İşte sonunda kavuştuk sana on bir ayın sultanı, ulviyetin, kudsiyetin, rahmet pınarlarının çağıldayıcısı... İşte yine evlerimize huzuru, bereketi taşıdın ırmak ırmak... Mukaddesliğin, mübarekliğin asla tartışılmaz. Sen ki feyz pınarlarının yegane temsilcisisin. Sen ki lain iblisin dahi kementini alıp, çekip gitmesine sebep biricik aydınlığımızsın. Huşu ve ihlas içinde Kur'an sesleri yükseliyor yine evlerden...
İyi ki varsın ya şehr-i Ramazan. Tüm mü'minlerin en güzel erdemleri hatırlayıp, kardeşlik ve dayanışmanın en güzel örneklerini sergilemekte birbirleriyle yarıştığı ve buna etken olan nadide vakitler pınarısın. İşte bu mübarek ve mukaddes ayda Rabbimizin biz kullarını yine her türlü olumsuz hallerden arındırma, nefsimizi terbiyede fırsat niteliğindeki, oruç adı altında tüm haramlardan korumaya yönelik ve ehlileşmemiz adına emrettiği sorumlu olduğumuz bir asli görev başlamakta. Rabbimiz buyurdu ki: "Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı." İşte bu mükemmel ayda Cennet kapıları açılır, mü'minlere rahmet mebzulane saçılır. Cehennemin kapıları ardına kadar kapanır. Lain iblisin elebaşları ve kendisi zincire vurulur. Belleri kırılıp, mü'minlere sataşmaları önlenir. Lakin şeytanlaşmış insanların önüne geçmek yine zordur, çünkü onlar artık kemikleşmiş nefisleriyle şeytanı dahi şaşırtacak kadar mü'minlere eziyet halindedirler.. Bu mübarek ayda indirilmiştir mübarek kutsal kitabımız Kur'an-ı azimüşan... Ve içindeki açık seçik ayet ve delillerle nurlu bir anahtar olmuştur selamet kapımızı açan. Yüce Rabbimiz bu mübarek ayda münadiye şöyle seslenmesini emreder: "Ey hayrı isteyen, gel hayır yap. Ey şer talihlisi, şerden uzaklaş.Yok mu günahının affını isteyen, gelsin bağışlansın. Yok mu tevbe eden, tevbe etsin ve tevbesi kabul edilsin. Bir dilekte bulunan hani nerede? Gelsin, dileği kabul edilsin."
Bu çağrı sabaha kadar böylece devam eder. İftar anında Allah'ın azabını hak etmiş olduğu halde, nefsine hakim olarak tüm bedenine tutturduğu orucuyla affa uğramış binlerce azatlısı olur. Sadece beden de değil, düşüncelerine ve bakışlarına varıncaya kadar orucu tattıran halis bir mü'min, affın rahmetine erişmiş olur. Cennet seneden seneye süslenir. İşte bu süslenme, Ramazan ayına tesadüf eder. Ramazan'ın ilk gecesi olduğunda, "Müsir" adında bir rüzgar çıkar, Cennet ağaçlarının yapraklarını sallar. Göz alıcı kuşlar etrafı sarar, gayet güzel öterler. O kadar güzel öterler ki, o güne dek hiç kimse o ses gibi muazzam bir ses daha duymamıştır. Daha sonra huriler ortaya çıkar, Cennet balkonunda durup şu şekilde seslenirler: "Bizi isteyenler nerede?" Sonra Rıdvan'a seslenirler: "Bu gece hangi gecedir?" "Ey Hayrat-ı Hisan, bu gece Ramazan ayının ilk gecesidir." Selman-ı Farisi'nin (r.a.) rivayet ettiği bir hadiste, Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki: "Ey insanlar! Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi sizin üzerinize düşmüştür. O ayda Kadir gecesi vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Allah O'nun orucunu farz,gece ibadetini ise nafile kılmıştır. Kim o ayda bir hayır yaparsa, diğer aylarda farzı yerine getirmiş kimse gibi olur. Kim o ayda farzı yerine getirirse, diğer aylarda yetmiş farzı yerine getirmiş kimse gibi olur. O ay, sabır ayıdır, sabrın karşılığı ise Cennettir. O, iyilik ayıdır. O ay, mü'minin rızkının arttırıldığı aydır."
"Kim inanarak ve karşılığını da ancak Allah'tan bekleyerek Ramazan ayının gecelerini ihya ederse, Allah onun geçmiş günahlarını bağışlar." Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, Ramazan-ı Şerif'te hutbeye çıkarken, birinci,ikinci ve üçüncü basamaklarda "amin" buyurdular. Ashab-ı Kiram sordu: "Yanınızda kimse olmadığı halde, kendi kendinize üç defa amin demenizin hikmeti nedir, ey Allah'ın Resulü?" "Cebrail (a.s.) gelerek bana şöyle dedi: 'Kim Ramazan-ı Şerif'e yetişir de, kendisini affettirmeden o ay çıkar giderse, varsın o,cehenneme girsin.' Ben de amin dedim."
Bir hadis-i şerifte, "Bir kimse Ramazan orucunu baştan sona kadar tam olarak tutar ve buna altı günlük Şevval orucunu eklerse, senenin tamamını oruçla geçirmiş olur." "Eğer Allah göklere ve yere konuşma izni verseydi, Ramazan orucunu tutanların Cennete girmeleri için tanıklık ederlerdi."
İşte böyle, bu mübarek ayın ulviyet ve kudsiyeti anlatmakla bitmez.Yeter ki bu sultanlar sultanı mübarek ve mukaddes ayın kıymetini bilip, feyz şerbetinden kana kana içelim..
İyi ki varsın ya şehr-i Ramazan. Tüm mü'minlerin en güzel erdemleri hatırlayıp, kardeşlik ve dayanışmanın en güzel örneklerini sergilemekte birbirleriyle yarıştığı ve buna etken olan nadide vakitler pınarısın. İşte bu mübarek ve mukaddes ayda Rabbimizin biz kullarını yine her türlü olumsuz hallerden arındırma, nefsimizi terbiyede fırsat niteliğindeki, oruç adı altında tüm haramlardan korumaya yönelik ve ehlileşmemiz adına emrettiği sorumlu olduğumuz bir asli görev başlamakta. Rabbimiz buyurdu ki: "Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı." İşte bu mükemmel ayda Cennet kapıları açılır, mü'minlere rahmet mebzulane saçılır. Cehennemin kapıları ardına kadar kapanır. Lain iblisin elebaşları ve kendisi zincire vurulur. Belleri kırılıp, mü'minlere sataşmaları önlenir. Lakin şeytanlaşmış insanların önüne geçmek yine zordur, çünkü onlar artık kemikleşmiş nefisleriyle şeytanı dahi şaşırtacak kadar mü'minlere eziyet halindedirler.. Bu mübarek ayda indirilmiştir mübarek kutsal kitabımız Kur'an-ı azimüşan... Ve içindeki açık seçik ayet ve delillerle nurlu bir anahtar olmuştur selamet kapımızı açan. Yüce Rabbimiz bu mübarek ayda münadiye şöyle seslenmesini emreder: "Ey hayrı isteyen, gel hayır yap. Ey şer talihlisi, şerden uzaklaş.Yok mu günahının affını isteyen, gelsin bağışlansın. Yok mu tevbe eden, tevbe etsin ve tevbesi kabul edilsin. Bir dilekte bulunan hani nerede? Gelsin, dileği kabul edilsin."
Bu çağrı sabaha kadar böylece devam eder. İftar anında Allah'ın azabını hak etmiş olduğu halde, nefsine hakim olarak tüm bedenine tutturduğu orucuyla affa uğramış binlerce azatlısı olur. Sadece beden de değil, düşüncelerine ve bakışlarına varıncaya kadar orucu tattıran halis bir mü'min, affın rahmetine erişmiş olur. Cennet seneden seneye süslenir. İşte bu süslenme, Ramazan ayına tesadüf eder. Ramazan'ın ilk gecesi olduğunda, "Müsir" adında bir rüzgar çıkar, Cennet ağaçlarının yapraklarını sallar. Göz alıcı kuşlar etrafı sarar, gayet güzel öterler. O kadar güzel öterler ki, o güne dek hiç kimse o ses gibi muazzam bir ses daha duymamıştır. Daha sonra huriler ortaya çıkar, Cennet balkonunda durup şu şekilde seslenirler: "Bizi isteyenler nerede?" Sonra Rıdvan'a seslenirler: "Bu gece hangi gecedir?" "Ey Hayrat-ı Hisan, bu gece Ramazan ayının ilk gecesidir." Selman-ı Farisi'nin (r.a.) rivayet ettiği bir hadiste, Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki: "Ey insanlar! Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi sizin üzerinize düşmüştür. O ayda Kadir gecesi vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Allah O'nun orucunu farz,gece ibadetini ise nafile kılmıştır. Kim o ayda bir hayır yaparsa, diğer aylarda farzı yerine getirmiş kimse gibi olur. Kim o ayda farzı yerine getirirse, diğer aylarda yetmiş farzı yerine getirmiş kimse gibi olur. O ay, sabır ayıdır, sabrın karşılığı ise Cennettir. O, iyilik ayıdır. O ay, mü'minin rızkının arttırıldığı aydır."
"Kim inanarak ve karşılığını da ancak Allah'tan bekleyerek Ramazan ayının gecelerini ihya ederse, Allah onun geçmiş günahlarını bağışlar." Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, Ramazan-ı Şerif'te hutbeye çıkarken, birinci,ikinci ve üçüncü basamaklarda "amin" buyurdular. Ashab-ı Kiram sordu: "Yanınızda kimse olmadığı halde, kendi kendinize üç defa amin demenizin hikmeti nedir, ey Allah'ın Resulü?" "Cebrail (a.s.) gelerek bana şöyle dedi: 'Kim Ramazan-ı Şerif'e yetişir de, kendisini affettirmeden o ay çıkar giderse, varsın o,cehenneme girsin.' Ben de amin dedim."
Bir hadis-i şerifte, "Bir kimse Ramazan orucunu baştan sona kadar tam olarak tutar ve buna altı günlük Şevval orucunu eklerse, senenin tamamını oruçla geçirmiş olur." "Eğer Allah göklere ve yere konuşma izni verseydi, Ramazan orucunu tutanların Cennete girmeleri için tanıklık ederlerdi."
İşte böyle, bu mübarek ayın ulviyet ve kudsiyeti anlatmakla bitmez.Yeter ki bu sultanlar sultanı mübarek ve mukaddes ayın kıymetini bilip, feyz şerbetinden kana kana içelim..
Yasemin Dokumacı / diğer yazıları
- İlmin paha biçilmez değeri / 30.10.2012
- Amellerin hesabı / 29.10.2012
- Kulluk zikirle yaşanır / 02.08.2012
- Ölüm ne güzel bir nasihat / 01.08.2012
- Dünya geçicidir / 31.07.2012
- Orucun öğrettikleri / 29.07.2012
- Nefsin tuzakları / 28.07.2012
- Allah’a vuslat / 26.07.2012
- Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan / 25.07.2012
- Alim; ilmiyle amel edendir / 22.07.2012
- Amellerin hesabı / 29.10.2012
- Kulluk zikirle yaşanır / 02.08.2012
- Ölüm ne güzel bir nasihat / 01.08.2012
- Dünya geçicidir / 31.07.2012
- Orucun öğrettikleri / 29.07.2012
- Nefsin tuzakları / 28.07.2012
- Allah’a vuslat / 26.07.2012
- Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan / 25.07.2012
- Alim; ilmiyle amel edendir / 22.07.2012