Müslümanlar ve Ehl-i Beyt taraftarları âlim-abid suretinde olan bu kan emici, sömürücü iblislere çok dikkat etmeli ve kendilerini kullandırtmamalı ve her duydukları sese doğru gitmemelidirler. Konu hakkında yaşanmış ve ibret verici bir hadiseyi siz aziz okuyucularımla paylaşmak yerinde olacaktır.
“Basralı hokkabazlardan ve aldatıcılardan olan Abdusselam adında sofu kılıklı iblisin askerinin birçok taraftarı vardı. Basra’da cemaat namazında rükûda iken bir kaç defa hoşt, hoşt diye söylendi. Onun müritleri namazdan sonra, neden namaz içerisinde hoşt, hoşt diye söylediğini sorduklarında o, şöyle dedi; ‘Basiret gözüm ile Mekke’de bir köpeğin Kâbe’nin kapısından içeri girmek istediğini gördüm, onu kovmak ve oradan uzaklaştırmak için hoşt, hoşt dedim.’ Onun sade ve gözleri kör olan müritlerinin ona olan bağlılıkları fazlalaştı. Bu müritlerden bir tanesi akşam evine geldiğinde bu olayı hanımına anlattı. Onun akıllı olan hanımı kocasına şöyle dedi; ‘Bir akşam, evimizin bereketlenmesi için mürşit ile cemaatini bizim eve akşam yemeğine davet et.’ Bu teklifi kabul eden koca bir kaç gün sonra sözde mürşit ile cemaatini akşam yemeğine davet etti. Mürşit ve cemaatinden bir grup gelerek sofranın etrafına oturdular. Akıllı bayan yemek için pilav ile tavuk eti hazırlamıştı. Bütün cemaatin tabağına pilav, pilavın üzerine de bir parça tavuk bıraktı. Ama sahte mürşidin tavuğunu pilavın altına bıraktı. Yemekler dağıtıldıktan sonra, herkesin tabağında tavuk gören ve kendi tabağında tavuk görmeyen sahte mürşit ev sahibine kızarak; ‘Sen bana hakaret etmek için mi yemeğe davet ettin, benim tavuğum nerededir’ diye haykırdı. Bu esnada akıllı kadın sahte mürşidin müritlerinin yanında şöyle dedi; ‘Önündeki pilavın altındaki tavuğu göremeyen mürşit, Basra’dan, Mekke’de Kâbe’nin kapısından içeri girmek isteyen köpeği nasıl gördü acaba!’ Böylelikle Abdusselam’ın gerçek kişiliği anlaşılmış oldu, orada bulunanlar akıllı kadına teşekkür ederek dağıldılar. (Envar-ı Nümaniyye, s. 235)
Tarihte yaşanmış bu olayın benzerleri günümüzde de yaşanmaktadır. Müslümanların bu tür sahtekâr hokkabazlara karşı dikkatli olmamaları aksi takdirde kendilerinden başka kimseyi kınamamaları gerekir.
Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt İmamları ameli olarak yaşam tarzları ile gerçeklere, hakikatlere göre yaşamaları ve hurafelerden, bid’atlardan, hile ve hokkabazlıktan uzak olmaları ile Müslümanlara çok önemli dersler vermişlerdir. Onlar taraftarlarını da kendileri gibi yaşamaya davet etmişler ve şeytani olan bu mikroplardan uzak durmalarını, narı nur göstermemelerini emretmişlerdir.
Onlar boş ve faydasız işlerden daima sakınmışlardır. Onlar natık Kur’an olduklarından dolayı bu tür fiilleri onların hayatlarında görmek mümkün değildir. Zira samit Kur’an şöyle buyuruyor; “Onlar, tümüyle boş şeylerden yüz çevirenlerdir.” (Müminun, 3) Onlar dualarında Allah’ın huzuruna şöyle arz ediyorlardı; “Allah’ım her şeyin hakikatini olduğu gibi bana göster.” Onlar emin, doğru, gerçekleri ve hakikatleri gören bir basirete sahiptiler. Müslümanların bu alanda ve bütün alanlarda Ehl-i Beyti model edinmeleri ve aldatılmamaları için Ehl-i Beyti örnek almaları gerekir.
Selam ve dua ile...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012