Taşeronluk ve deliğe süpürülme

Taşeron siyasiler, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarılarını mutlaka dikkate almalı.Prof. Dr. Baş, ülkemiz üzerinde emeli olan global güçlerin ülke içinde kendi menfaatleri doğrultusunda kullandıkları işbirlikçileri, taşeronları yeri geldiğinde devre dışı bıraktıklarını ve yeni arayışlara yöneldiklerini ifade ediyor.Bu Batının klasik metodu...Kullan, kullan, son kullanma süresi dolunca deliğe süpür...Bakın, Prof. Dr. Baş'ın bu noktada verdiği misaller dikkat çekici.İlk örnek ABD tarafından 30 Aralık 2006'da idam ettirilen Irak'ın eski lideri Saddam Hüseyin...Prof. Dr. Baş bu konuda şunları söylüyor:"Hepimizin bildiği o malum güç, Saddam'ın sonunu getirdi. Önce onu kullandı, sonra çiğneyip posasını çöp tenekesine attı. Kendi elleriyle bir bayram sabahı idam sehpasına gönderdi. Şimdi o halde çok iyi düşünmek lazım. Elin atına binen çok tez iner. Öyle çok devam etmez."Saddam'ı CIA destekli devrimlerle başa geçiren ABD'dir. İran'a karşı kışkırtan ve sözde yardım eden de ABD'dir. Saddam'ın yaptığı bir takım kıyımların arkasında da ABD'nin desteği vardır. Ama Saddam'ı Kuveyt'e sokup sonra da bu bahaneyle Saddam'ı alaşağı edip, boynuna ipi dolayan da ABD'dir.ABD Saddam'a önce ip uzattı, Saddam bu ipi dost ve müttefik ipi zannetti, tutundu, sonra da o ip boynuna dolanıverdi.Hem de öyle bir senaryoyla boynuna ipi doladı ki, hedeflediği başka bir projeye hizmet edebilecek şekilde.Saddam sünni, yargıçlar ABD yanlısı ve Şii idi. Dava ise daha önemli davalar olmasına rağmen Şii'lere yaptığı kıyım idi. ABD bu son hamleyle bile Şii-Sünni çatışmasına zemin hazırlamak istedi. Ama Irak halkı bu oyuna gelmedi. Şii ve Sünni liderler mantıklı hareket ederek ABD'nin bu tuzağına düşmediler.İşte ABD destekli Saddam'ın hikayesi bu. ABD'ye kapılarını açan, sığınma yerlerini bile CIA'nin yaptığı Saddam'ın acıklı hikayesi.İsmet İnönü'nün şu cümlesini yeniden hatırlayalım:"Büyük devletlerle ilişki kurmak ayıyla yatağa girmek gibidir"An gelir altında ezilir kalırsın.Prof. Dr. Baş'ın ikinci örneği ise İran'ın devrik lideri Muhammed Rıza Şah Pehlevi:"Şah'ı hatırlıyor musunuz? Ne oldu? En sonunda dünyada 100 metrekare oturacak yer bulamadı. Bir dünya Şah'a bir fare deliği kadar dar geldi. "Unutmayalım ki bir liderin görevi milletine sahip çıkmaktır. Milletine karşı, onu yok etmek isteyenlerle ittifak kuranlar bir gün dünyada kalacak 100 metrekare yer dahi bulamazlar.Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu tespiti mutlaka not edilmelidir:"Yapılacak olan iş, hayatımızı millet iradesinin inisiyatifi istikametinde yönlendirmektir, yoksa o iradeyi yönlendirmek değil."Siyaset milletin bekasını temin etmek için var olursa, bu kutsal görevi kendilerine vazife edinenler de ilelebet payidar olur.Eğer siyaset millet üzerinde menfur hesabı olanlarla işbirliğine giderse, sonunun Saddam ve Şah'ın sonu gibi olması kaçınılmazdır.Hiçbir taşeron siyasi sonunu Saddam ve Şah'ınkinden farklı tahayyül etmesin.