"Cenk meydanında nice koç yiğid,
Din ve yurt için oldular şehid,
Ocağı tütsün, sönmesin ümid,
Şehidi mahzun etme Yarabbi!
Soyunu zebun etme Yarabbi!"
(Ziya GÖKALP)
Bütün Şühedâya sonsuz rahmetler olsun.
Üç gündür yazıp yazmamak arasında bocalayıp durdum!
Duyduğum anda olay beni çok etkiledi dolayısıyla duyan herkesi aynı derecede etkileyeceğine emin olduğum için ve bu etkinin doğuracağı sonuçları tahmin edemediğim için düşündüm, düşündüm, düşündüm...
Düşündükçe öfkelendim, öfkelendikçe düşündüm! Üç gündür öldüm?öldüm, dirildim!
Konuya müdahale etmeyi erteledikçe, aklım ile vicdanım arasında kıyasıya bir savaş başladı!
Aklım, "Bu herc ü merc ortamda bir karışıklığa da sen sebep olma!" diye uyarırken, vicdanım, "Bugün susarsan yarın konuşma hakkını kaybedersin!" diye ha?bire taciz etti aklımı!
Olay Şanlı Urfa'da meydana geliyor, Eylül'ün 2'si veya 3'ü.
Kahpe PKK'lıların Siirt?Pervari'deki kalleş saldırılarında Şehâdet şerbetini içen Piyade Uzman Çavuş Halit ŞILTAK'ın cenaze töreninde, bir "Yarı İmam", hem Şehîde hakaret ediyor, hem de cenaze cemaatini dinden çıkarıyor neredeyse...
Gayrimüslim olduğunu bilmesine rağmen cenaze geçerken ayağa kalkıp ihtiram gösteren Hz. Peygamber (s.a.a.)'in ümmetinden bir gurup, hatta o guruba imamlık yapan bir bilmez, bir nadan, bir nobran veya ?öyle olmasın diye Allah'a yalvarıyorum? örgüt mensubu olması muhtemel birinin uygulamasıyla Türk Milletçisi yüreğim paramparça!
Şehidimiz Halit ŞILTAK, Kürt; hani bir elimiz kesildiğinde akan Kürt kanı var ya, işte o kanın gerçek sahibi...
Şehidimizin; anası?babası, bacısı?kardaşı, emmisi?dayısı, teyzesi?halası, akrabalarının tamamı, hısımlarının tamamına yakını da Kürt ve imam da Kürt!...
Yer Şanlı Urfa..
Hava çok sıcak. İkindi sonrası güneş en yakıcı yüzü ile Harran'a bakarken Şehidimiz Kürt Halit ŞILTAK'ın mübarek nâşı, defnedilecek. Peygamber aguşuna varan rûhu ile bedeninin buluşması sağlanacak.
Kabri kazılmış.
Camide kılınan cenaze namazı sonrası, emaneti sahibine teslim etmek üzere kabristana kadar gelen cemaat içinde Protokol mensupları da var.
Her halde üst seviyeli protokol mensupları da olmalı ki, yağcı?yalaka İmam; konuklar güneşten daha fazla rahatsız olmasın diye kabrine koyulan Mukaddes Nâş'ın üzerini ?çabuk olsun işgüzarlığıyla? kepçe ile kapattırıyor!
Hadi İmam yağcılık?yalakalık etti diyelim, ya o protokol mensuplarına ne diyelim?
Allah topunun belasını versin!
Aynı sıcakta, aynı imamın önderliğinde en yakınlarını onlar da defnetsin inşaallah ama defnettikleri Şehîd olmasın...
Çünkü biz, Diyarbakırlı Kürt Mütefekkir Ziya GÖKALP rahmetlinin; "Türkleri sevmeyen bir Kürt, Kürt değildir; Kürtleri sevmeyen bir Türk de Türk değildir" tesbitini özümsemiş olan Türk Milleti mensuplarıyız...
Biz; Vatan?Millet?Devlet bütünlüğü uğruna canını hîbe eden yiğitlerimize Şehît ihtirâmı göstererek Peygamber mertebesine çıkaran bir inancın mensuplarıyız!
Şehîtlerimizin; dilleri de tektir, devletleri de, bayrakları da ve elbette dinleri de tektir.
Protokole yağcılık?yalakalık için Şehîdin üzerini iş makinesi ile örttüren düşük karakterliler de hangi görevde, hangi makamda olurlarsa olsunlar tektirler ve millî öfkemize tek tek muhataptırlar!
Şimdi Diyânet İşleri Başkanı'na âcil şerhi ile bir arzım var:
Bu olay, çok ciddi ve seri şekilde soruşturulmalı; o imama bu işi yap emrini veren bir protokol mensubu varsa o, eğer yoksa imam mutlaka ama mutlaka bu yaptığının bedelini ödemeli!
Nüfusunun % 99'u Müslüman olan bir ülkede, Cuma Günleri cemaatin gittikçe azalmasının sebepleri araştırılmalı!
Partili ve Cuma Günleri partizan propaganda yapan cami imamları yüzünden, camilere gitmeyen milyonlarca Müslüman Vatandaşın vebaline girmekten vazgeçilmeli!
Ve Devlet, Kürt soylu Türk Mütefekkîr Ziya Gökalp'in 95 yıl önce tarif ettiği Millet anlayışıyla Türk Milletçiliği yapan bizim farkımızda olmalı, bizi can kulağı ile dinlemeli ve millî birlik için;
"MİLLET
Sorma bana oymağımı, boyumu,
Beş bin yıldır millet gibi yaşarım;
Sorma bana ailemi, soyumu,
Soyum Türklük, soy büyüğüm Hünkarım...
Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı,
Türk'üm, bu ad her unvandan üstündür;
Yoktur Özbek, Nogay, Kırgız, Kazanlı,
Türk milleti bir bölünmez bütündür...
Her ülkede Türk bir devlet yapacak,
Fakat bunlar birleşecek nihayet;
Hep bir dille aynı dine tapacak,
Olacak tek harsa malik bir millet...
Ey Türkoğlu! Artık ne ben, ne sen diye bir şey yok!
Uluslar yok, uruklar yok, ancak Büyük Turân* var.
Siyâsette şirk olamaz, ayrıca Han ve Bey yok,
Türk rûhunda yalnız bir il, yalnız bir tek ilhan var... "
şeklinde Ziya GÖKALP ağzından geçmişimize ve geleceğimize yaptığımız seslenişimizi duymalı...
* Dip not: Biz II. Kuvayı Milliyeciler, Tûran'ı güncelleyip çıtayı yükselterek "KÂİNAT TÜRK DEVLETİ" ettik...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Din ve yurt için oldular şehid,
Ocağı tütsün, sönmesin ümid,
Şehidi mahzun etme Yarabbi!
Soyunu zebun etme Yarabbi!"
(Ziya GÖKALP)
Bütün Şühedâya sonsuz rahmetler olsun.
Üç gündür yazıp yazmamak arasında bocalayıp durdum!
Duyduğum anda olay beni çok etkiledi dolayısıyla duyan herkesi aynı derecede etkileyeceğine emin olduğum için ve bu etkinin doğuracağı sonuçları tahmin edemediğim için düşündüm, düşündüm, düşündüm...
Düşündükçe öfkelendim, öfkelendikçe düşündüm! Üç gündür öldüm?öldüm, dirildim!
Konuya müdahale etmeyi erteledikçe, aklım ile vicdanım arasında kıyasıya bir savaş başladı!
Aklım, "Bu herc ü merc ortamda bir karışıklığa da sen sebep olma!" diye uyarırken, vicdanım, "Bugün susarsan yarın konuşma hakkını kaybedersin!" diye ha?bire taciz etti aklımı!
Olay Şanlı Urfa'da meydana geliyor, Eylül'ün 2'si veya 3'ü.
Kahpe PKK'lıların Siirt?Pervari'deki kalleş saldırılarında Şehâdet şerbetini içen Piyade Uzman Çavuş Halit ŞILTAK'ın cenaze töreninde, bir "Yarı İmam", hem Şehîde hakaret ediyor, hem de cenaze cemaatini dinden çıkarıyor neredeyse...
Gayrimüslim olduğunu bilmesine rağmen cenaze geçerken ayağa kalkıp ihtiram gösteren Hz. Peygamber (s.a.a.)'in ümmetinden bir gurup, hatta o guruba imamlık yapan bir bilmez, bir nadan, bir nobran veya ?öyle olmasın diye Allah'a yalvarıyorum? örgüt mensubu olması muhtemel birinin uygulamasıyla Türk Milletçisi yüreğim paramparça!
Şehidimiz Halit ŞILTAK, Kürt; hani bir elimiz kesildiğinde akan Kürt kanı var ya, işte o kanın gerçek sahibi...
Şehidimizin; anası?babası, bacısı?kardaşı, emmisi?dayısı, teyzesi?halası, akrabalarının tamamı, hısımlarının tamamına yakını da Kürt ve imam da Kürt!...
Yer Şanlı Urfa..
Hava çok sıcak. İkindi sonrası güneş en yakıcı yüzü ile Harran'a bakarken Şehidimiz Kürt Halit ŞILTAK'ın mübarek nâşı, defnedilecek. Peygamber aguşuna varan rûhu ile bedeninin buluşması sağlanacak.
Kabri kazılmış.
Camide kılınan cenaze namazı sonrası, emaneti sahibine teslim etmek üzere kabristana kadar gelen cemaat içinde Protokol mensupları da var.
Her halde üst seviyeli protokol mensupları da olmalı ki, yağcı?yalaka İmam; konuklar güneşten daha fazla rahatsız olmasın diye kabrine koyulan Mukaddes Nâş'ın üzerini ?çabuk olsun işgüzarlığıyla? kepçe ile kapattırıyor!
Hadi İmam yağcılık?yalakalık etti diyelim, ya o protokol mensuplarına ne diyelim?
Allah topunun belasını versin!
Aynı sıcakta, aynı imamın önderliğinde en yakınlarını onlar da defnetsin inşaallah ama defnettikleri Şehîd olmasın...
Çünkü biz, Diyarbakırlı Kürt Mütefekkir Ziya GÖKALP rahmetlinin; "Türkleri sevmeyen bir Kürt, Kürt değildir; Kürtleri sevmeyen bir Türk de Türk değildir" tesbitini özümsemiş olan Türk Milleti mensuplarıyız...
Biz; Vatan?Millet?Devlet bütünlüğü uğruna canını hîbe eden yiğitlerimize Şehît ihtirâmı göstererek Peygamber mertebesine çıkaran bir inancın mensuplarıyız!
Şehîtlerimizin; dilleri de tektir, devletleri de, bayrakları da ve elbette dinleri de tektir.
Protokole yağcılık?yalakalık için Şehîdin üzerini iş makinesi ile örttüren düşük karakterliler de hangi görevde, hangi makamda olurlarsa olsunlar tektirler ve millî öfkemize tek tek muhataptırlar!
Şimdi Diyânet İşleri Başkanı'na âcil şerhi ile bir arzım var:
Bu olay, çok ciddi ve seri şekilde soruşturulmalı; o imama bu işi yap emrini veren bir protokol mensubu varsa o, eğer yoksa imam mutlaka ama mutlaka bu yaptığının bedelini ödemeli!
Nüfusunun % 99'u Müslüman olan bir ülkede, Cuma Günleri cemaatin gittikçe azalmasının sebepleri araştırılmalı!
Partili ve Cuma Günleri partizan propaganda yapan cami imamları yüzünden, camilere gitmeyen milyonlarca Müslüman Vatandaşın vebaline girmekten vazgeçilmeli!
Ve Devlet, Kürt soylu Türk Mütefekkîr Ziya Gökalp'in 95 yıl önce tarif ettiği Millet anlayışıyla Türk Milletçiliği yapan bizim farkımızda olmalı, bizi can kulağı ile dinlemeli ve millî birlik için;
"MİLLET
Sorma bana oymağımı, boyumu,
Beş bin yıldır millet gibi yaşarım;
Sorma bana ailemi, soyumu,
Soyum Türklük, soy büyüğüm Hünkarım...
Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı,
Türk'üm, bu ad her unvandan üstündür;
Yoktur Özbek, Nogay, Kırgız, Kazanlı,
Türk milleti bir bölünmez bütündür...
Her ülkede Türk bir devlet yapacak,
Fakat bunlar birleşecek nihayet;
Hep bir dille aynı dine tapacak,
Olacak tek harsa malik bir millet...
Ey Türkoğlu! Artık ne ben, ne sen diye bir şey yok!
Uluslar yok, uruklar yok, ancak Büyük Turân* var.
Siyâsette şirk olamaz, ayrıca Han ve Bey yok,
Türk rûhunda yalnız bir il, yalnız bir tek ilhan var... "
şeklinde Ziya GÖKALP ağzından geçmişimize ve geleceğimize yaptığımız seslenişimizi duymalı...
* Dip not: Biz II. Kuvayı Milliyeciler, Tûran'ı güncelleyip çıtayı yükselterek "KÂİNAT TÜRK DEVLETİ" ettik...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017