İstanbul'un, Müslüman Türkler tarafından fethi, Hıristiyan Batı dünyasında beklenmedik bir felaket olarak kabul edilmişti. Bilindiği gibi İslam dünyasındaki geleneğe göre bir ülke veya şehrin fethi, diğer Müslüman devletlere zafername adı verilen mektuplarla müjdelenirdi. Bu geleneğe uygun olarak İstanbul'un fethi de zafernamelerle İslam dünyasına bildirilmişti. Bu sıralarda Fatih, iktidara yeni gelmiş olan Memlûk hükümdarı Melik Eşref Seyfeddin İnal'ı hem tebrik, hem de kendisine İstanbul fethini bildirmek maksadıyla elçi ile birlikte bir çok da esir göndermişti. Elçinin Kahire'ye gelmesi ve fetih müjdesini vermesi, büyük sevinçlere vesile olmuştu. Bu müjde üzerine Kahire baştan başa donatılmış ve günlerce süren şenlikler yapılmıştı. Memlûk Sultanı da Fatih'e elçiler göndererek bu başarısından dolayı kendisini tebrik etmişti. Resulullah (sav)'in hadisleri ile ta'ziz edilmiş olan Fatih Sultan Mehmed ve ordusu büyük bir tebcile layık görülmüşlerdi. Bu sebeple Mısır, Şam, Bağdad ve diğer Müslüman şehirler ile ülkelerde merasimler tertiplenip kutlama törenleri yapılmıştı. Kahire'de bulunan Abbasi halifesinin emriyle camilerde Müslüman Türk şehitlerine dua edildiği gibi Fatih'in ismi de hutbelerde anılmıştı. Bu andan itibaren bütün İslam dünyası, Peygamberlerinin müjdesine (tebşirat) mazhar olan Osmanlı Devleti'ni, İslamiyet'in büyük bir temsilcisi olarak kabul etmeye başlamıştı. Haçlı sürülerine karşı İslam'ı, Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde şerefle müdafaa etmiş olan Türk milleti, İstanbul'un fethi ile bütün bir Müslüman dünyasının sönmez ve eksilmez muhabbetini kazanmıştı. Bu sebeple olacak ki Memlûk Sultanı, Fatih Sultan Mehmed'e elçi göndererek kendisini tebrik etmişti. Keza Güney Hindistan (Behmenî) Sultanı Alaeddin II. Ahmed Behmen Şah (1435-1457) da elçiler gönderip Fatih'i tebrik edenler arasındaki yerini almıştı.
İslam dünyasının, İstanbul'un fethinden dolayı bu kadar sevinmesinin sebeplerini, çok derinlerde aramak gerekir. Zira bu şehrin fethi, Müslümanlar için önemli bir hedef haline gelmişti. Bu hedefe ulaşmak gerekiyordu. Zira bu, Peygamberlerinin asırlarca önce haber verdiği bir olayın gerçekleşmesi demekti. Ayrıca bu olayda başarı sağlayan, O'nun müjdesine nail olacaktı. Bunun içindir ki, Hz. Peygamber'in vefatından kısa bir müddet sonra İstanbul, önce Emeviler, daha sonra Abbasiler tarafından defalarca muhasara edilmesine rağmen bir türlü ele geçirilememişti. Bu şehir, Fatih'ten önceki Osmanlı hükümdarlarınca da altı defa kuşatma altına alınmış, ancak her seferinde bir gaile çıkarak fethin gerçekleşmesine imkan bulunamamıştı. Bununla beraber fetih başarısı, 21 yaşlarında bulunan genç Osmanlı hükümdarına nasib olmuştu. Hz. Peygamber, İstanbul Fatihi'nin ve fethi gerçekleştirecek olan orduyu müjdelemişti. Kur'an-ı Kerim'deki "beldetün tayyibetün" ayeti de "Ebced Hesabı" ile "Feth-i Mübîn"in hicri tarihine işaret ediyordu.
İslam dünyasının, İstanbul'un fethinden dolayı bu kadar sevinmesinin sebeplerini, çok derinlerde aramak gerekir. Zira bu şehrin fethi, Müslümanlar için önemli bir hedef haline gelmişti. Bu hedefe ulaşmak gerekiyordu. Zira bu, Peygamberlerinin asırlarca önce haber verdiği bir olayın gerçekleşmesi demekti. Ayrıca bu olayda başarı sağlayan, O'nun müjdesine nail olacaktı. Bunun içindir ki, Hz. Peygamber'in vefatından kısa bir müddet sonra İstanbul, önce Emeviler, daha sonra Abbasiler tarafından defalarca muhasara edilmesine rağmen bir türlü ele geçirilememişti. Bu şehir, Fatih'ten önceki Osmanlı hükümdarlarınca da altı defa kuşatma altına alınmış, ancak her seferinde bir gaile çıkarak fethin gerçekleşmesine imkan bulunamamıştı. Bununla beraber fetih başarısı, 21 yaşlarında bulunan genç Osmanlı hükümdarına nasib olmuştu. Hz. Peygamber, İstanbul Fatihi'nin ve fethi gerçekleştirecek olan orduyu müjdelemişti. Kur'an-ı Kerim'deki "beldetün tayyibetün" ayeti de "Ebced Hesabı" ile "Feth-i Mübîn"in hicri tarihine işaret ediyordu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ziya Kazıcı / diğer yazıları
- Beyin göçü-I / 15.07.2001
- Kanun ve ahlak / 12.07.2001
- "Yine gam yükünün kervanı geldi" / 08.07.2001
- İmamların bazı görevleri / 05.07.2001
- Vergi / 01.07.2001
- Tarih, ilim ve kıyafet / 28.06.2001
- Savurganlık / 24.06.2001
- Diyalog / 17.06.2001
- Ülke dışındaki eserlerimiz / 14.06.2001
- Mide bulandıran programlar / 10.06.2001
- Kanun ve ahlak / 12.07.2001
- "Yine gam yükünün kervanı geldi" / 08.07.2001
- İmamların bazı görevleri / 05.07.2001
- Vergi / 01.07.2001
- Tarih, ilim ve kıyafet / 28.06.2001
- Savurganlık / 24.06.2001
- Diyalog / 17.06.2001
- Ülke dışındaki eserlerimiz / 14.06.2001
- Mide bulandıran programlar / 10.06.2001