Bugün bir karın tokluğuna imanını, inancını, sünneti satanları, batılın safında yer alanları, zalimleri destekleyenleri, dinler arası diyalog havarisi olup da Müslümanlar arasında tefrika nifaklığı yapanları savunanları görüyoruz. Diğer taraftan da bunlar Kur’an, Peygamber ve Ehl-i Beyt dostu olduklarını söylemekteler. Hayır, böyle Kur’an, Peygamber ve Ehl-i Beyt dostu olunmaz!
Hz. İmam Ali (a.s) Nehcül Belağa’da şöyle buyuruyor; "Öyle insanlar vardır ki, salihleri severler ama yaptıklarını yapmazlar, kötülerden nefret ederler ve onların yaptıklarını yaparlar."
Eğer bir insan Hz. İmam Ali (a.s)’ı sevdiğini söylüyor, diğer taraftan da Yezitlerin yaptığını yapıyorsa veya onlara yandaş oluyorsa bu sevgi samimi bir sevgi olmuş olmaz...
Dolayısıyla Hz. İmam Hüseyin’in Kerbela’sından almamız gereken dersler vardır. Aşura günü vuku bulan olaylar birkaç saatten ibarettir. Bu birkaç saatlik olaydan yüzlerce ders çıkarmamız mümkündür. Çünkü masumun fiilinin, sözünün yanı sıra işareti bile derstir. Masumun oturması, konuşması, savaşması, sulh etmesi, dolayısıyla her hareketi ve hali bir derstir.
Hz. Hüseyin (a.s)’ın Kerbela’dan, aşura günü vermiş olduğu bir diğer ders batılı aşikâr ederek hakkı ortaya çıkarmaktı. Çünkü Emeviler İslam dini içerisinde marufu münker, münkeri de maruf olarak tanıtmışlardı. Emeviler bir noktaya kadar da bu konuda başarılı oldular. Zira bir İslam memleketinde Cuma namazı Çarşamba günü kılınıyorsa, camilerde, minberlerde Hz. İmam Ali’ye sebbediliyorsa buna maruf demek mümkün değildir. Bu ve benzeri birçok olayda, münker gelip marufun yerinde oturmuştur. Böyle bir dönem ve ortamda Hz. Hüseyin (a.s) bizlere dersler vermek istiyor. Yani, insanlar bir zamana gelir de o zamanda, maruflar münker ve münkerler de maruf olarak anlatılıyor ve kabul ediliyorsa böyle bir zamanda, inananların vazifeleri, yapmaları gereken şeyler, batılı ve haksız olan tağutu aşikâr etmek için mücadele etmeleridir.
Hz. Hüseyn’in vermiş olduğu bir diğer ders marufa emretmek ve münkerden nehyetmektir. Bugün özellikle İslam âlemi ezilip sömürülüyorsa bu dersi ihlal ettiğinden dolayıdır. Konu hakkında Hz. İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor; "Marufa emredildiği ve münkerden de nehye dildiği zaman yollar abat ve emniyet içinde olur, toplum asayiş içinde yaşar."
Hz. İmam Hüseyin (a.s) vasiyetinde, bu ders hakkında şöyle buyuruyor; "Ben marufa emretmek ve münkerden nefyetmek için hareket ediyorum."
Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek... furu’u dindendir. İslam camiasına baktığımızda sosyal manada artıları ve eksileri vardır. Zengin olan bir insanı düşününüz. O zengin insan cami ehli olup, hac ibadetini yapmamış veya hacca gitmiyorsa, camia ona farklı bir gözle bakar. Cami ve ibadet ehli değilse hacca gitmediği zaman kimse onun hakkında ileri geri konuşmaz. Şimdi bir insanı düşününki zengindir, cami ehlidir ve hacca da gitmiyor. Herkes onu, hem huzurunda ve hem de gıyabında kınamaya başlar. Elbette böyle birisinin hatasının veya eksikliğinin yüzüne karşı söylenmesi doğru ve güzeldir. Bugün mübarek Ramazan aylarında namaz kılanların sayısı çoğaldığı için, bu ayda oruçlarını tutup da namazlarını kılmayanlar kınanır. Ama birisi marufa emretmediği ve münkerden de nehyetmediği zaman onu kınayanlara rastladınız mı? Aksine bugün marufa emredenler ve münkerden de nehyedenler kınanır hale gelmişlerdir.
Hz. İmam Ali (a.s) Nehcül Belağa’da şöyle buyuruyor; "Öyle insanlar vardır ki, salihleri severler ama yaptıklarını yapmazlar, kötülerden nefret ederler ve onların yaptıklarını yaparlar."
Eğer bir insan Hz. İmam Ali (a.s)’ı sevdiğini söylüyor, diğer taraftan da Yezitlerin yaptığını yapıyorsa veya onlara yandaş oluyorsa bu sevgi samimi bir sevgi olmuş olmaz...
Dolayısıyla Hz. İmam Hüseyin’in Kerbela’sından almamız gereken dersler vardır. Aşura günü vuku bulan olaylar birkaç saatten ibarettir. Bu birkaç saatlik olaydan yüzlerce ders çıkarmamız mümkündür. Çünkü masumun fiilinin, sözünün yanı sıra işareti bile derstir. Masumun oturması, konuşması, savaşması, sulh etmesi, dolayısıyla her hareketi ve hali bir derstir.
Hz. Hüseyin (a.s)’ın Kerbela’dan, aşura günü vermiş olduğu bir diğer ders batılı aşikâr ederek hakkı ortaya çıkarmaktı. Çünkü Emeviler İslam dini içerisinde marufu münker, münkeri de maruf olarak tanıtmışlardı. Emeviler bir noktaya kadar da bu konuda başarılı oldular. Zira bir İslam memleketinde Cuma namazı Çarşamba günü kılınıyorsa, camilerde, minberlerde Hz. İmam Ali’ye sebbediliyorsa buna maruf demek mümkün değildir. Bu ve benzeri birçok olayda, münker gelip marufun yerinde oturmuştur. Böyle bir dönem ve ortamda Hz. Hüseyin (a.s) bizlere dersler vermek istiyor. Yani, insanlar bir zamana gelir de o zamanda, maruflar münker ve münkerler de maruf olarak anlatılıyor ve kabul ediliyorsa böyle bir zamanda, inananların vazifeleri, yapmaları gereken şeyler, batılı ve haksız olan tağutu aşikâr etmek için mücadele etmeleridir.
Hz. Hüseyn’in vermiş olduğu bir diğer ders marufa emretmek ve münkerden nehyetmektir. Bugün özellikle İslam âlemi ezilip sömürülüyorsa bu dersi ihlal ettiğinden dolayıdır. Konu hakkında Hz. İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor; "Marufa emredildiği ve münkerden de nehye dildiği zaman yollar abat ve emniyet içinde olur, toplum asayiş içinde yaşar."
Hz. İmam Hüseyin (a.s) vasiyetinde, bu ders hakkında şöyle buyuruyor; "Ben marufa emretmek ve münkerden nefyetmek için hareket ediyorum."
Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek... furu’u dindendir. İslam camiasına baktığımızda sosyal manada artıları ve eksileri vardır. Zengin olan bir insanı düşününüz. O zengin insan cami ehli olup, hac ibadetini yapmamış veya hacca gitmiyorsa, camia ona farklı bir gözle bakar. Cami ve ibadet ehli değilse hacca gitmediği zaman kimse onun hakkında ileri geri konuşmaz. Şimdi bir insanı düşününki zengindir, cami ehlidir ve hacca da gitmiyor. Herkes onu, hem huzurunda ve hem de gıyabında kınamaya başlar. Elbette böyle birisinin hatasının veya eksikliğinin yüzüne karşı söylenmesi doğru ve güzeldir. Bugün mübarek Ramazan aylarında namaz kılanların sayısı çoğaldığı için, bu ayda oruçlarını tutup da namazlarını kılmayanlar kınanır. Ama birisi marufa emretmediği ve münkerden de nehyetmediği zaman onu kınayanlara rastladınız mı? Aksine bugün marufa emredenler ve münkerden de nehyedenler kınanır hale gelmişlerdir.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012