Namaz, oruç, hac, zekât vb. ibadetler furu’u dindendir ve önem vermemiz gereken ibadetlerdendir. Aynen bunlar gibi marufa emretmek ve münkerden nehyetmek te furu’u dindendir. Ama ne yazık ki namazı, orucu, haccı ve diğer ibadetleri yapmaya çalışanlar veya yapanlar, genelde marufa emretmek ve münkerden nehyetmek meselesinde duyarsız kalmışlardır.
Marufa emretmek ve münkerden nehyetmenin bir takım şartları vardır. İnsan dili, eli ve kalbi ile marufa emredip ve münkerden nehyetmelidir. Bu üç azanın her birinin kendisine göre alanları vardır.
İmam Cafer Sadık (a.s) konu hakkında şöyle buyuruyor; “Marufa emretmek ve münkerden nehyetmek büyük farzdır. Bu farzın vesilesiyle diğer farzlar ayakta kalır.”
Yani namazın, orucun, haccın... Ayakta kalması için bu farza ihtiyacı vardır. İslam toplumunun kendi ayakları üzerinde durması, huzur ve asayiş içerisinde olması için bu farza ihtiyacı vardır. Bugün bu huzur ve asayişe sahip olmayan İslam toplumu, anlaşılan bir takım farzları ihlal etmiştir.
Hz. Hüseyin (a.s) marufa emretmek ve münkerden nehyetmek için kendi canını, evlatlarının ve yaranlarının canlarını feda etti. Eğer o gün İslam âlemi Hz. Hüseyin (a.s)’ın bıraktığı yerden devam etselerdi, bugün Müslümanlar bu konumlarda olmayacaktı.
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor; “Ceddim Hüseyin’e bir damla gözyaşı dökene Allah’u Teâlâ cenneti farz eder.”
Bu ve buna benzer sözlerin bir hedefi vardır. Bu tür sözler teşviktir ama amaç değildir. Amaç Hz. Hüseyin (a.s)’ın mesajlarını öğrenip, yaşayıp, yaşatmaktır. Çünkü sadece mateme katılıp oturup ağlamakla yetinmek doğru değildir.
Âlimlerden birisi şöyle anlatır; “Hz. Hüseyin (a.s)’ın matem meclisine katılanlardan birisi yanıma gelerek ayaklarını uzatıp oturdu ve şöyle dedi; “Üç gündür uyumuyor ve oturmuyorum ve sabahlara kadar Hz. Ebulfazl’ın meclisinde hep çalışıyor ve hizmet ediyorum. Ayağımdan ayakkabılarımı bile çıkarmış değilim.” Ben bunu duyunca yumuşak bir üslupla ona şöyle sordum; “Peki sen üç gündür namazını kılmıyor musun?” Bana şöyle bir cevap verdi; “Benim tanıdığım Ebulfazl’lı Abbas benim namazımın cevabını vermeyecekse, ben o Ebul Fazl’ı ne yapayım.” Bazıları o hazreti ne yazık ki, böyle yanlış tanımışlardır. Bu tür iddia sahipleri Hz. Ebul Fazl’ı sevdiklerini iddia ediyorlar, bakalım o hazrette bu tür iddia sahiplerini seviyor mu? Oysa Hz. Ebulfazl ve Kerbela’dakiler Aşura günü bile namazlarını terk etmediler.
Marufa emretmek ve münkerden nehyetmenin farklı çeşitleri vardır. Şer’i açıdan maruf vardır ve şer’i açıdan münker vardır. Bir insanı infak ve ihsana veya genel manada ilahi kavramlara davet etmek şer’i maruftur. Yüce Allah’ın haram ettiği şeytani sıfatlar da şer’i münkerdir.
Aynı şekilde örfi açıdan maruf ve münker vardır. Bir toplumda adet haline gelmiş ve toplum tarafından hoş karşılanmayan şeyler, örfi münkerlerdir. Bunları yavaş yavaş toplumdan çıkarmak gerekir. Ama örfi açıdan hoş karşılanıyorsa ve İslam dinine de mugayir değilse, onu yaşatmak gerekir.
Marufa emretmek ve münkerden nehyetmenin bir takım şartları vardır. İnsan dili, eli ve kalbi ile marufa emredip ve münkerden nehyetmelidir. Bu üç azanın her birinin kendisine göre alanları vardır.
İmam Cafer Sadık (a.s) konu hakkında şöyle buyuruyor; “Marufa emretmek ve münkerden nehyetmek büyük farzdır. Bu farzın vesilesiyle diğer farzlar ayakta kalır.”
Yani namazın, orucun, haccın... Ayakta kalması için bu farza ihtiyacı vardır. İslam toplumunun kendi ayakları üzerinde durması, huzur ve asayiş içerisinde olması için bu farza ihtiyacı vardır. Bugün bu huzur ve asayişe sahip olmayan İslam toplumu, anlaşılan bir takım farzları ihlal etmiştir.
Hz. Hüseyin (a.s) marufa emretmek ve münkerden nehyetmek için kendi canını, evlatlarının ve yaranlarının canlarını feda etti. Eğer o gün İslam âlemi Hz. Hüseyin (a.s)’ın bıraktığı yerden devam etselerdi, bugün Müslümanlar bu konumlarda olmayacaktı.
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor; “Ceddim Hüseyin’e bir damla gözyaşı dökene Allah’u Teâlâ cenneti farz eder.”
Bu ve buna benzer sözlerin bir hedefi vardır. Bu tür sözler teşviktir ama amaç değildir. Amaç Hz. Hüseyin (a.s)’ın mesajlarını öğrenip, yaşayıp, yaşatmaktır. Çünkü sadece mateme katılıp oturup ağlamakla yetinmek doğru değildir.
Âlimlerden birisi şöyle anlatır; “Hz. Hüseyin (a.s)’ın matem meclisine katılanlardan birisi yanıma gelerek ayaklarını uzatıp oturdu ve şöyle dedi; “Üç gündür uyumuyor ve oturmuyorum ve sabahlara kadar Hz. Ebulfazl’ın meclisinde hep çalışıyor ve hizmet ediyorum. Ayağımdan ayakkabılarımı bile çıkarmış değilim.” Ben bunu duyunca yumuşak bir üslupla ona şöyle sordum; “Peki sen üç gündür namazını kılmıyor musun?” Bana şöyle bir cevap verdi; “Benim tanıdığım Ebulfazl’lı Abbas benim namazımın cevabını vermeyecekse, ben o Ebul Fazl’ı ne yapayım.” Bazıları o hazreti ne yazık ki, böyle yanlış tanımışlardır. Bu tür iddia sahipleri Hz. Ebul Fazl’ı sevdiklerini iddia ediyorlar, bakalım o hazrette bu tür iddia sahiplerini seviyor mu? Oysa Hz. Ebulfazl ve Kerbela’dakiler Aşura günü bile namazlarını terk etmediler.
Marufa emretmek ve münkerden nehyetmenin farklı çeşitleri vardır. Şer’i açıdan maruf vardır ve şer’i açıdan münker vardır. Bir insanı infak ve ihsana veya genel manada ilahi kavramlara davet etmek şer’i maruftur. Yüce Allah’ın haram ettiği şeytani sıfatlar da şer’i münkerdir.
Aynı şekilde örfi açıdan maruf ve münker vardır. Bir toplumda adet haline gelmiş ve toplum tarafından hoş karşılanmayan şeyler, örfi münkerlerdir. Bunları yavaş yavaş toplumdan çıkarmak gerekir. Ama örfi açıdan hoş karşılanıyorsa ve İslam dinine de mugayir değilse, onu yaşatmak gerekir.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012