Prof. Dr. Haydar Baş'ın 25.11.2014 tarihinde gazetemizde yayımlanan yazısıdır
24 Kasım 1928, millet mekteplerince Atatürk'e başöğretmen unvanının verildiği gündür. 1981'den beri 24 Kasım ülke genelinde Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.
Atatürk, "Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır" derken, gençleri yetiştiren öğretmenlerin kutsal mesleklerinin zorluğuna ve önemine değinmişti.
Bu kutsal vazifeyi icra ederken bir gün hatırlara gelen öğretmenlerimizin ne yazık ki, bir güne sığmayacak dertleri sadece konuşulmakla kalmaktadır.
Bir eğitim sendikasının yayınladığı ankete göre, öğretmenlerimizin yüzde 69'u mesleklerini bırakmayı düşünmektedir.
Yüzde 73'ü gelirlerinin yetersiz olması sebebiyle mesleklerine motive olamadıklarını belirtirken; yüzde 61'i gelirlerindeki yetersizlik nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığını ifade etmiştir. Öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal hakları maalesef günden güne gerilemektedir.
Aynı ankette öğretmen ücretlerinde yaşanan düşüş de ele alınarak; "2002 yılında mesleğe yeni başlayan bir öğretmen maaşı ile 24 çeyrek altın alırken, 2014 yılında sadece 14 çeyrek altın alabilmektedir.
Bu hesaba göre 2002 yılından bu yana öğretmenlerin maaşlarındaki alım gücü yüzde 41.6 oranında düşmüş" tespiti yapılmıştır. Ekonomik olarak ciddi bir sıkıntı yaşayan öğretmenler, eğitim sisteminde devamlı yapılan değişikliklerden, okul dönüşümlerinden, siyasi kadrolaşmalardan da ister istemez etkilenmektedirler.
Yeni Türkiye'nin yetişmiş, Türk milletinin örf ve âdetine bağlı, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak hedefinde nesillere ihtiyacı vardır. Evlatlarına ders anlatırken, bakkalın veresiye defterini, oğlunun yırtık ayakkabısını düşünen bir öğretmen elbette kendinden beklenileni veremeyecektir.
Burada sorumluluk devlete aittir. Yapılan araştırmalar, en başta yer alan problemin ekonomik olduğunu göstermiştir. Gençlerin emanet edildiği öğretmenlerin geçim şartları en azından asgari geçim düzeyine çıkarılmak zorundadır.
Bugün 4000 TL'yi aşan yoksulluk sınırındaki Türkiye'de devletin öğretmenlerimize sunduğu ücret çok düşündürücüdür. Kapitalist düzende, tek gelir kaynağı halktan aldığı vergiler olan; özelleştirmeler ile kâr getiren kamu kurumları satılan devletin her meslek grubu gibi öğretmenlere de laftan başka verecek bir iyileştirmesi söz konusu olamaz.
Bu sebeple Memur-Sen ile Hükümet arasında 2014 yılında imzalanan sözleşmeye göre, öğretmenlere enflasyon farkının ödenmeyecek olması da bizi şaşırtmamıştır. Israrla şunu da soruyoruz, Memur-Sen kimin temsilcisidir?
Memurun mu, hükümetin mi?
Biz iyi şartlar isteyen öğretmenlerimizden, geçim sıkıntısından yorularak mesleklerini bırakmayı düşünen meslektaşlarımızdan Milli Ekonomi Modeli'ni okumalarını istiyoruz. Bugün dünya genelinde 150'yi aşkın ülkede kısmen uygulanan bu model, gerçek ve devamlı refahın anahtarıdır.
Ne hazin tecellidir, Rusya'yı ayağa kaldıran bu model, ülkemiz insanından, sizin gibi okumuş aydın kesimden dahi gizlenmeye çalışılmaktadır.
Burada yapmanız gereken halinden şikâyet eden ama mevcut şartlarda daha iyisine ulaşmasına imkân olmayan sizlerin, dünyaya mal olmuş bu modeli devletten istemenizdir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın son 'Öğretmenler Günü' mesaj
Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. Bu anlamlı gün münasebetiyle kendisi de bir öğretmen olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yazılı bir mesaj yayımladı. Mesajında eğitimin Türkiye'nin milli ve en önemli
Meselesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, şunları kaydetti: "Eğitim bizim milli meselemiz. Ve en önemli meselemiz. Maalesef bugün eğitim ile ilgili birçok sorunumuz var; eğitimde fırsat eşitliği, ülkemizdeki sınav sistemi, atanamayan öğretmenler, öğretmen maaşları, ücretli öğretmenlik, uluslararası sınavlarda ülkemizin sıralaması, yabancı dil eğitimi ve benzeri birçok konu başlığını sayabiliriz.
Çözümsüz kalan sorunlar kronikleşiyor
Ülke olarak her yıl bu konuları konuşuyoruz. Ancak sorunlar çözülmediği gibi daha da kronikleşiyor.
Ülkelerin eğitim durumunu gösteren PISA sınavlarında Türkiye, 2012 yılında 65 ülke içinde 43'üncü sırada iken, 2015 yılında 52'nci sıraya gerilemiştir. Yine ülkemizde yapılan başka bir araştırmada öğrencilerimizin yüzde 66'sının okuduğunu anlamadığı tespit edilmiştir.
Öğrencilerimizin kendi milli değerlerine bağlı, araştıran ve sorgulayan, problem çözen, etkili iletişim kuran, özgüvene ve başarı kimliğine sahip, 21. yüzyıl becerileri ile donanmış öğrenciler olması için öncelikle eğitime ve eğitimciye bakış açımızın değişmesi bir zaruret haline gelmiştir.
Eğitime bakışımız Atatürk gibi olmalı
Eğitime ve eğitimciye bakış açımız Mustafa Kemal Atatürk gibi olmalıdır. 24 Kasım gününün Öğretmenler Günü olmasına neden olan ruhun yeniden canlanması gerekmektedir. 24 Kasım 1928 tarihi, Mustafa Kemal Atatürk'ün Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür. Atatürk, ülkede başlattığı eğitim seferberliği ile ülkesine bağlı, fedakâr ve çağın gerekleri ile donanmış bir nesil yetiştirme yolunda çok sağlam temeller atmıştır. Örneğin, Başöğretmenin eğitim anlayışının karşılık bulduğu kurumlardan biri Köy Enstitüleri'dir. Köy Enstitüleri'nin düşünme ve beceri merkezli eğitim anlayışı bugün çağdaş eğitimin en önemli hedefi olmuştur.
Öğretmen insan işçisidir
Öğretmenlik kutsaldır. Çünkü o, İnsan işçisidir. Her zaman ifade ettiğimiz gibi Öğretmenlerin kazancı insandır. Her meslek sahibi servet kazanır, para kazanır ama öğretmen insan kazanır.
Öğretmen, hem bu güne hem geleceğe hizmet eder. Çünkü ona emanet ettiğimiz çocuklarımız geleceğimizdir. Bu nedenle öğretmenlerimizin öncelikle toplumsal saygınlığının sağlanması zarurettir. Öğrencilerimizin rol model aldığı öğretmenlerimizin yoksulluk sınırı altında maaş alması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu nedenle öğretmen maaşı, diğer mesleklerden daha yüksek olmalıdır.
Bu vesile ile tekrar ifade etmek isteriz ki; öğretmenlerimiz, Milli Ekonomi Modeli ve sosyal devlet anlayışı ile hak ettiği değeri bizim iktidarımız döneminde bulacak, eğitimde kronikleşen sorunlar bizim dönemimizde çözülecektir.
Bu duygularla bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum…" 23-11-2019 Yeni Yesaj Gazetesi)
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Sadece temennilerle hatırlanan öğretmenler / 24.11.2024
- Eğitim başkadır öğretim başka / 23.11.2024
- İmam Ali'nin devlet adamlarına nasihatleri / 22.11.2024
- Hz. Peygamber'in davet mektupları / 21.11.2024
- İslam tarihinde ilk fitne / 20.11.2024
- Önce insan denmedikçe... / 19.11.2024
- İnsan hakları konusu / 18.11.2024
- Unutulan kadın / 17.11.2024
- Dünya MEM diyor ya Türkiye? / 16.11.2024
- BTP'nin hayvancılık projeleri / 15.11.2024
- Eğitim başkadır öğretim başka / 23.11.2024
- İmam Ali'nin devlet adamlarına nasihatleri / 22.11.2024
- Hz. Peygamber'in davet mektupları / 21.11.2024
- İslam tarihinde ilk fitne / 20.11.2024
- Önce insan denmedikçe... / 19.11.2024
- İnsan hakları konusu / 18.11.2024
- Unutulan kadın / 17.11.2024
- Dünya MEM diyor ya Türkiye? / 16.11.2024
- BTP'nin hayvancılık projeleri / 15.11.2024