Ege'de ve Doğu Akdeniz'de epey zamandır yoğun bir askeri hareketlilik var.
En başta ifade edelim ki; hangi sebeple olursa olsun, uçak gemilerinin, savaş gemilerinin, saldırı helikopterlerinin, savaş uçaklarının, SİHA'ların ve bombalarla, roketlerle, mermilerle dolu daha nice askeri taşıtın cirit attığı Ege ve Doğu Akdeniz'de, ufak bir kıvılcımla her an her şey olabilir, mutlaka hazırlıklı olmak lazım.
Burnumuzun dibindeki bu hazırlıklar boşuna değil.
Türkiye; Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında sınırlarının ve rejimlerinin değiştirilmesi planlanan, daha net bir ifadeyle parçalanması ve işgal edilmesi hedeflenen 22 İslam ülkesinden birisi. Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle, "BOP'un asıl hedefi."
Ama bu Batılı ülkelerin ve yandaşlarının, yakın planda başka bir amacı daha var.
Malum, uzun süredir yapılmayan istikşafi görüşmelerin 61'incisi İstanbul'da gerçekleştirildi. Ve bu resmi olmayan görüşmeye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da katıldı. Sayın Kalın'ın bu toplantıya katılması, bulunduğu makam gereği Cumhurbaşkanı'nın katılması gibidir.
Bu görüşmeden sonra Yunan basını, Sayın Kalın'ın da toplantıya katılmasının altını çizerek, yapılan baskıların Türkiye'yi köşeye sıkıştırdığını haber yaptılar.
Şimdi önümüzde 62'nci istikşafi görüşme var ve Yunanistan'ın başkenti Atina'da yapılacak. 61'inci görüşmeden önce yapılan baskıların neticeye ulaştığını iddia eden Yunanistan tarafı, 62'nci görüşme öncesi her türlü baskıyı daha fazla artırdı.
Özetle güncel olan bazı adımları ifade edelim:
ABD-Yunanistan ikilisi Batı Trakya'da ikinci ortak tatbikatı gerçekleştiriyor.
Defender Europe 2021 adı verilen tatbikatta 110 adet Black Hawks, 25 adet Apache saldırı helikopterleri, 10 adet Chinook ağır nakliye helikopteri olmak üzere toplam 145 savaş helikopteri kullanılıyor. Batı Trakya medyasına göre, bölgeye ilk kez 1800'den fazla askeri aracın geldi. Sınırımıza 40 kilometre mesafede ve Lozan'a göre silahsız olması gereken bir bölgede, Dedeağaç merkezli olarak bu devasa tatbikat düzenleniyor. Üstelik Yunanistan, Lozan'ı çiğneyerek Dedeağaç'ta ABD'ye bir deniz askeri üssü de tahsis etmişti.
Yunanistan ayrıca bu bölgede sınırın Türkiye tarafını izleyebilmek için, Meriç hududuna 3.5-15 kilometre (km) menzilli 11 adet modern kamera ve radar yerleştireceğini açıkladı.
Yunanistan müttefikleri ile beraber neredeyse her hafta Ege'de askeri tatbikat düzenliyor. Birkaç gün önce ABD savaş gemisi USS Porter'la Girit Adası'nın güneyinde tatbikat icra ettiğini resmi internet sitesinden fotoğraflar paylaşarak duyurdu.
Dün de Fransa'nın en büyük uçak gemisi olan Charles de Gaulle Yunanistan'a destek, Türkiye'ye gözdağı için yola çıktı. Yunan medyası, Charles de Gaulle'ün ilk kez Doğu Akdeniz'de tatbikat yapacağını sevinç çığlıklarıyla duyurdu. Fransa daha önce 18 Rafale savaş uçağını Yunanistan'a satmıştı. Ve bu uçakların 4'üyle geçtiğimiz günlerde Yunanistan'la birlikte Ege'deki Tanagra adasında tatbikat gerçekleştirmişti.
Yunanistan, her türlü ekonomik imkânsızlığa rağmen, askerlerinin maaşlarını veremezken, savunma bütçesini 5 kat artırdı. İsrail ile yaptığı savunma işbirliği anlaşmasıyla İskiri adasını bir drone üssüne dönüştürme kararı aldı.
Son günlerde Suudi Arabistan'dan Patriot sistemleri alacağı da gündeme geldi.
Başta da ifade ettiğimiz gibi, bu bir savaş hazırlığı ve bir taraftan Türkiye'yi direkt olarak tehdit ederken, diğer taraftan Rusya ve Çin'i de dolaylı olarak tehdit ediyor. Malum, Rusya'nın sıcak denizlere inme hedefi her zaman var ve bugün Doğu Akdeniz'de askeri üssü mevcut. Çin'in ise, İpek Yolu Projesi'ni gencel versiyonuyla canlandırma hedefi var.
ABD ve yandaşları Yunanistan kartıyla bir taşla birkaç kuşu vurmanın hesabı içindeler.
Yaşanan gelişmeler ABD'nin de menfaatine; çünkü Yunanistan'la yapılan savunma anlaşmasının 1 yıldan, 5 yıla çıkartılmasını istiyor ve Yunan gazetesi To Wima'nın haberine göre Yunanistan'dan 20'den fazla askeri üs talep ediyor.
Bu kadar baskının yakın planda bir hedefi var dedik; işte o hedef, 62'nci istikşafi görüşme ve sonrasında Türkiye'yi Lozan'dan vazgeçmeye zorlamak. Çünkü Lozan, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra hala yürürlükte olan tek antlaşma ve Ege Denizi'nin, Boğazların, Karadeniz'in statüsünü belirliyor, Türkiye'nin sınırlarının resmen tanınmasını sağlıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle, "Lozan, Türkiye'nin tapu senedidir."
Bugün, Türkiye'nin geleceğinin garantörü olan bu antlaşmanın iptalini sadece Türkiye gerçekleştirebilir, başka hiçbir ülke bunu yapamaz. İşte Batı bloğunun istikşafi görüşmelerdeki temel amacı da bu, ikili anlaşmayla Lozan'ın hükmünü ortadan kaldırmak istiyorlar.
Sismik ve sondaj gemilerimizi Ege'ye, Doğu Akdeniz'e gönderiyoruz, tamam; 25 Şubat'ta Ege Denizi ve Akdeniz'de Mavi Vatan 2021 tatbikatını 82 savaş gemisi ve 27 savaş uçağıyla yapacağız, gözdağı vereceğiz, bu da tamam, ama unutmayalım ki, asıl korunması gereken Lozan'daki kazanımlarımızdır. Sahada gözdağı verirken, masada taviz verirsek, sahada ortaya koyduklarımızın hiçbir anlamı kalmaz.
Ege'de çözüm, Lozan'ı korumak; Doğu Akdeniz'deki çözüm ise KKTC'yi tanıtmaktır.
Ama bunun için doğru bir dış politika anlayışımızın olması şarttır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi, "Üzerimizde hesabı olmayan ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmeliyiz"; BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın dediği gibi "Yapayalnız olmaktan kurtulmak için kendimize gerçek müttefikler bulmalıyız."
Ekonomimizi milli yaparak, milli menfaatler doğrultusunda bir dış politika hayata geçirerek.
- YPG’nin silah bırakmayacağı kesinleşti / 12.03.2025
- Suriye'de bundan sonra birlik sağlanabilir mi? / 11.03.2025
- Bu faiz oranıyla, bu enflasyon mümkün mü? / 07.03.2025
- PKK bitecek mi, daha da güçlenecek mi? / 06.03.2025
- Teröristbaşının çağrısının muhatabı kim? / 05.03.2025
- Piyon olursan, muhatap da alınmazsın! / 04.03.2025
- Teröristbaşının çağrısı ne anlama geliyor? / 01.03.2025
- Duma’da tarihi MEM toplantısından 12 yıl geçti / 28.02.2025
- Gelir adaleti, enflasyon sebebi olamaz / 26.02.2025