Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yerine Türkiye Cumhurbaşkanı desek, ne değişir?
Ha Ali Veli, ha Veli Ali midir olay?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kullandığı twitter ve facebook hesaplarındaki titr bölümünde yer alan T.C'yi kaldırıp, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı" yerine, "Türkiye Cumhurbaşkanı" sıfatını koyması eleştiri ve tartışmaları da beraberinde getirdi. Bu anayasaya aykırıdır, şeklinde yoğunlaşan eleştirileri anayasaya vurduğumuzda;
"Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir." (Anayasa, madde:1). Bu maddeye aykırılıktan söz edilmekte, Türkiye Cumhurbaşkanı ifadesi, devletin şeklinin cumhuriyet olduğunun kaldırılması anlamına geldiği, itirazları yapılmaktadır.
Bu eleştirilere katılmıyoruz. Zira, "Türkiye Cumhurbaşkanı" ifadesinde devlet şeklinin cumhuriyet olduğu, "cumhurbaşkanı" kavramından anlaşılmaktadır.
Hükümet sözcüsü eleştirileri cevaplarken, önceki cumhurbaşkanlarının da davetiyelerde "Türkiye Cumhurbaşkanı" sıfatını kullandıklarını ve de eleştirilmediğinin altını çizmiştir.
Sayın Erdoğan'ın eleştirilmesinin sebebi; önce T.C' yi kullanırken bunu kaldırması, üstelik bunun AKP saflarından bir siyasinin "Devleti yeniden kuracağız" şeklinde abuk açıklamasının sonrasına rastlaması. Anlaşılan talihsiz bir zamanlama.
Bir başka neden de AKP'nin önceki uygulamalarıdır. Resmi kurum ve kuruluşların kimilerinin ad ve tabelalarından T.C'nin kaldırılma eylemleri ya da kalkışmalarıdır. Atatürk anıtlarına bazı meczupların alenen ve serbestçe saldırı ve hakaretleri de işin tuzu ve biberi olunca Erdoğan'ın sosyal medya hesaplarından T.C'yi kaldırması, eleştirilere hedef olmuştur.
Bu vesileyle masaya yatırmak istediğimiz konuya gelelim: Milli Devlet!
Tarih içinde hiçbir "millet", herhangi bir anayasa metninde adı geçirildi diye var olmadı. Yine tarihte hiçbir "millet", adı bir anayasal metinden çıkarıldı diye de ortadan kalkmadı.
Milletler tarih içinde adlarıyla birlikte ortaya çıkarlar. Hiçbir milletin adı, günün birinde birilerinin oturup "milletin adı şu olsun" demesiyle de belirlenmemiştir. Dolayısıyla bundan sonra da hiç kimse "Bu milletin adını artık değiştiriyoruz" deme şansına da sahip değildir.
Herhangi bir milletin adını silmek gibi bir niyeti dillendirenler, gerçekte o milletin varlığına kasteden bir eyleme girişmektedirler. Başarıp başaramayacakları ayrı bir konu, ama Türk milleti üzerine yapılan tartışmanın özünün bu olduğunu tespit etmemiz gerekiyor. Türkiye'yi, bir Türk milletinin olmadığı noktaya getirirseniz, Türkiye Yugoslavya'ya döner, parçalanır.
Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak tarih sahnesine çıkmak, Türk milletini var eden en önemli tarihi eylemdir. Onun için Cumhuriyet'in dayandığı temellere yönelik saldırının, tıpkı Yugoslav milletine yapıldığı gibi, Türk milletini tarihten silmeye yönelik eylem olduğunu görmek gerekiyor.
Hatırlayalım; ABD'nin başını çektiği emperyalist koalisyonun 1990'lı yıllarda gerçekleştirdiği büyük saldırıda Yugoslavya 7 parçaya bölünmüş, 600 bin Yugoslav yurttaşının katledildiği kanlı süreçte ağır bir bedel ödenmişti.
"Türk milleti" kavramı, Türkiye üzerinde oynanan oyunun, sürmekte olan emperyalist saldırının baş hedefidir.
1920'lerde emperyalistlerin planı Sevr'e karşı var oluş eyleminin en önemli adımını atan Türk milleti, elbette birden bire gökten zembille inmedi. Bir geçmişi vardı, ama büyük önder Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'le insanımızı milli devlet halinde örgütlemişti.
Bugüne gelirsek, iki program karşı karşıyadır;
"Milli devlet"e ve "millet"e karşı olan emperyalist program ile milletin varlığına dayanan, milli devleti savunan antiemperyalist program mücadele halindedir.
Mevziimiz milli devlettir.
Ha Ali Veli, ha Veli Ali midir olay?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kullandığı twitter ve facebook hesaplarındaki titr bölümünde yer alan T.C'yi kaldırıp, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı" yerine, "Türkiye Cumhurbaşkanı" sıfatını koyması eleştiri ve tartışmaları da beraberinde getirdi. Bu anayasaya aykırıdır, şeklinde yoğunlaşan eleştirileri anayasaya vurduğumuzda;
"Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir." (Anayasa, madde:1). Bu maddeye aykırılıktan söz edilmekte, Türkiye Cumhurbaşkanı ifadesi, devletin şeklinin cumhuriyet olduğunun kaldırılması anlamına geldiği, itirazları yapılmaktadır.
Bu eleştirilere katılmıyoruz. Zira, "Türkiye Cumhurbaşkanı" ifadesinde devlet şeklinin cumhuriyet olduğu, "cumhurbaşkanı" kavramından anlaşılmaktadır.
Hükümet sözcüsü eleştirileri cevaplarken, önceki cumhurbaşkanlarının da davetiyelerde "Türkiye Cumhurbaşkanı" sıfatını kullandıklarını ve de eleştirilmediğinin altını çizmiştir.
Sayın Erdoğan'ın eleştirilmesinin sebebi; önce T.C' yi kullanırken bunu kaldırması, üstelik bunun AKP saflarından bir siyasinin "Devleti yeniden kuracağız" şeklinde abuk açıklamasının sonrasına rastlaması. Anlaşılan talihsiz bir zamanlama.
Bir başka neden de AKP'nin önceki uygulamalarıdır. Resmi kurum ve kuruluşların kimilerinin ad ve tabelalarından T.C'nin kaldırılma eylemleri ya da kalkışmalarıdır. Atatürk anıtlarına bazı meczupların alenen ve serbestçe saldırı ve hakaretleri de işin tuzu ve biberi olunca Erdoğan'ın sosyal medya hesaplarından T.C'yi kaldırması, eleştirilere hedef olmuştur.
Bu vesileyle masaya yatırmak istediğimiz konuya gelelim: Milli Devlet!
Tarih içinde hiçbir "millet", herhangi bir anayasa metninde adı geçirildi diye var olmadı. Yine tarihte hiçbir "millet", adı bir anayasal metinden çıkarıldı diye de ortadan kalkmadı.
Milletler tarih içinde adlarıyla birlikte ortaya çıkarlar. Hiçbir milletin adı, günün birinde birilerinin oturup "milletin adı şu olsun" demesiyle de belirlenmemiştir. Dolayısıyla bundan sonra da hiç kimse "Bu milletin adını artık değiştiriyoruz" deme şansına da sahip değildir.
Herhangi bir milletin adını silmek gibi bir niyeti dillendirenler, gerçekte o milletin varlığına kasteden bir eyleme girişmektedirler. Başarıp başaramayacakları ayrı bir konu, ama Türk milleti üzerine yapılan tartışmanın özünün bu olduğunu tespit etmemiz gerekiyor. Türkiye'yi, bir Türk milletinin olmadığı noktaya getirirseniz, Türkiye Yugoslavya'ya döner, parçalanır.
Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak tarih sahnesine çıkmak, Türk milletini var eden en önemli tarihi eylemdir. Onun için Cumhuriyet'in dayandığı temellere yönelik saldırının, tıpkı Yugoslav milletine yapıldığı gibi, Türk milletini tarihten silmeye yönelik eylem olduğunu görmek gerekiyor.
Hatırlayalım; ABD'nin başını çektiği emperyalist koalisyonun 1990'lı yıllarda gerçekleştirdiği büyük saldırıda Yugoslavya 7 parçaya bölünmüş, 600 bin Yugoslav yurttaşının katledildiği kanlı süreçte ağır bir bedel ödenmişti.
"Türk milleti" kavramı, Türkiye üzerinde oynanan oyunun, sürmekte olan emperyalist saldırının baş hedefidir.
1920'lerde emperyalistlerin planı Sevr'e karşı var oluş eyleminin en önemli adımını atan Türk milleti, elbette birden bire gökten zembille inmedi. Bir geçmişi vardı, ama büyük önder Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'le insanımızı milli devlet halinde örgütlemişti.
Bugüne gelirsek, iki program karşı karşıyadır;
"Milli devlet"e ve "millet"e karşı olan emperyalist program ile milletin varlığına dayanan, milli devleti savunan antiemperyalist program mücadele halindedir.
Mevziimiz milli devlettir.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023