Türkiye'de her yıl ortalama 300 bin kişi kalp krizi geçiriyor
Türkiye'de her yıl ortalama 300 bin kişi kalp krizi geçiriyor
13.04.2025 10:22:00
İhlas Haber Ajansı
İhlas Haber Ajansı





Türkiye'de her yıl ortalama 300 bin kişi kalp krizi geçiriyor. Bu sessiz ama ölümcül tehlike, her yaş grubundan insanı etkisi altına alıyor. Kardiyoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Nuri Cömert, alınması gereken önlemler ve kalp krizi anında yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün son verilerine göre Avrupa'nın en genç nüfusa sahip ülkelerinden biri olan Türkiye'de kalp krizlerinin beşte biri erken yaşta gerçekleşiyor. Sağlık sorunları arasında yüzde 42'lik oranla kalp krizi ilk sırada yer alıyor. Türkiye'de bir numaralı ölüm sebebi olan hastalıklar söz konusu olduğunda; şu anda herhangi bir kalp ve damar hastalığı olsun ya da olmasın riskin, herkes için geçerli olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nuri Cömert, "14-20 Nisan Kalp Sağlığı Haftası" nedeniyle; kalp krizlerine yol açan risk faktörlerine karşı alınması gereken önlemler ve kalp krizi anında yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.

Cömert, kalp damar hastalıklarının herkes için gündem olması gerektiğini ve önlenebilir hastalıklar arasında olduğunu, düzenli kontroller sayesinde kalp krizi ve ölüm oranlarının düşürülebileceğini söyledi. Türkiye'de modern yaşamın insanları aktif bir yaşam sürdürmekten alıkoyduğunu ve bu yaşamın getirdiği hareketsizliğin kalbi doğrudan etkilediğinin altını çizen Cömert, "20 yıl önce sadece 60 yaş üstü hastalarda kalp krizi görülürken; düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam tarzı ve bilgisayar, akıllı telefon gibi elektronik cihazların kullanımının artması nedeniyle artık 45 yaş altı kişiler de kalp krizi geçirebilmektedir. Modern yaşam artık insanları aktif bir yaşam sürmekten alıkoymakta ve bu yaşamın getirdiği hareketsizlik doğrudan kalbi etkilemektedir" dedi.

Kalp damar sağlığı konusunda yapılan en büyük yanlışların başında ise hiç kalp hastası olunmayacağının düşünülmesi geldiğini vurgulayan Cömert, "Genetik risk faktörlerinin farkında olmamak ve sigara kullanmak da diğer yanlışların başında gelmektedir. Sadece sigarayı bırakmak bile kalp krizi riski yüzde 50 azaltılabilir. Aktif bir yaşam benimsemek, düzenli ve dengeli beslenmek, sağlık kontrollerini aksatmamak ve iyileştirilmiş bir yaşam tarzını benimsemek ile kalp krizinin sizden uzak durmasını sağlayabilirsiniz.
Kalp damar hastalığı riskinizi öğrenmek için şu sorulara cevap verin; 'kötü huylu kolesterol ve kan şekeri seviyeniz nasıl' ve 'tansiyon değerlerinizi biliyor musunuz'' Bu sorulardan herhangi birine yanıtınız 'hayır' ise öncelikle sadece bu değerleri öğrenmek için bir uzmana başvurun" şeklinde konuştu.

Kalp hastalıklarının önlenebilir hastalıklar grubunda olduğunu söyleyen Uz. Dr. Nuri Cömert, "Temel testler sonrası bulunduğunuz risk grubuna göre doktorunuz muayene ve kontrol sıklığını belirleyecektir. Yüksek riskli gruptaki kişilere yıllık kontroller önerilirken, düşük risk grubundaki kişiler için kontrol aralıkları uzun tutulabilir. Kalp hastalıkları önlenebilir hastalıklar grubundadır. Erken teşhis edilen ve kalbinizin korunmuş olduğu durumdaki tedaviler son derece başarılı sonuçlar vermektedir. İstirahat halinde, göğüs orta hattında huzursuzluk, ezici, baskı veya yanma tarzında bazen sol kola, sırt ve omuza yansıyan ağrı hissediyorsanız kalp krizi geçiriyor olabilirsiniz. Ani gelişen nefes darlığı, soğuk terleme ve ölüm kaygısı da kalp krizi habercisi olabilir. Kimi zaman kalbin alt yüzeyini besleyen damar tıkanıklarında ilk şikayet bulantı, kusma ve baygınlık hissi olabilir" ifadelerini kullandı.
Kendinizin veya yakınınızdaki birinin kalp krizi geçirdiğini düşünüyorsanız mutlaka hemen 112 Acil çağrı numarasıyla profesyonel destek istenmelidir. Varsa kişiye hemen aspirin verilmeli ve çiğnemesi sağlanmalıdır. Kişi oturtulmalı veya yatar duruma getirilmelidir. Kıyafetler sıkıysa gevşetilmelidir. Kişinin derin ve yavaş nefes alıp vermesi sağlanmalıdır. Kişiyi öksürtmek nabız farklılığı hissedildiğinde faydalı olabilir. Kalp krizi geçiren kişi yalnız bırakılmamalı, aralıklı olarak bilinç ve solunum durumu kontrol edilmelidir" dedi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün son verilerine göre Avrupa'nın en genç nüfusa sahip ülkelerinden biri olan Türkiye'de kalp krizlerinin beşte biri erken yaşta gerçekleşiyor. Sağlık sorunları arasında yüzde 42'lik oranla kalp krizi ilk sırada yer alıyor. Türkiye'de bir numaralı ölüm sebebi olan hastalıklar söz konusu olduğunda; şu anda herhangi bir kalp ve damar hastalığı olsun ya da olmasın riskin, herkes için geçerli olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nuri Cömert, "14-20 Nisan Kalp Sağlığı Haftası" nedeniyle; kalp krizlerine yol açan risk faktörlerine karşı alınması gereken önlemler ve kalp krizi anında yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.

Cömert, kalp damar hastalıklarının herkes için gündem olması gerektiğini ve önlenebilir hastalıklar arasında olduğunu, düzenli kontroller sayesinde kalp krizi ve ölüm oranlarının düşürülebileceğini söyledi. Türkiye'de modern yaşamın insanları aktif bir yaşam sürdürmekten alıkoyduğunu ve bu yaşamın getirdiği hareketsizliğin kalbi doğrudan etkilediğinin altını çizen Cömert, "20 yıl önce sadece 60 yaş üstü hastalarda kalp krizi görülürken; düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam tarzı ve bilgisayar, akıllı telefon gibi elektronik cihazların kullanımının artması nedeniyle artık 45 yaş altı kişiler de kalp krizi geçirebilmektedir. Modern yaşam artık insanları aktif bir yaşam sürmekten alıkoymakta ve bu yaşamın getirdiği hareketsizlik doğrudan kalbi etkilemektedir" dedi.
"Sigaradan uzak durun, kalp krizi riskini yüzde 50 azaltın"

Kalp damar sağlığı konusunda yapılan en büyük yanlışların başında ise hiç kalp hastası olunmayacağının düşünülmesi geldiğini vurgulayan Cömert, "Genetik risk faktörlerinin farkında olmamak ve sigara kullanmak da diğer yanlışların başında gelmektedir. Sadece sigarayı bırakmak bile kalp krizi riski yüzde 50 azaltılabilir. Aktif bir yaşam benimsemek, düzenli ve dengeli beslenmek, sağlık kontrollerini aksatmamak ve iyileştirilmiş bir yaşam tarzını benimsemek ile kalp krizinin sizden uzak durmasını sağlayabilirsiniz.
Kalp damar hastalığı riskinizi öğrenmek için şu sorulara cevap verin; 'kötü huylu kolesterol ve kan şekeri seviyeniz nasıl' ve 'tansiyon değerlerinizi biliyor musunuz'' Bu sorulardan herhangi birine yanıtınız 'hayır' ise öncelikle sadece bu değerleri öğrenmek için bir uzmana başvurun" şeklinde konuştu.
"Kalp krizi geliyorum der"

Kalp hastalıklarının önlenebilir hastalıklar grubunda olduğunu söyleyen Uz. Dr. Nuri Cömert, "Temel testler sonrası bulunduğunuz risk grubuna göre doktorunuz muayene ve kontrol sıklığını belirleyecektir. Yüksek riskli gruptaki kişilere yıllık kontroller önerilirken, düşük risk grubundaki kişiler için kontrol aralıkları uzun tutulabilir. Kalp hastalıkları önlenebilir hastalıklar grubundadır. Erken teşhis edilen ve kalbinizin korunmuş olduğu durumdaki tedaviler son derece başarılı sonuçlar vermektedir. İstirahat halinde, göğüs orta hattında huzursuzluk, ezici, baskı veya yanma tarzında bazen sol kola, sırt ve omuza yansıyan ağrı hissediyorsanız kalp krizi geçiriyor olabilirsiniz. Ani gelişen nefes darlığı, soğuk terleme ve ölüm kaygısı da kalp krizi habercisi olabilir. Kimi zaman kalbin alt yüzeyini besleyen damar tıkanıklarında ilk şikayet bulantı, kusma ve baygınlık hissi olabilir" ifadelerini kullandı.
"İlk yardım eğitimi alın"
Kalp krizinin zamana karşı bir yarış olduğunun altını çizen ve ilk 3 dakikanın önemli olduğunu söyleyen Cömert, "Kalp krizinin belirtilerini bilmek ve farkında olmak erken müdahalenin temel esasıdır. Kalp krizi öncesi hissedilen göğüs ağrısının farkında olmak erken tanı ve tedavi açısından bir şans olabilir. Kalp krizinde en önemli durum kalp ve solunum durmasıdır. Ailesinde kalp hastalığı olan bireylerin ilk yardım eğitimi almaları, kalp masajı ve yaşam desteği durumunda müdahaleyi bilmeleri önemlidir. Kalp hastası olan kişiler ilaç listesi yapmalı ve bunu yanında bulundurmalıdır.Kendinizin veya yakınınızdaki birinin kalp krizi geçirdiğini düşünüyorsanız mutlaka hemen 112 Acil çağrı numarasıyla profesyonel destek istenmelidir. Varsa kişiye hemen aspirin verilmeli ve çiğnemesi sağlanmalıdır. Kişi oturtulmalı veya yatar duruma getirilmelidir. Kıyafetler sıkıysa gevşetilmelidir. Kişinin derin ve yavaş nefes alıp vermesi sağlanmalıdır. Kişiyi öksürtmek nabız farklılığı hissedildiğinde faydalı olabilir. Kalp krizi geçiren kişi yalnız bırakılmamalı, aralıklı olarak bilinç ve solunum durumu kontrol edilmelidir" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.