Bugün 4 Ekim, Dünya Hayvanları Koruma Günü. Günü kutlarken… şu gün şu saatte bile nice hayvan telef olmakta, sakat bırakılmakta, işkence görmektedir, bilemiyoruz!
Hayvanların canına kastedenler ne ceza görüyor derseniz; sahipsiz hayvansa, hayvan başına 600 (yazıyla: altı yüz) Türk lira idari para cezası ile iş kapanıyor. Eğer öldürülen hayvan sahipli ise cezası daha ağır. Gerekçesi mi? Evlere şenlik hukuk skandalı. Çünkü, sahipli hayvanı Türk Ceza Kanunu eşyadan sayıyor. Hoppala!.. Sokakta yaşayan sahipsiz hayvanların eşya kadar kıymet-i harbiyesi yok mu?
İnanılır gibi değil ama yasa öyle söylüyor;
Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) Malvarlığına Karşı Suçlar Bölümü'nün Mala zarar verme başlığını taşıyan 151 (1). maddesi, "Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır."
Aynı maddenin (2). Fıkrası: "Haklı bir neden olmaksızın, sahipli hayvanı öldüren, işe yaramayacak hale getiren veya değerinin azalmasına neden olan kişi hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır."
Yasa koyucu, hayvan sahipli ise, mal sayıyor ve kişinin malına zarar verilmesi olarak nitelendiriyor, cezasını da 3 yıla varan hapis cezası ile belirliyor. Vay sokakta yaşayan kedilerin köpeklerin haline. Onları öldürsen de ufak bir para cezası ile paçayı kurtarıyorsun.
Okul yolumun üstünde kaldırımı mekân tutmuş bir köpek vardı. Sahipsiz olmasına rağmen boynundaki tasması dikkatimi çektiğinden esnafa sorduğumda, bir vatandaşın süs olsun diye tasma alıp taktığını söylediler.
Gel zaman git zaman hayvanı göremez oldum. Yine soruşturdum ve sebebini öğrendim; hâne-ber-düş takımı, köpeğin boynundaki tasmayı aşırmış. Hayvanın boynundaki tasmaya göz diken ve sahipsiz hayvanlarla birlikte sokakları paylaşan çocukların durumu da ayrı dram… Ve ayrı bir yazı konusu.
Neyse, hayırsever bir hanımefendi köpeğe yeni bir tasma almış. Vefa deyince şarkı ve şiirde söylendiği gibi, "uzaklarda bir semt" olmadığını ispatlarcasına ve insanlara ders verircesine o hayvan, kendisine tasma alan hanımın evinin önünü mekân tutmuş. İşte aramızda göz aşinalığı olan dostumuzu eski yerinde göremeyiş nedeni buymuş.
Hayvanlar da bizim gibi birer canlıdır ve her canlının yaşamaya hakkı vardır.
Hukuk sistemine bakalım; 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun amacı, hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır. (madde:1).
Aynı yasanın 4. maddesine göre de, tüm hayvanlar eşit doğar ve söz konusu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir.
Hayvanlar yasa hükmüne göre eşit ise, şiddete yönelik cezalandırmada niçin sahipli hayvan-sahipsiz hayvan ayırımı yapılıyor?
Sahipsiz hayvana şiddet suç sayılmıyor, "kabahat" olarak Kabahatler Kanunu kapsamında sadece idari para cezası ile yaptırım görüyor. Söz konusu sahipli hayvan ise, eylem kabahat değil, "suç" olarak TCK çerçevesinde hapse varan daha ağır ceza ile cezalandırma öngörülüyor.
Ceza hukuku açısından hafif nitelikteki eylemler "kabahat", daha ağır niteliktekiler "suç" olarak nitelendiriliyor. Örneğin hakaret, tokat atma kabahattir; ağır yaralama, öldürme suçtur.
Hayvana şiddette sahipli-sahipsiz ayırımı hukukun eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır.
Çözüm hem hukuki hem de sosyolojik açıdan önem taşımaktadır. Yapılacak yasal düzenleme ile hayvanlara şiddetin suç sayılarak ceza kanunu kapsamına alınması, mala değil cana zarar verilmesi öne çıkarılmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023