Rize deplasmanından dönmekte olan Fenerbahçe kafilesine yapılan saldırının failleri aranmakta? soruşturma kapsamında iki kişi gözaltına alınmış... Asıl faillerin peşine düşen yok! Ektikleri kin ve nefret tohumları her tarafa saçılmış, ortalık toz duman. Nefret söylemi, tahammülsüzlüğün ve hoşgörüsüzlüğün dışa vurumudur. Hedef alınan gruplara "Toplumda size yer yok" mesajı, usanç verecek derecede, tekrarlanıp durulur. Sonunda ne mi olur?Demokrasi yara alır, zira insanın en temel hakkı olan yaşama ve katılım hakkı ihlâl edilmiştir. Düşünce özgürlüğü, muhalefet etme özgürlüğü engellenmiştir. İlla ki siyasal iktidar gibi düşüneceksiniz, asla muhalif olmayacaksınız. Bulunduğu yeri hazmedememiş siyasetçi kibriyle, olumsuz, tepeden bakan, alaycı, hakaret, aşağılama ifadeleriyle ötekileştirdiği grupları kamu güvenliğini tehdit edici, potansiyel suçlu gibi sunarak, toplumdaki ötekine karşı önyargıları ve nefret suçlarını kışkırtırsanız sonuç, şiddet olur. Güvenlik güçleri de bu kışkırtmadan zaman zaman nasibini alır, demokratik hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal eylemde bulunanlara şiddet uygular. Bu yetmezmiş gibi eli palalı, satırlı, sopalı güruh da polise takviye gücü olarak katılır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü anayasal haktır. Siyasal iktidarın gözünde ise her toplantı ve yürüyüş bir "Gezi" dir ya da Gezi bileşenidir.Açılımlar yönünden baktığımızda, işin sosyolojik arka palanını iyi okumamız gerekir:Yıllarca varlıkları reddedilen grupların, "Kürt açılımı", "Alevi açılımı", "Roman açılımı" gibi süreçlerle görünür olmaya başlaması, Türkiye'nin farklılıklarının meşru bir zeminde konuşulması açısından önemlidir. Ancak bu süreç milli birlik ve beraberliğimiz aleyhine kullanılırsa, farklı gruplar arasında çatışmaya neden olursa; nefret söylemi ve nefret suçlarının sosyolojik arka planıdır karşımıza çıkan.Toplumsal hayatın en önemli olaylarından biri de spor müsabakalarıdır. Toplumla spor arasında kurulacak sağlıklı ilişki önemlidir. Ne var ki, özellikle futbol müsabakalarında, kitleselleşme adına siyasal iktidarın spora siyaseti sokma girişimi, "tribünlere de ben karışırım" gibi, tıpta narsis kişilik bozukluğuyla ilişkilendirilebilecek bir yaklaşım, futbol üzerinden tribünle siyaset arasındaki kavgayı başlatmıştır. Kavganın kızışması üzerine dönemin başbakanı, stadyumlarda siyasi slogan atma yasağı getirdi. Ne de olsa Gezi Parkı'nın kuyruk acısı vardı işin içinde. Gezi deneyi, siyaset ile tribünlerin mücadelesine ev sahipliği yapan, içine yeşil sahaları da katarak gelişen demokratik bir beceriydi. Futbolun demokratik ittifaka, toplumsal muhalefete dahil olması birilerini küplere bindirmişti. Dönemin başbakanı stadyumlarda siyasi slogan atma yasağı getirirken bizzat kendisi, mitingler yaptığı kentlerde boynuna o kentin futbol takımının atkısını sarmaktaydı. Bu da şu anlama geliyordu; siyasete futbolu karıştırarak, futbolun toplumun içinde barındırdığı ilgi ve sempatiden yararlanmak.Siyasi rant uğruna feda edilenler arasına sporun güzelliği de girmişti. Fanatik ve holiganların sadece taraftarı oldukları takımı destekleme değil aynı zamanda düşman bellenen rakip takımlara da saldırı saikiyle hareket edebildikleri bilinmesine rağmen önlem alınmaması, bu gerilim ortamından yararlanacak hıyanet odaklarına engel olunamaması bu hükûmetin aczini ve olaylardaki ağır kusurunu göstermektedir.Hükümetin nefret söylemlerinin spora da yansıması karşısında yapılacak iş, kulüp yöneticilerinin ve medyanın, krizi çözme becerisinden uzak Futbol Federasyonu ile de işbirliği yaparak barış seferberliği başlatmaları olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023