Önceki gün "Emek ve Dayanışma" günüydü. Bugün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü? Günler güzel de durumlar nasıl?
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 1Mayıs İşçi Bayramı (Emek ve Dayanışma Günü) nedeniyle yaptığı basın açıklamasında asıl bayramın MEM (Milli Ekonomi Modeli) projelerinin uygulanmasıyla yaşanacağını vurgularken, ülkenin içine düştüğü zorlukları, geçim derdinin çekilmez boyutlarını da dile getiriyordu (Yeni Mesaj / 1 Mayıs 2018 ).
Bugüne gelince "Basın Özgürlüğü" dür sırada olan.
Basının özgürlüğü toplum hayatının olmazsa olmazıdır. Gördüğünü haber yapamayan, düşündüğünü ifade edemeyen suskun bir basın, görevini yerine getirmiş sayılmaz. İşlevini yitirmiş basın, toplumun yozlaşmasının sebeplerinden biridir.
Bizi uyaran, dost acıyı söyler kabilinden, gerektiğinde rahatsız eden ama hep doğruyu, iyiye yönelmeyi amaçlayan basın, sağlıklı bir toplumun gerekli/zorunlu koşuludur.
Özgürlükler türlü çeşit de, bir tanımı yapılabilir mi?
ABD eski başkanlarından Abraham Lincoln'a göre: "Dünya hiçbir zaman özgürlük kelimesinin iyi bir tanımına sahip olamadı? Hepimiz özgürlükten yana olduğumuzu beyan ederiz; gelgelelim aynı kelimeyi kullanırken aynı şeyi kastetmeyiz" (Hayek Friedrich August, Özgürlüğün Anayasası).
Bir başka açıdan da özgürlük (liberty) ya da hürriyet (freedom) kavramlarını ayrı ayrı mı nitelendireceğiz? Öğretide nasıl masaya yatırılırsa yatırılsın, en iyi öğreti uygulamadır, sözüne hak vererek; özgürlük ve hürriyet sözcüklerini aynı anlamda kullanıyoruz.
Diyeceksiniz ki, söze değil öze bakalım! Biz de aynen bunu söylüyoruz ve özgürlüklerin neresindeyiz sorusuna cevap arıyoruz.
Köyümüze dönemiyoruz, konumuza dönelim; basın özgürlüğüne?
Bunun ikiz kardeşi de var, görsel-işitsel iletişim özgürlüğü. Hem basın özgürlüğü hem de görsel-işitsel özgürlük yani toplumsal iletişim özgürlükleri, insan haklarına saygının ve demokrasinin zorunlu koşullarındandır.
Basın özgürlüğü; basın girişimlerini kurma, basma ve yayma özgürlükleri ve okuyucu için haber alma özgürlüğünü içerir. "İletişim özgürlüğü" olması, bu çok yönlü özelliğinden ileri gelir. Basın özgürlüğü, kamuoyunun, yöneticilerin düşüncelerini ve tavırlarını tanıma ve değerlendirmesinin en iyi araçlarından biridir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10.maddesinde yer alan bu hak, haber alma (enformasyon), görüş alma ve ifade özgürlüğü haklarını içermektedir.
1982 Anayasası, "Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz" hükmüyle basın özgürlüğünün altını çizerken; devletin, basın ve haber alma özgürlüklerini sağlayacak tedbirleri almasını öngördükten sonra hep sınırlayıcı ve yasaklayıcı hükümler koymaktadır (madde-28 ).
Anayasa koyucunun şanındandır bu. Hak vardır der ve hemen amaları sıralar. O nedenledir ki, anayasamıza "amayasa" da diyebiliriz.
Basın özgürlüğünün anayasal düzenlemesi bu. Üstüne üstlük, OHAL (Olağanüstü Hal) şartlarıyla basın özgürlüğümüz şahtı şahbaz oldu, diyebiliriz.
Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hedef gösterilen iş âlemi, bilim dünyası ve STK (Sivil Toplum Kuruluşları) yanında basın da (havuz medyası dışında) fazlasıyla nasibini almıştır.
Dileğimiz, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde hem basınımızın hem de toplumun tüm kesim ve hücrelerinin özgürlük hasretinin sona ermesi olacaktır.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 1Mayıs İşçi Bayramı (Emek ve Dayanışma Günü) nedeniyle yaptığı basın açıklamasında asıl bayramın MEM (Milli Ekonomi Modeli) projelerinin uygulanmasıyla yaşanacağını vurgularken, ülkenin içine düştüğü zorlukları, geçim derdinin çekilmez boyutlarını da dile getiriyordu (Yeni Mesaj / 1 Mayıs 2018 ).
Bugüne gelince "Basın Özgürlüğü" dür sırada olan.
Basının özgürlüğü toplum hayatının olmazsa olmazıdır. Gördüğünü haber yapamayan, düşündüğünü ifade edemeyen suskun bir basın, görevini yerine getirmiş sayılmaz. İşlevini yitirmiş basın, toplumun yozlaşmasının sebeplerinden biridir.
Bizi uyaran, dost acıyı söyler kabilinden, gerektiğinde rahatsız eden ama hep doğruyu, iyiye yönelmeyi amaçlayan basın, sağlıklı bir toplumun gerekli/zorunlu koşuludur.
Özgürlükler türlü çeşit de, bir tanımı yapılabilir mi?
ABD eski başkanlarından Abraham Lincoln'a göre: "Dünya hiçbir zaman özgürlük kelimesinin iyi bir tanımına sahip olamadı? Hepimiz özgürlükten yana olduğumuzu beyan ederiz; gelgelelim aynı kelimeyi kullanırken aynı şeyi kastetmeyiz" (Hayek Friedrich August, Özgürlüğün Anayasası).
Bir başka açıdan da özgürlük (liberty) ya da hürriyet (freedom) kavramlarını ayrı ayrı mı nitelendireceğiz? Öğretide nasıl masaya yatırılırsa yatırılsın, en iyi öğreti uygulamadır, sözüne hak vererek; özgürlük ve hürriyet sözcüklerini aynı anlamda kullanıyoruz.
Diyeceksiniz ki, söze değil öze bakalım! Biz de aynen bunu söylüyoruz ve özgürlüklerin neresindeyiz sorusuna cevap arıyoruz.
Köyümüze dönemiyoruz, konumuza dönelim; basın özgürlüğüne?
Bunun ikiz kardeşi de var, görsel-işitsel iletişim özgürlüğü. Hem basın özgürlüğü hem de görsel-işitsel özgürlük yani toplumsal iletişim özgürlükleri, insan haklarına saygının ve demokrasinin zorunlu koşullarındandır.
Basın özgürlüğü; basın girişimlerini kurma, basma ve yayma özgürlükleri ve okuyucu için haber alma özgürlüğünü içerir. "İletişim özgürlüğü" olması, bu çok yönlü özelliğinden ileri gelir. Basın özgürlüğü, kamuoyunun, yöneticilerin düşüncelerini ve tavırlarını tanıma ve değerlendirmesinin en iyi araçlarından biridir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10.maddesinde yer alan bu hak, haber alma (enformasyon), görüş alma ve ifade özgürlüğü haklarını içermektedir.
1982 Anayasası, "Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz" hükmüyle basın özgürlüğünün altını çizerken; devletin, basın ve haber alma özgürlüklerini sağlayacak tedbirleri almasını öngördükten sonra hep sınırlayıcı ve yasaklayıcı hükümler koymaktadır (madde-28 ).
Anayasa koyucunun şanındandır bu. Hak vardır der ve hemen amaları sıralar. O nedenledir ki, anayasamıza "amayasa" da diyebiliriz.
Basın özgürlüğünün anayasal düzenlemesi bu. Üstüne üstlük, OHAL (Olağanüstü Hal) şartlarıyla basın özgürlüğümüz şahtı şahbaz oldu, diyebiliriz.
Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hedef gösterilen iş âlemi, bilim dünyası ve STK (Sivil Toplum Kuruluşları) yanında basın da (havuz medyası dışında) fazlasıyla nasibini almıştır.
Dileğimiz, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde hem basınımızın hem de toplumun tüm kesim ve hücrelerinin özgürlük hasretinin sona ermesi olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023