Haçlı Batı ülkelerinde Hıristiyanlık inancı yerlerde sürünürken; kiliseler, ayinlere katılımların olmaması sebebiyle satışa çıkarılırken, İslam ülkelerinde kilise açma yarışı gerçekten dikkat çekici?
Sadece bu gerçek bile misyonerlik faaliyetlerinin dini bir amaçtan ziyade siyasi bir amaç taşıdığını açıkça göstermektedir.
Malum, geçtiğimiz Pazar günü aynı anda hem Türkiye'de, hem de Mısır'da kilise açılışı gerçekleşti.
Hem de kendilerini dindar Müslüman olarak tanımlayan siyasiler tarafından?
Feto ile kol kola yürürken, Papalık Konseyi'nin bir misyonu olarak besmele ile kiliseler açılıyordu, Feto gitti ama misyon devam ediyor.
İstanbul Balat'ta bulunan 2.Abdulhamit döneminde kurulan Bulgar kilisesi Demir Kilise, 7 yıl süren restorasyonun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un katılımıyla açıldı.
Siyasilerimiz 2. Abdulhamit'i çok seviyorlar ve onun döneminde ne yapıldıysa onları ihya ediyorlar. İşte Demir Kilise de onlardan biri?
Kilise İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından bizzat devletin bütçesinden 16 milyon lira harcanarak restore edildi.
Nüfusunun yüzde 99'u Müslüman olarak ifade edilen Türkiye'de, tarihi birçok cami ödenek yoksunluğu sebebiyle dökülürken ya da tadilat bahanesiyle yıllardır ibadete kapalı bekletilirken, ihtiyaç duyulan yeni camiler ise ancak halkın gayretleriyle yapılabilirken, bu devlet bütçesinden kilise restorasyonu yarışını anlamak mümkün değil.
2. Abdulhamit'in Demir Kilise'yi kurdurma gerekçesini, "Fener Rum Patrikhanesi'ne rakip olması için" olarak ifade ediyorlar.
Yahu sen padişahsın, astığın astık, kestiğin kestik, eğer Patrikhane ile gerçekten bir derdin varsa kapatırsın, olmadı, yetkilerini sınırlandırırsın, yine yapamıyorsan karşısına Bulgar kilisesi değil, Müslüman camisi açarsın.
Ya da bir Bektaşi dergâhı açar, tüm Patrikhane'yi Müslüman yaparsın.
Dinsiz diye yıllardır iftira atılan Atatürk, padişah değildi, 3 kıtada toprakları olan bir imparator da değildi, Abdulhamit'in sahip olduğu ordu gibi sayıca çok bir orduya da sahip değildi ama Patrikhane'yi Eyüp Kaymakamlığı'na bağlı, 2 bin kişilik Rum azınlığın dini ayinlerini yaptıran siyasi etkisi olmayan bir kuruma dönüştürdü.
Yapılması gereken buydu ama Abdulhamit rekabet etsin diye Bulgar kilisesi kurdurdu. Bizimkiler de onun sünnetini ihya ediyor.
Sadece bununla sınırlı değil elbette?
Cumhurbaşkanımız açılışta tek tek sayıyor yapılanları:
"Son dönemde, ülkemizde Edirne'deki Büyük Sinagog, Gökçeada'daki Aya Nikola Kilisesi, İskenderun'daki Süryani Katolik Kilisesi, Diyarbakır'daki Sur Ermeni Protestan Kilisesi, Gaziantep'teki Nizip Fevkani Kilisesi, Cunda'daki Taksiyarhis Kilisesi, Edirnekapı'daki Aya Yorgi Kilisesi'nin bulunduğu 14 ibadethane onarımdan geçirilmiştir. Demir Kilise bu işin finalidir, son örneğidir."
Katolik, Ermeni, Süryani, Protestan kiliseleri ve Sinagog her halde 2. Abdulhamit döneminde olduğu gibi birbiriyle rekabet etsin diye restore ediliyordur(!)
Bu rekabet işini anladık da hangi konuda rekabet? Müslüman Türk gençlerini Hıristiyanlaştırmada mı?
Çünkü Katolik olan zaten Katolik kilisesine, Protestan ise Protestan kilisesine gider, rekabet ise dışarıdan olanlar konusunda yaşanır, yani Müslüman gençler hususunda?
Siyasilerimiz; 50 küsur yıldır bizleri kapılarında bekletenler uğruna;
Askerimizin başına çuval geçiren ve de teröristlerimize stratejik ortak deyip 4 bin tır ağır silah verenler uğruna;
Filistinli kardeşlerimizi acımasızca katleden ve bir İslam merkezi olan Kudüs'ü işgal edip başkent ilan edenler uğruna ha bre sinagog, kilise restore edip açmaya tam gaz devam ediyorlar. Kendi gelecekleri için şirin gözükmeye çalışıyorlar.
Bu siyaset anlayışı, Abdulhamitlere, Vahdettinlere Osmanlılara faydası olmadı ki, yenilerine faydası olsun.
Kurtuluş Osmanlı gibi olmakta değil, Atatürk gibi tam bağımsız, Haçlı Batı'ya karşı son derece temkinli olmaktadır ve Prof. Dr. Haydar Baş'la Hoş Geldin Atatürk demektedir.
Sadece bu gerçek bile misyonerlik faaliyetlerinin dini bir amaçtan ziyade siyasi bir amaç taşıdığını açıkça göstermektedir.
Malum, geçtiğimiz Pazar günü aynı anda hem Türkiye'de, hem de Mısır'da kilise açılışı gerçekleşti.
Hem de kendilerini dindar Müslüman olarak tanımlayan siyasiler tarafından?
Feto ile kol kola yürürken, Papalık Konseyi'nin bir misyonu olarak besmele ile kiliseler açılıyordu, Feto gitti ama misyon devam ediyor.
İstanbul Balat'ta bulunan 2.Abdulhamit döneminde kurulan Bulgar kilisesi Demir Kilise, 7 yıl süren restorasyonun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un katılımıyla açıldı.
Siyasilerimiz 2. Abdulhamit'i çok seviyorlar ve onun döneminde ne yapıldıysa onları ihya ediyorlar. İşte Demir Kilise de onlardan biri?
Kilise İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından bizzat devletin bütçesinden 16 milyon lira harcanarak restore edildi.
Nüfusunun yüzde 99'u Müslüman olarak ifade edilen Türkiye'de, tarihi birçok cami ödenek yoksunluğu sebebiyle dökülürken ya da tadilat bahanesiyle yıllardır ibadete kapalı bekletilirken, ihtiyaç duyulan yeni camiler ise ancak halkın gayretleriyle yapılabilirken, bu devlet bütçesinden kilise restorasyonu yarışını anlamak mümkün değil.
2. Abdulhamit'in Demir Kilise'yi kurdurma gerekçesini, "Fener Rum Patrikhanesi'ne rakip olması için" olarak ifade ediyorlar.
Yahu sen padişahsın, astığın astık, kestiğin kestik, eğer Patrikhane ile gerçekten bir derdin varsa kapatırsın, olmadı, yetkilerini sınırlandırırsın, yine yapamıyorsan karşısına Bulgar kilisesi değil, Müslüman camisi açarsın.
Ya da bir Bektaşi dergâhı açar, tüm Patrikhane'yi Müslüman yaparsın.
Dinsiz diye yıllardır iftira atılan Atatürk, padişah değildi, 3 kıtada toprakları olan bir imparator da değildi, Abdulhamit'in sahip olduğu ordu gibi sayıca çok bir orduya da sahip değildi ama Patrikhane'yi Eyüp Kaymakamlığı'na bağlı, 2 bin kişilik Rum azınlığın dini ayinlerini yaptıran siyasi etkisi olmayan bir kuruma dönüştürdü.
Yapılması gereken buydu ama Abdulhamit rekabet etsin diye Bulgar kilisesi kurdurdu. Bizimkiler de onun sünnetini ihya ediyor.
Sadece bununla sınırlı değil elbette?
Cumhurbaşkanımız açılışta tek tek sayıyor yapılanları:
"Son dönemde, ülkemizde Edirne'deki Büyük Sinagog, Gökçeada'daki Aya Nikola Kilisesi, İskenderun'daki Süryani Katolik Kilisesi, Diyarbakır'daki Sur Ermeni Protestan Kilisesi, Gaziantep'teki Nizip Fevkani Kilisesi, Cunda'daki Taksiyarhis Kilisesi, Edirnekapı'daki Aya Yorgi Kilisesi'nin bulunduğu 14 ibadethane onarımdan geçirilmiştir. Demir Kilise bu işin finalidir, son örneğidir."
Katolik, Ermeni, Süryani, Protestan kiliseleri ve Sinagog her halde 2. Abdulhamit döneminde olduğu gibi birbiriyle rekabet etsin diye restore ediliyordur(!)
Bu rekabet işini anladık da hangi konuda rekabet? Müslüman Türk gençlerini Hıristiyanlaştırmada mı?
Çünkü Katolik olan zaten Katolik kilisesine, Protestan ise Protestan kilisesine gider, rekabet ise dışarıdan olanlar konusunda yaşanır, yani Müslüman gençler hususunda?
Siyasilerimiz; 50 küsur yıldır bizleri kapılarında bekletenler uğruna;
Askerimizin başına çuval geçiren ve de teröristlerimize stratejik ortak deyip 4 bin tır ağır silah verenler uğruna;
Filistinli kardeşlerimizi acımasızca katleden ve bir İslam merkezi olan Kudüs'ü işgal edip başkent ilan edenler uğruna ha bre sinagog, kilise restore edip açmaya tam gaz devam ediyorlar. Kendi gelecekleri için şirin gözükmeye çalışıyorlar.
Bu siyaset anlayışı, Abdulhamitlere, Vahdettinlere Osmanlılara faydası olmadı ki, yenilerine faydası olsun.
Kurtuluş Osmanlı gibi olmakta değil, Atatürk gibi tam bağımsız, Haçlı Batı'ya karşı son derece temkinli olmaktadır ve Prof. Dr. Haydar Baş'la Hoş Geldin Atatürk demektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025