“Kırmızı fesli fitneler” başlıklı dünkü yazım üzerine, başta Mersin’den Latif Aydın, İzmir’den Nil Gülcan Sarı ve Elazığ’dan Adil Demir olmak üzere birçok okurumuz, hayret içinde e-mail ile şu soruyu ilettiler:
Gerçekten Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, İskilipli Atıf Hoca ve şu bildiğimiz Said Nursî, Kurtuluş Mücadelesi yıllarında vatan müdafaası için canlarını ortaya koyan Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye kahramanlarına karşı mı çıktılar, hain mi dediler?! Halbuki, yıllarda beri bize bu insanları mübarek zevat diye anlatıyorlar?!
El-cevap, evet… Teâlî-i İslam çatısına sığınmış bu ekip, işgalci İngiliz ve Yunanlıların safında yer aldılar. Yayınladıkları fetvalarla, İngiliz ve Yunan işgaline karşı kurtuluş mücadelesi verenleri hain, zalim ve katl-i vacip dinsizler olarak ilan ettiler (Bkz. Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Teâlî-i İslam’ın Bir Bildirisi, Tarih ve Toplum, Haziran 1992, Sayı 102, s. 19-22).
Bu sebeple şeyhü’l-islam değil, “şeyhü’l-işgal” bunlar; Allah’ın evliyası değil, İngiliz ve Yunan evliyası bunlar; hoca filan değil, mandacı-manda bunlar, diye not düştüm dün.
Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye kadrosu mübarek vatanımıza çullanmış işgalcilere karşı canla-başla mücadele veriyor; hoca, evliya ve şeyhülislam kılıklı bu mandacı İslamcı takımı da işgalci İngiliz, Yunan ve sair Haçlı ile mücadele edeceği yerde, vatanı müdafaa edenlerle mücadele ediyorlar!
Vaziyet bu olunca, İkdam gazetesinde üst üste yayınladıkları fetvalardan bazı bölümleri dikkatlerinize sunmak gerekiyor. Hülasa ederek aynen aktarıyorum:
“Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye maskaraları, … zavallı saf ve gafil ahali ve askerden cem ettikleri kuvvetleri düşmanla harbe tutuşturarak… boşu boşuna kırdırmak usulünü takip ediyorlar… Ey hainler, ey Allah’tan korkmayan ve peygamberden haya etmeyen mahluklar… İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler… Düşünmüyorsunuz ki, Yunanlılara fazla zayiat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli olmaz… Milleti öldürerek hukuk-i milleti müdafaa edeceksiniz öyle mi? Utanmaz hainler, Cenab-ı Hakk’ın gazap ve laneti sizin üzerinize olsun!”
“Şimdi Sulh imzalandı (Mondros Mütarekesi)… Devletler şimdi bize ‘Eğer Anadolu’da Kuvay-ı Milliye isyanını devam ettirir ve bastırmazsanız İstanbul’u da elinizden alacağız’ diyorlar. Kuvay-ı Milliye eşkıyası ise İstanbul’u da elimizden çıkarmak… şeklinde son ihanetlerini de yapmak için çalışıyorlar.
… Binaenaleyh bu asileri mümkün olduğu kadar en kısa zaman zarfında te’dip ve tenkil etmek cümlemiz için bir farizadır… Bu hainlerden, bu canilerden vatanı kurtarmak için size düşen vazifeyi ifada kusur etmeyiniz… Din kardeşlerimizin, hemşehrilerimizin beyhude yere ölmelerine sebebiyet veren birkaç kişi arasında… Mustafa Kemal, Ali Fuat, Bekir Sami gibi zalimler de vardı… Siz bu zalimlerin cinayetlerine daha ne kadar göz yumacaksınız?!
Elinize aldığınız bu fetvay-ı şerif ki Allah’ın emridir, okuduğunuz hatt-ı münif ki halifemizin-padişahımızın bir fermanıdır, siz Allah’ın emrine ve halifenin fermanına ittibaen bu canileri, bu katil canavarları daha ziyade yaşatmamakla memur ve mükellefsiniz…
Bunların vücutlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur... İşte size ihtar eyliyoruz…” (Bkz. Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Teâlî-i İslam’ın Bir Bildirisi, Tarih ve Toplum, Haziran 1992, Sayı 102, s. 19-22; Yücel Özkaya ‘Ulusal Bağımsızlık Savaşı Boyunca Yararlı ve Zararlı Dernekler’, Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt IV, Sayı 10, (Kasım 1987), s. 139-168; Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stretejik Etüd Arşivi (ATASE), Klasör. 525, Dosya: 129, Fihrist: 1-14; İkdam gazetesi, 16-24 Eylül 1919 tarih nsh.).
Zerre kadar imanı ve iz’anı olan bir insan böyle bir fetva yazıp yayınlayabilir mi?
Dün vatanı müdafaa edenlere karşı çıkarak işgalci İngiliz ve Yunanlıların safında yer alan sarıklı-cüppeli takımın bugünkü şakirtleri de, Amerika ve Avrupa’nın İslam coğrafyasını işgal projesinde Haçlıların safında yer alıyorlar… Haçlı işgalcilerie karşı mücadele etmek yerine, vatanımızı, İslam coğrafyasını ve Müslümanları müdafaa eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve sair vatanperverlere karşı mücadele ediyorlar. Şeytanlar ve deccallar dahi bunların yaptığı fitneyi yapamaz.
Türkiye ve İslam dünyası adına en büyük tehlike bunlardır, bunların İslam kisveli tuzağına düşmektir. Artık bu tuzakları görelim ve Prof. Dr. Baş’ın etrafında kenetlenelim ki, Türkiye kurtulsun, İslam dünyası kurtulsun, insanlık huzur bulsun!
Yarın, dinler arası diyalogcuların Nevşehir’deki tezgahlarını ve devlet kurumlarının karıştırıldığı vahim skandalı irdeleyeceğim.
Gerçekten Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, İskilipli Atıf Hoca ve şu bildiğimiz Said Nursî, Kurtuluş Mücadelesi yıllarında vatan müdafaası için canlarını ortaya koyan Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye kahramanlarına karşı mı çıktılar, hain mi dediler?! Halbuki, yıllarda beri bize bu insanları mübarek zevat diye anlatıyorlar?!
El-cevap, evet… Teâlî-i İslam çatısına sığınmış bu ekip, işgalci İngiliz ve Yunanlıların safında yer aldılar. Yayınladıkları fetvalarla, İngiliz ve Yunan işgaline karşı kurtuluş mücadelesi verenleri hain, zalim ve katl-i vacip dinsizler olarak ilan ettiler (Bkz. Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Teâlî-i İslam’ın Bir Bildirisi, Tarih ve Toplum, Haziran 1992, Sayı 102, s. 19-22).
Bu sebeple şeyhü’l-islam değil, “şeyhü’l-işgal” bunlar; Allah’ın evliyası değil, İngiliz ve Yunan evliyası bunlar; hoca filan değil, mandacı-manda bunlar, diye not düştüm dün.
Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye kadrosu mübarek vatanımıza çullanmış işgalcilere karşı canla-başla mücadele veriyor; hoca, evliya ve şeyhülislam kılıklı bu mandacı İslamcı takımı da işgalci İngiliz, Yunan ve sair Haçlı ile mücadele edeceği yerde, vatanı müdafaa edenlerle mücadele ediyorlar!
Vaziyet bu olunca, İkdam gazetesinde üst üste yayınladıkları fetvalardan bazı bölümleri dikkatlerinize sunmak gerekiyor. Hülasa ederek aynen aktarıyorum:
“Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye maskaraları, … zavallı saf ve gafil ahali ve askerden cem ettikleri kuvvetleri düşmanla harbe tutuşturarak… boşu boşuna kırdırmak usulünü takip ediyorlar… Ey hainler, ey Allah’tan korkmayan ve peygamberden haya etmeyen mahluklar… İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler… Düşünmüyorsunuz ki, Yunanlılara fazla zayiat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli olmaz… Milleti öldürerek hukuk-i milleti müdafaa edeceksiniz öyle mi? Utanmaz hainler, Cenab-ı Hakk’ın gazap ve laneti sizin üzerinize olsun!”
“Şimdi Sulh imzalandı (Mondros Mütarekesi)… Devletler şimdi bize ‘Eğer Anadolu’da Kuvay-ı Milliye isyanını devam ettirir ve bastırmazsanız İstanbul’u da elinizden alacağız’ diyorlar. Kuvay-ı Milliye eşkıyası ise İstanbul’u da elimizden çıkarmak… şeklinde son ihanetlerini de yapmak için çalışıyorlar.
… Binaenaleyh bu asileri mümkün olduğu kadar en kısa zaman zarfında te’dip ve tenkil etmek cümlemiz için bir farizadır… Bu hainlerden, bu canilerden vatanı kurtarmak için size düşen vazifeyi ifada kusur etmeyiniz… Din kardeşlerimizin, hemşehrilerimizin beyhude yere ölmelerine sebebiyet veren birkaç kişi arasında… Mustafa Kemal, Ali Fuat, Bekir Sami gibi zalimler de vardı… Siz bu zalimlerin cinayetlerine daha ne kadar göz yumacaksınız?!
Elinize aldığınız bu fetvay-ı şerif ki Allah’ın emridir, okuduğunuz hatt-ı münif ki halifemizin-padişahımızın bir fermanıdır, siz Allah’ın emrine ve halifenin fermanına ittibaen bu canileri, bu katil canavarları daha ziyade yaşatmamakla memur ve mükellefsiniz…
Bunların vücutlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur... İşte size ihtar eyliyoruz…” (Bkz. Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Teâlî-i İslam’ın Bir Bildirisi, Tarih ve Toplum, Haziran 1992, Sayı 102, s. 19-22; Yücel Özkaya ‘Ulusal Bağımsızlık Savaşı Boyunca Yararlı ve Zararlı Dernekler’, Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt IV, Sayı 10, (Kasım 1987), s. 139-168; Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stretejik Etüd Arşivi (ATASE), Klasör. 525, Dosya: 129, Fihrist: 1-14; İkdam gazetesi, 16-24 Eylül 1919 tarih nsh.).
Zerre kadar imanı ve iz’anı olan bir insan böyle bir fetva yazıp yayınlayabilir mi?
Dün vatanı müdafaa edenlere karşı çıkarak işgalci İngiliz ve Yunanlıların safında yer alan sarıklı-cüppeli takımın bugünkü şakirtleri de, Amerika ve Avrupa’nın İslam coğrafyasını işgal projesinde Haçlıların safında yer alıyorlar… Haçlı işgalcilerie karşı mücadele etmek yerine, vatanımızı, İslam coğrafyasını ve Müslümanları müdafaa eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve sair vatanperverlere karşı mücadele ediyorlar. Şeytanlar ve deccallar dahi bunların yaptığı fitneyi yapamaz.
Türkiye ve İslam dünyası adına en büyük tehlike bunlardır, bunların İslam kisveli tuzağına düşmektir. Artık bu tuzakları görelim ve Prof. Dr. Baş’ın etrafında kenetlenelim ki, Türkiye kurtulsun, İslam dünyası kurtulsun, insanlık huzur bulsun!
Yarın, dinler arası diyalogcuların Nevşehir’deki tezgahlarını ve devlet kurumlarının karıştırıldığı vahim skandalı irdeleyeceğim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019