Esad, bilgi kirliliği ile vurulmak isteniyor

ABD'nin ve taşeronlarının Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında müracaat ettikleri en önemli silahlardan birisi de "bilgi kirliliği", "dezenformasyon"?İşgal etmek, bölmek, parçalamak istedikleri ülke hakkında yalan yanlış iftiralar atarak o ülkenin yönetimi ve direnişini kırmaya çalışıyorlar. Eğer işgal konusunda başarılı olurlarsa da bu sefer yaptıkları işgali, katliamları örtmek için de yine dezenformasyona yöneliyorlar.Bu silah, BOP'un son durağı olan Suriye'de azami derecede kullanılıyor. Suriye'de çatışmaların başladığından bu yana 3 yıl içerisinde bunun birçok örneklerini gördük. İsyancılar fırın, üniversite, hastane bombaladılar, Esad'ın üzerine attılar; köyleri, kentleri basıp kafa kol kestiler, camileri, türbeleri yağmaladılar yine Esad'ın üzerine attılar.Yetmedi, bu sefer Esad'ın ordusu sanki katliam yapıyormuş gibi tiyatro oynadılar, senaryo gereği bomba patlamış gibi, insanlar ölmüş gibi gösterip sanal katliam görüntüleri oluşturmak istediler; suçüstü yakandılar, görüntülerle senaryo olduğu ortaya çıktı, tüm dünyaya rezil oldular.Yetmedi, bu sefer de işi biraz daha büyütüp kimyasal silah kullanıp Esad'ı suçlu göstermek istediler, yine tutmadı; Rusya bu tezgahı bozdu. Cilvegözü'nde, Reyhanlı'da patlamalar gerçekleştirip, Türkiye'nin askeri müdahalesi için Türk kamuoyunu etkilemek istediler; ama kendilerinin yaptığı ortaya çıkınca bu da fos çıktı.ABD'nin BOP kapsamında Suriye'deki en büyük hedeflerinden birisi, kuzeyinde Barzani'nin yönetimi gibi Suriye'nin Kürdistan'ını oluşturmaktı. Altını bir daha çizmek istiyorum, Suriye'nin kuzeyinde bir devlet oluşturmak Esad'ın değil, ABD'nin BOP projesi?Türkiye'nin, isyancılara sınır kapılarını açması ve Esad yönetimine "10 km şartı" koyması, boşalan bu alana Barzani'nin de desteğiyle, PYD'nin yerleşmesine özerkliğini ilan etmesine neden oldu.Daha sonra, PYD ile Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) görünüşte çatışması sağlanarak sanki PYD'yi Esad oluşturmuş izlenimi vermeye çalıştılar. Halbuki PYD lideri ile Esad bir kez bile görüşmezken Türkiye 4 kez görüştü ve desteklerini ifade etti.Böylece PYD'yi Suriye'deki terör imajından uzaklaştırıp legalleştirmek istediler.İmaj olarak terör unsurlarından sıyrılan PYD, devletleşme çalışmalarına devam ederken, Cenevre-2 öncesi ikinci plan sahneye konuldu.Cenevre-2 bir barış süreciydi ve Suriyeli isyancıların bu toplantıya "El Kaide", En Nusra" imajıyla gitmemesi gerekiyordu. Yani terörle yan yana anılmaması gerekiyordu.Bir anda "Irak-Şam İslam Devleti" diye bir terör örgütü oluşturdular ve Özgür Suriye Ordusu içinde bulunan El Kaideli unsurları oraya kaydırdılar.Bundan sonraki katliamları ve çatışmaları ÖSO değil, IŞİD üstlenmeye başladı.Arada bir de ÖSO ile IŞİD'i çatışıyormuş gibi göstererek de ÖSO'nun IŞİD'le sanki hiçbir ilişkisi yokmuş gibi bir görüntü oluşturdular. Halbuki IŞİD neyse ÖSO da oydu ve işin taa başından beri iç içeydi ve hala iç içe? Sadece görüntüde değişiklik var.Bütün terör sorumluluğu IŞİD'e yüklenerek, ÖSO, ellerindeki Suriyeli çocukların kanı daha kurumadan, sanki ak süt içinde ak kaşıkmış gibi gösterilmeye çalışıldı. Sonra aynen "PYD'yi Esad destekledi" safsatası gibi bir yalan uydurup, "IŞİD'İ Esad destekledi" gibi açıklamalar yapmaya başladılar.Bu yalanı Suriye'deki isyancıların temsilcisi Ahmed el-Carba Cenevre-2 zirvesinde dillendirdi ve Esad rejiminin El Kaide'ye destek verdiğinden bahsetti. Yalanın bu kadarına da pes doğrusu?Suriye yönetimi ve onu başından beri yalnız bırakmayan, desteklerini sunan Rusya ve Çin bu bilgi kirliliğinin önlenmesi ve de doğru haberlerin tüm dünyaya delilleriyle beraber ulaştırılması konusunda da ciddi çaba sarf etmelidirler.Teröristlerin yaptıkları tespit edilip, sadece resmi ortamlarda değil, basın ve medya yoluyla tüm dünyaya delilleriyle ve gerçekleriyle ortaya konmalıdır.Kötü niyetli savaş tellalları, kendi silahlarıyla, yani "enformasyon çalışmaları" ile de vurulmalıdır.