AB ve ABD bizimle top gibi oynamaya devam ediyor.Bazen tek tek üzerimize geliyorlar, bazen de hepsi birden.Birçok konuda birbiriyle tezat olan Batı ülkeleri, konu Türkiye ve Türk milleti olunca bir anda birleşiveriyorlar, tek bir ağızla konuşuyorlar, birbirlerinin ayaklarına basmamaya özen gösteriyorlar.Ekonomimiz IMF'ye, iç politikamız AB'ye, dış politikamız ise ABD'ye ihale edilmiş durumda. Her ne kadar böyle bir branşlaşma olsa da paslaşarak hareket ediyorlar.Son dönemlerde ABD'nin en önemli gündemi İran müdahalesi. Türkiye'yi bu müdahalede değerlendirmek, İran ile kapıştırmak istiyor. Türkiye bu noktada adım atmayınca devreye IMF ve yabancı sermaye grupları giriyor. Dolarla, borsayla oynayarak ekonomideki dengeyi bozuyorlar. Adeta aba altından sopa gösteriyorlar. ABD, Kuzey Irak'ta bir peşmerge devleti kurduruyor ve bu yapılanmayı her konuda durmadan destekliyor. Buradaki oluşum bir taraftan PKK'yı beslerken, ona her türlü silah imkanını sağlarken, diğer taraftan da geleceğe yönelik olarak PKK'lı teröristler peşmerge ordusuna dahil edilerek, onlara resmi bir kimlik kazandırılıyor.ABD, Kuzey Irak'a sığınan PKK'lılara peşmerge saflarında yer ayarlarken, AB ise PKK'lıları bir yandan terörist olarak kabul ettiğini gözümüzün içine baka baka söylüyor, ardında hem Avrupa'da, hem de Türkiye'de yakalananların ceza görmemesi, dağlardakilerin af kapsamına girmesi için çırpınıp duruyor. Kısa bir zaman önce güneydoğuda birçok olayların çıkmasına sebep olan PKK kanalı Roj TV'ye AB'nin nasıl sahip çıktığını gördük. Sabancı suikastının faili Fehriye Erdal'ı nasıl koruduklarını izledik. 35 bin kişinin katili bir teröristbaşının asılmaması için bize nasıl baskı kurduklarına şahit olduk.Ülkemizi bölmek isteyen dış güçler tarafından organize edildiği her haliyle belli olmasına rağmen, Şemdinli olaylarını ve Danıştay cinayetini hangi noktalara çekmeye çalıştıklarını hala izliyoruz.Amaç bir taraftan milletimizi birbirine düşürmek, bir taraftan da devletin kurumlarını yıpratmak. Dikkat ederseniz hedef hep Türk milleti ve asker. Çünkü ülkemiz üzerinde Sevr hesabını güdenlerin önünde iki önemli engel var. O da Türk milleti ve asker.Türk milleti azınlıklara bölünmek, Türk askeri ise Batı'nın paralı askeri yapılmak isteniyor. Böylece Atatürk'ün Türkiye'nin istiklal ve istikbalini emanet ettiği iki önemli unsur devre dışı bırakılmış olunacak.Bakın, AB'nin Ankara'ya gönderdiği son talimatlarda neler var?Ordudan gelen açıklamalar sadece askeri konularda olmalı ve hükümetin yetkisi ile yapılmalıymış. Yani siyasiler ne yaparsa yapsın, içeride ya da dışarıda ne olursa olsun asker artık konuşmayacakmış.Hatta askerin sorumluluk sahasında olan milli güvenlik stratejisini sivil otorite belirlemeliymiş. AB'nin bu talebinin İran müdahalesi ile bir alakası var mı acaba?Sizce bugün yaşadığımız bu tablo biraz tanıdık değil mi?Ekonomimiz yabancı sermayenin elinde.Topraklarımız karış karış satılıyor.Ülkemizi tehdit eden teröristler, vatana ve millete sahip çıkanlardan daha fazla pirim yapıyor.Ülkemiz kaos üstüne kaos yaşıyor.Güvenlik güçlerimizin ise eli zayıflatılıyor, susturuluyor, müdahale etkisi kısıtlanıyor.Kısaca ülkemiz ekonomik, siyasi her konuda bir işgal altında. Hem de müttefik, dost olarak kabul ettiklerimiz, içlerine dahil olmak istediklerimiz tarafından.Artık kendimize gelmeli, bu kabustan uyanmalıyız. Gerçekleri görmezlikten gelmek sorunları asla çözmez, bizi daha iyi bir noktaya götürmez.Devir Atatürk'ün ateşlediği bağımsızlık meşalesinin yeniden yakılması dönemidir. Bu millete esaret yakışmaz. Unutmayalım, Amasya'da, Erzurum'da ve Sivas'ta Atatürk'ün öncülüğünde yapılan kongrelerde en çok vurgulanan husus "Manda ve himaye asla kabul edilmez" maddesiydi.Çünkü bağımsızlık bizim milletimizin en temel karakteridir.Görünen o ki, aziz milletimizin karakteri olan bu bağımsızlığın meşalesini bugün Prof. Dr. Haydar Baş yakıyor, hem de 3 Ekim 2002 seçimlerinde millet olarak fark edemediğimiz ekonomi modelini, dünyaca tanınmış yüzlerce bilim adamına onaylatarak, hem de dünyanın düşünen beyinlerini hayran bırakarak, önünde kalem bıraktırarak, dünyaya elini öptürerek.Sayın Baş'ın bu milli çözümüne bütün dünya hayran kalıyor, bize de geleceğimiz için bu modele fırsat vermek düşüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025