalistin kâr arayışı, düşük maliyet, işçinin ise durumunu iyileştirme ve emeğinin karşılığını alabilme çabaları uzlaşmaz bir karşıtlık içinde sürüp gitmektedir. 2013 yılındaki verilere göre en az 1235 işçi çalışırken yaşamını yitirmiş. Bu rakama kayıt dışı olanlar ve meslek hastalığından ölenler dahil değildir.Sonuçta ortaya çıkan işveren için kazanç, işçi için yaralanmalar, sakat kalmalar ve dahası hayat hakkının ihlâli.Gidenler gitti, geride kalanlar (aileler) için hukuk ve yargılama süreçlerinin adaletle sonuçlanması, insancıl hukukun olmazsa olmazıdır.Siyasal iktidarın olumsuz duruşuna rağmen yürekli hukukçularımızın meslek namusları gereği, tüm ölüm olaylarını etkili bir şekilde soruşturması, ölüme neden olan kişileri cezalandırması, beklentiden öte, zorunluluktur.Yasalar ve iş sözleşmeleri, ayrıca Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kapsamındaki düzenlemeler, işyerinde alınması gereken önlemleri belirtiyor. Tedbir alınmadığında çalışanın hayatının etkileneceği biliniyorsa, bilmeme ve öngörmeme halinden bahsedilemez. Bu durumun muhatabı işverenler ve kamusal denetim görevini gereği gibi yerine getirmeyen yetkililerdir.Adaletin sağlanması için;Savcılık soruşturması aşamasında, tüm sorumlular kapsamında özellikle delillerin karartılmasını önlemek amacıyla, tutuklama dahil etkin bir çalışma yapılması, bilirkişilerin işçiye kusur izafe etme yönündeki gayretkeşliklerini engellemek için bilirkişi tayin ve seçiminde titiz davranılması önemlidir.Aksi takdirde çalışırken yok sayma ve kimsesizlik hâli, ölümünden sonra da geride kalanların yakasını bırakmayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023