Başbakan, Anayasa Mahkemesi(AYM)'nin Twitter'a erişim yasağını kaldıran kararı ile ilgili olarak: "Anayasa Mahkemesi'nin kararına uymak zorundayız ama saygı duymak zorunda değiliz, saygı da duymuyorum. Twitter'la ilgili Anayasa Mahkemesi'ne başvurmalarını ben doğrusu millî bulmuyorum. Amerikalı bir şirketin böyle bir savunusu yapılırken bizim millî değerlerimiz bir kenara konuldu" diyor.Şimdi Başbakan'a soralım: "millî" olarak ne varsa ayağınızın altına alırken, okullardan ulusal andımızı kaldırırken, devletin ve milletin adını simgeleyen "T.C"yi kamu kurumlarının adından çıkarırken ve de inancımızın ve millî, toplumsal değerlerimizin en hassas olduğu zina eylemine "suç değildir" derken, millî değerler konusundaki hassasiyetiniz neredeydi?Sayın Başbakan, millî değerler yap-boz oyunu değildir; işinize gelirse var, gelmezse yok sayamazsınız.Başbakan'ın AYM kararı için "saygı duymuyorum" lâfı ne etiktir ne de hukuk boyutuna sığmaktadır. Bu konuyu 9 Nisan'da Meltem TV'deki "Haber Ötesi" programında irdelemiştik; Muharrem Bayraktar, Yeni Mesaj gazetesindeki yazısında da taşı gediğine koymuş (gazetemizin 10 Nisan tarihli nüshası).AKP kurmaylarının AYM kararına yönelttikleri bir başka eleştiri de, hukuk yollarının tüketilmeden hüküm verilmesinin Anayasa Mahkemesi Kanunu'na aykırı olduğu, yolundadır.Bu eleştiri haklı mıdır, bakalım;Anayasa'nın 148. maddesi, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. ve devamı maddeleri, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 59. maddesi hükümlerine göre, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru için tüm hukuk yollarının tüketilmesi gerekir. Bu da yetmez, bireysel başvuru her konuda değil, ancak Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlâli durumunda söz konusudur.Peki, diğer tüm hukuk yolları bitirilmeden de başvuru olabilir mi?İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin 35. maddesi kişilere iç hukuk yollarının her durum ve şartta tüketilmesi gerektiği konusunda bir yükümlülük getirmemektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, iç hukuk yollarının tüketilmesi kuralının mutlak ve aşırı bir şekilcilikle değil, esnek ve Sözleşmenin amacı doğrultusunda, olayın şartlarına göre değerlendirilmesini öngörmektedir.Hakları ihlâl edilen bireyin içinde bulunduğu durum açısından, iç hukuk yollarını tüketmesinde herhangi bir yarar yoksa ya da söz konusu yolların tüketilmesi, ihlâlin yol açtığı olumsuz durumu değiştirmiyorsa, bireyden iç hukuk yollarını tüketmesi istenmez. Yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre, olayda özel koşulların varlığı hâlinde iç başvuru yollarının tüketilmesine gerek yoktur.Görülüyor ki, Anayasa Mahkemesi'nin Twitter'la ilgili kararı için, hukuk yollarının tüketilmesi şartı aranmayabilir. Telâfisi mümkün olmayacak durumlar için bu şart aranmaz.Kaldı ki, tutukluluk süresi uzadığı için, davaları sonuçlanmasa bile yani hukuk yolları tüketilmeden, bireysel başvurular kabul edilerek hüküm verilmiştir, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay örneklerinde olduğu gibi. Bu kararları eleştirmeyenler, işin ucu kendilerine dokununca bağırmaya başladılar.Anayasa Mahkemesi kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihadına uygun bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı da, mahkemelerden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun kararlar vermelerini istememiş miydi, Türkiye'nin daha fazla tazminata mahkûm edilmemesi için.Bu arada Başbakan bir kuşkusunu dile getirdi; Anayasa Mahkemesi'nde de paralel yapı mı var?Sayın Başbakan, bunu en iyi sen bilirsin!.. "kumpas"ı çok iyi bildiğin gibi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023