Bugünlerde gündemde müthiş bir hareketlilik var. Gündemin hızına yetişemiyoruz.
Büyük bir gerilim içinde geçen ABD seçimleri, Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı kazandığı büyük zafer, ard arda yaşanan depremler, döviz kurlarındaki hareketlilik, işsizlik, vatandaşların borç tablosu, pandemideki tırmanış, Arap ülkelerinin İsrail'le normalleşme anlaşmaları ve daha sayamadığımız birçok önemli gelişmeler yaşanıyorken, gündem bir anda bir istifa haberine kilitlendi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak görevinden istifa etti.
Bakan, resmi instagram hesabından istifasını duyurmasına rağmen, AKP cenahı akşam saatlerine kadar böyle bir istifa yokmuş gibi davrandı.
Sonuçta Albayrak'ın istifası kabul edildi ve yerine, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı görevini yürüten Lütfi Elvan, Cumhurbaşkanı kararıyla getirildi.
Lütfi Elvan ilk açıklamasında, böyle bir göreve getirileceğinden haberinin olmadığını söyleyerek, "Benim için sürpriz oldu" dedi. Artık devletin maliyesi "sürpriz"lere kaldı.
Albayrak'ın istifasını açıkladığı mesajında, "At izinin it izine karıştığı, Hak ve batılı ayırt etmenin zorlaştığı böyle çetin bir zamanda bizlerin samimiyetine inanarak dua eden her bir vatandaşımızdan Rabbim razı olsun" ifadesi dikkat çekti.
Belli ki Sayın Bakan, görevini yürüttüğü 5 yıllık dönemde sadece maliye ile ilgilenmek zorunda kalmamış, onu zorlayan, yoran başka mücadelelerle de uğraşmak durumunda kalmış. Bu mücadelede at izi it izine karışmış, Hak ile batılı ayırt etmek zorlaşmış.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş, Sayın Berat Albayrak için, "Onun en büyük şanssızlığı mevcut kapitalist sistemde bakanlık yapmasıdır, eğer Milli Ekonomi Modeli'nin uygulandığı bizim dönemimizde bakanlık yapsaydı o zaman çok başarılı olurdu" derdi.
Sayın Albayrak, tanıdığım kadarıyla, ekonomiyi iyi bilen ve çok temiz bir karaktere sahip bir kişi. İstifasının en temel nedenlerden birisi de kanaatimce kirli siyasete uyum sağlayamaması.
Hem en yakınınıza bile güven duymamayı gerektiren kirli bir siyaset, hem de büyük çıkmazlarla dolu, adım attıkça sizi borç batağına sürükleyen bir ekonomik sistem; söyler misiniz böyle bir tabloda işi bilseniz dahi nasıl bir başarı hikâyesi ortaya koyabilirsiniz?
Uyguladığımız ekonomik sistem, her ne kadar "IMF ile bağımız kalmadı" denilse de, IMF politikalarının "kamçısız" olarak uygulandığı bir sistem.
Dolara endeksli, borca ve tavize dayalı çıkışı olmayan bir sistem.
Prof. Dr. Baş'ın ifadesiyle, "Cebrail Aleyhisselam gelse, mevcut kapitalist ekonomiyle, IMF politikalarıyla bu ülkeyi düzlüğe çıkartamaz."
AKP iktidarı döneminde durmadan bakanlar değişiyor, kabineler revize oluyor, Merkez Bankası başkanları görevden alınıyor. Halbuki asıl sorun ekonomik sistemde, kimse "bu sistemi değiştirmeliyiz" demiyor. Bakan Albayrak kapitalist ekonomik sistem içinde ne yapılması gerekiyorsa sonuna kadar yaptı, bundan ötesi zaten yok.
Şimdi yerine Lütfi Elvan atandı, ne yapabilecek? Hiçbir şey.
Ekonomimizde, ya ABD doları bir kan gibi dolaşıyor, ya da Prof. Dr. Baş'ın dediği gibi, "doların tercümesi" olan TL dolaşıyor.
Dolara bu kadar bağlı olunca, her zaman doları talep eden oluyorsun. Bundan dolayı da dolar dünyada değer kaybederken, ülkemizde yükseliyor. Dolara endeksli bir ekonomi olarak hem borcumuz katlanarak artıyor, hem de bizlerden daha büyük taviz koparmaya çalışıyorlar. Bu da ülkemizi dünyanın en kırılgan, en istikrarsız ülkesi yapıyor.
Tüm suçu Bakan Albayrak'ın sırtına yüklemek hiç de doğru değil. Asıl suç; sistemde, bu sisteme ısrarla devam eden işin başındaki siyasilerde ve bu siyasilere tekrar tekrar fırsat veren milletimizde.
Bu fasit daire içinde, çöken kapitalizmin şartlarında "ne yaparsan yap" denilen Sayın Albayrak, söyler misiniz ne yapabilirdi? Bugüne kadar ne yapabildiler, bundan sonra ne yapabilecekler? İsimler değişince yöntemler sabit tutularak, sistem değiştirilmeden hangi çözüme, nasıl ulaşılacak?
Sayın Albayrak'ın istifasını en iyi değerlendiren ve kendisine yönelten haksız suçlamalara en iyi cevap veren siyasi lider, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş oldu. Baş, yayımladığı mesajında şunları ifade etti:
"Ekonomi 5 yıldır değil, 25 yıldır kötü gidiyor. Çünkü ekonomik sistem yanlış. Tüm bu sistemsel sorunları bir kişinin icraatı ve başarısızlığı olarak görmek haksızlık olur."
"Sayın Berat Albayrak, Enerji Bakanlığı döneminde başlattığı milli hamleleri Maliye Bakanlığı döneminde de sürdürmeye çalışmış fakat bu mücadelesinde diğer kurumlar tarafından destek görememiş aksine iç güvenlik politikaları ve toplumsal adalet mekanizmaları vasıtasıyla yalnız bırakılmıştır."
"Ülkemizin bir an önce Merhum Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi hamlelerine ve Sosyal Devlet Milli Devlet politikalarına yönelmesi gerekir."
"Sayın Berat Albayrak'a bugüne kadarki çalışmalarından ötürü teşekkür ederiz. Ancak son cümle ile tekrar belirtilmelidir ki ekonominin bu duruma gelmesinden sorumlu, Sayın Berat Albayrak değildir."
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025