Geçtiğimiz hafta Niğde’nin patates üreticileriyle ilgili çıkan haber tarım kesiminin problemlerini ortaya koyması açısından oldukça önemliydi.
Niğde, patates denilince Türkiye’de akla ilk gelen yer. Niğde’nin yıllık patates üretimi, 900 bin ton. Patates üretimiyle uğraşan hane sayısı 10 bin civarında… Yani patates Niğde için oldukça önemli bir geçim kaynağı…
Fakat Niğdeli üreticiler perişan vaziyette… Bizlerin bu köşelerden saydığı tarımda uygulanan yanlışlıkların hemen hemen hepsine maruz kalmış Niğdeli üreticiler…
Şimdi dilerseniz bunları bir bir sıralayalım.
Bizler, “çiftçiler ürettikleri ürünleri zararına satmak zorunda kalıyor, bu fiyat politikası tarım kesimini iflasa götürür” diyorduk. Öğrendik ki, Niğdeli patates üreticisi kilogram başı maliyeti 65 kuruş olan patatesi ancak 30 kuruşa satabiliyor. Zararına ticaret olur mu? Maliyetinin yarısına dahi ürününü satamayan bir çiftçi üretime ne kadar devam edebilir?
Bizler, “Maliyetler çok yüksek, çiftçinin buna dayanabilmesi mümkün değil” diyorduk.
Piyasada kilogramı 30 kuruşa satılabilen patatesin 65 kuruşa mal edilmesi de ayrıca büyük bir sorun.
Bizler, “Tarım kesimine destekler yeterli değil, çiftçiler yabancıların kontrolünde olan bankacılık sektörünün insafına terk edilmemeli” diyorduk.
Niğdeli çiftçilerden öğrendik ki, her 10 çiftçiden 8’i haciz batağında… Yani aldığı destek, satıştan elde ettiği gelir borçlarını ödemeye yetmiyor.
Ve üretici devletten umduğunu bulamadığı için gününü kurtarmak uğruna tefecilere sığınmak zorunda kalıyor. Onlar da çiftçinin kalan son kanını da emip bitiriyor.
Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar’ın bu noktadaki açıklamaları oldukça dikkat çekici: “Bizim burada tefeciye bile ‘Allah razı olsun’ denilmeye başlandı. İcralık olmayan üretici yok gibi. Banka borçları, elektrik borçları kangrene dönüşmüş durumda. Banka hacizden tarlayı satacak korkusu ile tefeciden para alıp bu borcu kapatıyor yeni kredi alıyor.”
Çiftçinin düştüğü durumu görebiliyor musunuz?
Bizler “Tarım kesimi doğal afetlerde kendi başına bırakılmamalıdır, mutlaka yardım edilmelidir” diyorduk. Niğdeli çiftçilerden öğrendik ki, üreticileri en fazla vuran sebeplerden birisi de geçtiğimiz sonbaharda yaşanan don felaketi, tam 200 bin ton patates çöpe gitmiş.
Tabi zarar konusunda hiçbir destek yok, çiftçi kendi kaderine terkedilmiş durumda…
Bizler, “Yanlış para politikaları sebebiyle tarım arazilerimiz bir bir elimizden gidecek” diyorduk. Niğdeli çiftçilerden öğrendik ki, bankalara olan borçların faizleri sebebiyle tarla ve arazilere el konulmaya başlanmış. En verimli arazilerimiz yok pahasına elimizden gidiyor.
Bizler, “Özellikle de stratejik olan tarım sektörünü besleyen kamu şirketlerinin haraç mezat satılmaması gerektiğini” ifade ediyorduk. Niğdeli üreticilerden öğrendik ki, elektrik dağıtım şirketinin özelleştirilmesiyle doğal olarak çiftçilerden alacaklar devreye konulmuş ve ödenmeyen elektrik borçları sebebiyle bir bir elektrikler kesilmeye başlanmış.
Görünen o ki, para politikasındaki yanlışlıkların, desteklerin yetersizliğinin, özelleştirmelerin, maliyetlerdeki artışın, fiyat politikalarındaki yanlışların faturası Niğdeli çiftçilere kesilmiş. Niğdeli kendisine hizmet etsin diye siyasilerini Ankara’ya göndermiş ama Ankara Niğdeli çiftçiye acı bir fatura göndermiş.
Niğdeli çiftçiler ve Türkiye’deki bütün tarım kesimi yarın da ağlamamak için, ah vah etmemek için başlarını ellerinin arasına almalı “nerede hata yaptık” diye düşünmemeli ve IMF ve AB dışında hiçbir çözümü olmayan işbilmez siyasileri Ankara’ya göndermemelidir.
Niğdeli çiftçinin kaderi ancak, tek çözüm yolu olan Milli Ekonomi Modeli’ni fark edip bu Modeli hayata geçirecek olan Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarını iktidara getirdiği zaman değişir.
Niğde, patates denilince Türkiye’de akla ilk gelen yer. Niğde’nin yıllık patates üretimi, 900 bin ton. Patates üretimiyle uğraşan hane sayısı 10 bin civarında… Yani patates Niğde için oldukça önemli bir geçim kaynağı…
Fakat Niğdeli üreticiler perişan vaziyette… Bizlerin bu köşelerden saydığı tarımda uygulanan yanlışlıkların hemen hemen hepsine maruz kalmış Niğdeli üreticiler…
Şimdi dilerseniz bunları bir bir sıralayalım.
Bizler, “çiftçiler ürettikleri ürünleri zararına satmak zorunda kalıyor, bu fiyat politikası tarım kesimini iflasa götürür” diyorduk. Öğrendik ki, Niğdeli patates üreticisi kilogram başı maliyeti 65 kuruş olan patatesi ancak 30 kuruşa satabiliyor. Zararına ticaret olur mu? Maliyetinin yarısına dahi ürününü satamayan bir çiftçi üretime ne kadar devam edebilir?
Bizler, “Maliyetler çok yüksek, çiftçinin buna dayanabilmesi mümkün değil” diyorduk.
Piyasada kilogramı 30 kuruşa satılabilen patatesin 65 kuruşa mal edilmesi de ayrıca büyük bir sorun.
Bizler, “Tarım kesimine destekler yeterli değil, çiftçiler yabancıların kontrolünde olan bankacılık sektörünün insafına terk edilmemeli” diyorduk.
Niğdeli çiftçilerden öğrendik ki, her 10 çiftçiden 8’i haciz batağında… Yani aldığı destek, satıştan elde ettiği gelir borçlarını ödemeye yetmiyor.
Ve üretici devletten umduğunu bulamadığı için gününü kurtarmak uğruna tefecilere sığınmak zorunda kalıyor. Onlar da çiftçinin kalan son kanını da emip bitiriyor.
Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar’ın bu noktadaki açıklamaları oldukça dikkat çekici: “Bizim burada tefeciye bile ‘Allah razı olsun’ denilmeye başlandı. İcralık olmayan üretici yok gibi. Banka borçları, elektrik borçları kangrene dönüşmüş durumda. Banka hacizden tarlayı satacak korkusu ile tefeciden para alıp bu borcu kapatıyor yeni kredi alıyor.”
Çiftçinin düştüğü durumu görebiliyor musunuz?
Bizler “Tarım kesimi doğal afetlerde kendi başına bırakılmamalıdır, mutlaka yardım edilmelidir” diyorduk. Niğdeli çiftçilerden öğrendik ki, üreticileri en fazla vuran sebeplerden birisi de geçtiğimiz sonbaharda yaşanan don felaketi, tam 200 bin ton patates çöpe gitmiş.
Tabi zarar konusunda hiçbir destek yok, çiftçi kendi kaderine terkedilmiş durumda…
Bizler, “Yanlış para politikaları sebebiyle tarım arazilerimiz bir bir elimizden gidecek” diyorduk. Niğdeli çiftçilerden öğrendik ki, bankalara olan borçların faizleri sebebiyle tarla ve arazilere el konulmaya başlanmış. En verimli arazilerimiz yok pahasına elimizden gidiyor.
Bizler, “Özellikle de stratejik olan tarım sektörünü besleyen kamu şirketlerinin haraç mezat satılmaması gerektiğini” ifade ediyorduk. Niğdeli üreticilerden öğrendik ki, elektrik dağıtım şirketinin özelleştirilmesiyle doğal olarak çiftçilerden alacaklar devreye konulmuş ve ödenmeyen elektrik borçları sebebiyle bir bir elektrikler kesilmeye başlanmış.
Görünen o ki, para politikasındaki yanlışlıkların, desteklerin yetersizliğinin, özelleştirmelerin, maliyetlerdeki artışın, fiyat politikalarındaki yanlışların faturası Niğdeli çiftçilere kesilmiş. Niğdeli kendisine hizmet etsin diye siyasilerini Ankara’ya göndermiş ama Ankara Niğdeli çiftçiye acı bir fatura göndermiş.
Niğdeli çiftçiler ve Türkiye’deki bütün tarım kesimi yarın da ağlamamak için, ah vah etmemek için başlarını ellerinin arasına almalı “nerede hata yaptık” diye düşünmemeli ve IMF ve AB dışında hiçbir çözümü olmayan işbilmez siyasileri Ankara’ya göndermemelidir.
Niğdeli çiftçinin kaderi ancak, tek çözüm yolu olan Milli Ekonomi Modeli’ni fark edip bu Modeli hayata geçirecek olan Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarını iktidara getirdiği zaman değişir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025