80 yılda yapılan 130 milyar dolar borç ile iktidarı devraldılar. Ortalama kur ile 3 trilyon dolardan fazla vergi topladılar. Yetmedi! Cumhuriyetin kazanımlarını 62 milyar dolara sattılar ve 23 yılın sonunda dış borcu 525 milyar dolara çıkarıp, "ekonominin kitabını yazdık" dediler!
2002 yılında nüfusumuz 65 milyon bankalara borcu olan insan sayımız ise 1 milyon 274 bindi.
Şubat 2025 itibarı ile nüfusumuz 86 milyon bankalara borçlu insan sayımız ise 42 milyona ulaştı.
2025 yılında bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borcu 4 trilyon 231 milyar lirayı buldu.
Bu aradaki 23 yılda ülkeyi 'ekonominin kitabını yazdık' diyen AKP iktidarı yönetiyordu.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi, kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemeyerek, yasal takibe düşenlerin sayısı 2023 yılının sonunda 1 milyon 197 bin 35 kişi. 2024 yılının sonunda ise 1 milyon 663 bin 669 kişi oldu.
BDDK verilerine göre yılın ilk iki ayında 328 milyar 754 milyon TL kredi borcu yasal takibe düştü.
Adalet Bakanlığı verilerine göre Nisan 2025'te mahkemelerdeki icra iflas dosyası sayısı 23 milyon 147 bin 955'e ulaştı.
Ekonominin kitabını yazanlar ne diyor?
Aynı zamanda iyi bir ekonomist olan Sayın Erdoğan tepkilere; "Hani ekonomi kötüydü, ekonomi kötüye gidiyordu? İşte buyurun. Muhalefet hani 'Yandık, bittik, öldük' diyordunuz, ne oldu!
Ekonomide sıkıntı varmış, yok, biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz…
Hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik sıkıntıları yine biz çözeceğiz… Bu ülkenin geçtiğimiz 21 yıldaki tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntılarının çözüm adresi yine biziz… Milletimize asla yalan söylemedik' derken ekonomiyi kurtarsın diye atadığı Mehmet Şimşek ise şöyle diyordu:
"Artık geleceğin temellerini oluşturmak istiyoruz. Öncelikle enflasyonu azaltacağız. Mali pozisyonumuzu geliştireceğiz. Cari açığı azaltacağız. Yapısal dönüşümleri hayata geçireceğiz. Türkiye önümüzdeki yıllarda en iyi yıllarını yaşayacak."
Erdoğan muhalefette olsa ne derdi?
Tahmine görek yok! Çünkü Sayın Erdoğüan'ın dedikleri arşivlerden dökülüyor. Uğur Dündar'ın sunduğu "Seçim Arenası" programına konuk olan Sayın Erdoğan, 80 şehir dolaştığını söyleyerek; "Dolaştığım vilayetlerde vatandaşımın, köylümün, çiftçimin halini gördüm.
Üniversiteyi bitiren gençler ağlıyor, iş bulamıyor. Tüm bu gerçekler ülkenin önünde dururken öbür tarafta 3-5 kişinin saltanatı için biz buna göz yumamayız' derken bir başka açıklamasında ise;
'Bu ülke demokratik geçinen diktatörler ülkesidir. Bizi diktatörler yönetiyor ama etiketler demokratik. Ne diyor, gitmem diyor. Nasıl gitmezsin yavv, millet sana git diyor' diyordu.
Ya tarım!
Tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke devraldılar. Bırak eti, yağı saman ithal eder duruma getirdiler. Sonra kalkıp, 'tarımda Avrupa'da birinci, dünyada onuncuyuz, dediler.
Kabaca hatırlayalım mı?
Tarımda çalışanların toplam istihdam içindeki payı: 2002 yılında yüzde 35 iken, 2024 yılının ilk yarısında ise yüzde 14,7 ye geriledi.
2002'de 27 milyon hektardan fazla olan olan tarım alanı 23 milyon hektara kadar geriledi. Yani 3.5 milyon hektar alanı tarım dışı bıraktılar.
Tarımsal üretimin gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYH) payı 2002'de yüzde 10,2 iken 2024 yılı sonunda ise yüzde 5,2'ye düştü.
120 ülkeden 132 çeşit tarım ürünün ithal ederek 160 milyar dolar verdiler.
Sadece son 14 yılda canlı hayvan ve et ithalatına 11 milyar 357 milyon 207 bin dolar, 90 milyon tona yakın buğday ithalatına ise 20 milyar dolardan fazla ödediler.
Dahası da var
2004-2024 yılları arasında çiftçilere verilen destekler 30 kat artarken, çiftçilerin bankalara olan borçları 147 kat arttı.
Çiftçilerin bankalara olan borçları 2020 yılında 111 milyar 216 milyon lira iken Ekim 2023'te 551 milyar lira iken Ekim 2024'te 784 milyar liraya çıktı.
Bugün ise çiftçileri bankalara borçları 886 milyar 627 milyon lira.
Yapılanlar planlı olarak yapıldı
'Tarım esasında bir stratejik güçtür. Kurtuluş Savaşı'nda en çok şehit verme sebeplerimizden birisi nedir biliyor musunuz? Açlık ve kıtlıktır.
Şimdi bunlar 20 yıldan bu yana planlı ve sistemli şekilde bizi açlığa, kıtlığa mahkum etmenin altyapısını hazırlıyorlar. Bunu, benim babam yıllarca anlattı ama çiftçi kardeşim sahip çıkmadı. Bu ülkede tarımı da düzeltecek bilgi, birikim bizdedir" diyordu.
Avrupa'ya yamanacağız diye bütün ülke ekonomisini yerle bir ettiler. Tarımı bilerek, isteyerek stratejik olarak bitirdiler Biz yıllardan beri aynı şeyi söylüyoruz. Ne AB, ne ABD, tam bağımsız Türkiye' (BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş 2022)
Şimdi iktidar diyor ki; Tarım ekonomilerin lokomotif sektörlerinden birisidir… Sektörümüzü hep destekledik… Bugün tarımsal hasıla açısından Avrupa'da birinci, dünyada ise ilk on ülke arasındayız'.
Bu nasıl bir sıralama ki, devlet ve milletimize yansımıyor?
2002 yılında nüfusumuz 65 milyon bankalara borcu olan insan sayımız ise 1 milyon 274 bindi.
Şubat 2025 itibarı ile nüfusumuz 86 milyon bankalara borçlu insan sayımız ise 42 milyona ulaştı.
2025 yılında bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borcu 4 trilyon 231 milyar lirayı buldu.
Bu aradaki 23 yılda ülkeyi 'ekonominin kitabını yazdık' diyen AKP iktidarı yönetiyordu.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi, kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemeyerek, yasal takibe düşenlerin sayısı 2023 yılının sonunda 1 milyon 197 bin 35 kişi. 2024 yılının sonunda ise 1 milyon 663 bin 669 kişi oldu.
BDDK verilerine göre yılın ilk iki ayında 328 milyar 754 milyon TL kredi borcu yasal takibe düştü.
Adalet Bakanlığı verilerine göre Nisan 2025'te mahkemelerdeki icra iflas dosyası sayısı 23 milyon 147 bin 955'e ulaştı.
Ekonominin kitabını yazanlar ne diyor?
Aynı zamanda iyi bir ekonomist olan Sayın Erdoğan tepkilere; "Hani ekonomi kötüydü, ekonomi kötüye gidiyordu? İşte buyurun. Muhalefet hani 'Yandık, bittik, öldük' diyordunuz, ne oldu!
Ekonomide sıkıntı varmış, yok, biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz…
Hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik sıkıntıları yine biz çözeceğiz… Bu ülkenin geçtiğimiz 21 yıldaki tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntılarının çözüm adresi yine biziz… Milletimize asla yalan söylemedik' derken ekonomiyi kurtarsın diye atadığı Mehmet Şimşek ise şöyle diyordu:
"Artık geleceğin temellerini oluşturmak istiyoruz. Öncelikle enflasyonu azaltacağız. Mali pozisyonumuzu geliştireceğiz. Cari açığı azaltacağız. Yapısal dönüşümleri hayata geçireceğiz. Türkiye önümüzdeki yıllarda en iyi yıllarını yaşayacak."
Erdoğan muhalefette olsa ne derdi?
Tahmine görek yok! Çünkü Sayın Erdoğüan'ın dedikleri arşivlerden dökülüyor. Uğur Dündar'ın sunduğu "Seçim Arenası" programına konuk olan Sayın Erdoğan, 80 şehir dolaştığını söyleyerek; "Dolaştığım vilayetlerde vatandaşımın, köylümün, çiftçimin halini gördüm.
Üniversiteyi bitiren gençler ağlıyor, iş bulamıyor. Tüm bu gerçekler ülkenin önünde dururken öbür tarafta 3-5 kişinin saltanatı için biz buna göz yumamayız' derken bir başka açıklamasında ise;
'Bu ülke demokratik geçinen diktatörler ülkesidir. Bizi diktatörler yönetiyor ama etiketler demokratik. Ne diyor, gitmem diyor. Nasıl gitmezsin yavv, millet sana git diyor' diyordu.
Ya tarım!
Tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke devraldılar. Bırak eti, yağı saman ithal eder duruma getirdiler. Sonra kalkıp, 'tarımda Avrupa'da birinci, dünyada onuncuyuz, dediler.
Kabaca hatırlayalım mı?
Tarımda çalışanların toplam istihdam içindeki payı: 2002 yılında yüzde 35 iken, 2024 yılının ilk yarısında ise yüzde 14,7 ye geriledi.
2002'de 27 milyon hektardan fazla olan olan tarım alanı 23 milyon hektara kadar geriledi. Yani 3.5 milyon hektar alanı tarım dışı bıraktılar.
Tarımsal üretimin gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYH) payı 2002'de yüzde 10,2 iken 2024 yılı sonunda ise yüzde 5,2'ye düştü.
120 ülkeden 132 çeşit tarım ürünün ithal ederek 160 milyar dolar verdiler.
Sadece son 14 yılda canlı hayvan ve et ithalatına 11 milyar 357 milyon 207 bin dolar, 90 milyon tona yakın buğday ithalatına ise 20 milyar dolardan fazla ödediler.
Dahası da var
2004-2024 yılları arasında çiftçilere verilen destekler 30 kat artarken, çiftçilerin bankalara olan borçları 147 kat arttı.
Çiftçilerin bankalara olan borçları 2020 yılında 111 milyar 216 milyon lira iken Ekim 2023'te 551 milyar lira iken Ekim 2024'te 784 milyar liraya çıktı.
Bugün ise çiftçileri bankalara borçları 886 milyar 627 milyon lira.
Yapılanlar planlı olarak yapıldı
'Tarım esasında bir stratejik güçtür. Kurtuluş Savaşı'nda en çok şehit verme sebeplerimizden birisi nedir biliyor musunuz? Açlık ve kıtlıktır.
Şimdi bunlar 20 yıldan bu yana planlı ve sistemli şekilde bizi açlığa, kıtlığa mahkum etmenin altyapısını hazırlıyorlar. Bunu, benim babam yıllarca anlattı ama çiftçi kardeşim sahip çıkmadı. Bu ülkede tarımı da düzeltecek bilgi, birikim bizdedir" diyordu.
Avrupa'ya yamanacağız diye bütün ülke ekonomisini yerle bir ettiler. Tarımı bilerek, isteyerek stratejik olarak bitirdiler Biz yıllardan beri aynı şeyi söylüyoruz. Ne AB, ne ABD, tam bağımsız Türkiye' (BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş 2022)
Şimdi iktidar diyor ki; Tarım ekonomilerin lokomotif sektörlerinden birisidir… Sektörümüzü hep destekledik… Bugün tarımsal hasıla açısından Avrupa'da birinci, dünyada ise ilk on ülke arasındayız'.
Bu nasıl bir sıralama ki, devlet ve milletimize yansımıyor?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025