İçinde bulunduğumuz yönetim sistemi ve stratejiyi, anlamak ve anlatmak, zor. Halkın durumu vahim! Bölge üzerindeki planlar, her geçen gün daha net bir şekilde uygulanırken, perde arkası sahneler zamanla ortaya çıkıyor.Bu vahim durum genel itibariyle, çok açık bir şekilde görülse de, bazı kritik yerlerde yaşayanların sorunlarını ve psikolojik bunalımlarını dile getirmek gerekir, diye düşünüyorum.Mesela Kilis bölgesinden biraz bilgi vermek isterim. Kilis halkı, manevi değerlere önem verir. Can, mal ve namus hakları herkesçe kutsaldır. Kınama, yani ahlaki normlar çok etkili olduğundan, hukuki durumların olmadığı yerlerde bile insanlar, ayıplanmaktan çekindikleri için, tedbirli ve duyarlı davranırlar. Küçük bir şehir olduğu için, genelde, kim kimin, kızı ya da oğlu iyi bilinir.Toplum baskısı kendini hissettirdiğinden dolayı, yerli halkın, giyim ve kuşamları da aykırı değildir. Düğünde, cenazede ya da herhangi bir merasimde, duyarlı davranılarak, çevre rahatsız edilmez.Bir de trafik konusunu ele aldığımız zaman, motosiklet kullanımının yaygın olmasından dolayı dikkat isteyen bir trafik akışı dışında, büyük bir sorunu da yoktur. Sağlık ve eğitim konusunda her ne kadar komşu il olan Gaziantep'e başvurulsa da, yerli halkın bu durum karşısında gösterdiği hoşgörü takdir edilir niteliktedir.Alış-veriş merkezleri buraya henüz uğramamıştır. Esnafçılık çok yaygındır ve esnaflar herkes tarafından tanınır. Çünkü çarşısı çok küçüktür. Bu sebeple de geri dönüş yaşamamak ve müşteri kaybetmemek için, konfeksiyoncular, manavlar, kırtasiye ve diğer alanlardaki esnaflar, ürünlerini halka, dikkatle satarlar.Kilis'in dar sokakları ve çıkmazları, eski yapı evleri, otantik bahçeleri, hamamları, camileri buram buram tarih kokar.Peki, şu an için bunları söylemek mümkün mü? Hayır!Çünkü Suriye'den gelen sığınmacılar, şehri öyle bir hale getirdi ki; bu düzen her koldan yerle bir edildi. Öncesinde, 84 bin olan Kilis nüfusunun, sığınmacıların gelişiyle ortalama 180 bin civarına ulaştığı söyleniyor.Hastaneye gidilemez oldu. Polikliniklerin önünde oluşan sıralar, sağlam insanları hasta edecek derecede çile verici. Şehri, beyaz entari giyinmiş adamlar istila etmiş gibi. Sokakta, caddede, parkta, resmi kurumlarda, hastanede, her yerde rahatsız edici tavırlarıyla, onlar var. Arapça yazılı büyük marketler, konfeksiyon mağazaları, bölge açısından, ekonomik hakimiyeti ele alacak gibi görünüyor.Yüksek sesle mahalle aralarında, arabalarda, çalan müzikler, toplumu rahatsız ediyor.Sosyal saygınlık çiğnenmiş durumda. Aile yaşantıları bundan etkilenir oldu. Dinî nikâhla, kuma alımı, yaygınlaşmaya başladığı söyleniyor. Yaşı büyük, çoluk çocuk sahibi insanların, zamanla bu duruma aşina olması ve normal görerek kendi hayatında da bunu uygulaması, evli kadınları perişan etti. Şimdiler de ise, Elbeyli ilçesinde meydana gelen olaylar ve savaş söylemleri de, halkın bilinçsizce paniklemesine sebep olarak, tedirginliği arttırıp, gerilime sebep oldu.Bunun sonucunda ne olacağı az çok tahmin edilebilir ama tablo çok dikkat çekici. Bu tabloyu bir gün Kilis sokaklarında gezerek izlerseniz, durumun ciddiyetine vâkıf olabilirisiniz. Son günlerde popüler olan, umursamadan söylenen, baştan savma metodu olarak algılanan bir cümleyle yazımı bitirmek istiyorum: Hakkımızda hayırlısı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Behiye Alioğlu / diğer yazıları
- Egoist miyiz? / 04.07.2019
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016