İblis’te, kendini Adem ile kıyasladı
"Kendini kıyas koltuğuna oturtan kimsenin ömrü, sürekli olarak şüphe içinde geçer. Kişisel görüşüyle Allah'a kulluk edenin ömrü ise devamlı batıla dalmakla geçip gider
26.04.2025 00:49:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Mesadet bin Sadaka'dan, dedi ki: Hz. Cafer aleyhisselam babası aracılığıyla Hz. (İmam)Ali aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını rivayet ettiler: "Kendini kıyas koltuğuna oturtan kimsenin ömrü, sürekli olarak şüphe içinde geçer. Kişisel görüşüyle Allah'a kulluk edenin ömrü ise devamlı batıla dalmakla geçip gider.
Rivayeti nakleden diyor ki; Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam da şöyle buyurdular: "Kişisel görüşüyle insanlara fetva veren kimse, bilmediği bir yolla Allah'a kulluk etmiş olur. Kim de bilmediği bir yolla Allah'a kulluk ederse, bilmediği şeyleri helal ve haram saymakla Allah'a karşı koymuş olur."
Hüseyin bin Meyyah babasından naklen dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular:
"İblis, kendini Âdem'le mukayese ederek: "…Beni ateşten, onu balçıktan yarattın." dedi. Ama eğer Allah'ın Âdem'i yarattığı özü ateşle kıyaslasaydı, onun daha çok nurlu ve ışık saçan olduğunu görürdü."
Zürare'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'a helal ve haramdan sordum.
Buyurdular ki: "Muhammed sallallahu aleyhi ve alih'in helâli kıyamet gününe kadar helal, haramı da kıyamet gününe kadar haramdır. Bundan başkası olmaz, yerine başkası gelmez.
Yine şöyle buyurdular: Hz. (İmam) Ali aleyhisselam buyurmuşlardır ki: "Kim bir bidat çıkarırsa, mutlaka bir sünneti terk etmiş olur."
İsa bin Abdullah el-Kureşi'den, dedi ki: Ebu Hanife, Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın yanına gelmişti. Hz. Ebu Abdullah aleyhisselam ona: "Ey Ebu Hanife, bana kıyas yaptığın haberi ulaşmıştır." buyurdular. "Evet." dedi.
Bunun üzerine Hazret buyurdular ki: "Kıyas yapma; çünkü ilk kıyas yapan İblis'tir ki; "…Beni ateşten onu balçıktan yarattın." diyerek, ateşle balçığı birbiriyle mukayese etti. Hâlbuki eğer Âdem'in nurâniyetini ateşin nurâniyetiyle kıyaslasaydı, iki nur arasındaki üstünlük farkını ve birinin diğerine oranla olan berraklığını anlardı."
Kuteybe'den, dedi ki: Adamın biri Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'a bir mevzuda soru sordu, hazret de konuyla ilgili cevap verdi.
Bu arada o adam: "Sizce eğer şöyle şöyle olsaydı, konu üzerinde ne söylenebilirdi?" dedi.
Buyurdular ki: "Yavaş ol! Bu hususta size ne cevap verdiysem, o Resulullah sallallahu aleyhi ve alih'dendi. Biz hiç bir konuda, 'sizce' diyenlerden değiliz."
Ahmet bin Muhammed bin Halid mürsel olarak babasından naklen dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurmuşlardır:
"Allah'tan başkasını kendinize sırdaş tutmayın ki, mümin olamazsınız. Çünkü Kur'an'ın onayladığından başka her sebep, her soy, her akrabalık, her sırdaşlık, her bidat ve her şüphe mutlaka kesiktir, kopuktur."
Murazim'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Allah Tebareke ve Teala her şeyin açıklamasını Kur'an'da indirmiştir. Andolsun Allah'a ki, Allah kulların ihtiyaç duydukları hiçbir şeyi eksik bırakmamıştır; öyle ki, bir kul: "Keşke Kur'an'da bu konu da inseydi." diyemez. Çünkü mutlaka o konuda Allah bir şey indirmiştir."
Ömer bin Kays'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "Allah Tebareke ve Teala ümmetin ihtiyaç duyduğu her şeyi kitabında indirmiş, Peygamberine de açıklamıştır. Her şey için bir sınır ve ona delalet eden bir delil koymuş, bu sınırı aşan için de ayrı bir sınır (ceza) koymuştur."
Süleyman bin Harun'dan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "Mutlaka Allah'ın yarattığı her helal ve haramın -aynen yola düşen yola, eve düşen de eve ait olacak şekilde evin bir sınırı olduğu gibi- bir sınırı vardır. Böylece hatta tırmalamanın ve onun dışında kalanın, keza bir kırbaç ve yarım kırbaç vurmanın dahi cezası belirlenmiştir."
Hammad'dan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "Hiçbir şey yoktur ki, onun hakkında bir ayet veya bir sünnet olmasın."
Ebu'l-Carud'dan, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Size bir şey söylediğim zaman, bana onun Allah'ın kitabından nereye dayandığını da sorun."
Sonra bazı konuşmasında şöyle buyurdular: "Resulullah sallallahu aleyhi ve alih boşboğazlığı, malı boşa harcamayı ve çok soru sormayı men ederdi."
Dendi ki: "Ey Resulullah'ın oğlu, bunlar Allah'ın kitabının neresine dayanmaktadır?"
Buyurdular ki: "Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: "Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi emreden müstesna…"
Yine buyurmuştur: "Allah'ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin…"
Yine şöyle buyurmuştur: "…Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın…"
Rivayeti nakleden diyor ki; Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam da şöyle buyurdular: "Kişisel görüşüyle insanlara fetva veren kimse, bilmediği bir yolla Allah'a kulluk etmiş olur. Kim de bilmediği bir yolla Allah'a kulluk ederse, bilmediği şeyleri helal ve haram saymakla Allah'a karşı koymuş olur."
Hüseyin bin Meyyah babasından naklen dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular:
"İblis, kendini Âdem'le mukayese ederek: "…Beni ateşten, onu balçıktan yarattın." dedi. Ama eğer Allah'ın Âdem'i yarattığı özü ateşle kıyaslasaydı, onun daha çok nurlu ve ışık saçan olduğunu görürdü."
Zürare'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'a helal ve haramdan sordum.
Buyurdular ki: "Muhammed sallallahu aleyhi ve alih'in helâli kıyamet gününe kadar helal, haramı da kıyamet gününe kadar haramdır. Bundan başkası olmaz, yerine başkası gelmez.
Yine şöyle buyurdular: Hz. (İmam) Ali aleyhisselam buyurmuşlardır ki: "Kim bir bidat çıkarırsa, mutlaka bir sünneti terk etmiş olur."
İsa bin Abdullah el-Kureşi'den, dedi ki: Ebu Hanife, Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın yanına gelmişti. Hz. Ebu Abdullah aleyhisselam ona: "Ey Ebu Hanife, bana kıyas yaptığın haberi ulaşmıştır." buyurdular. "Evet." dedi.
Bunun üzerine Hazret buyurdular ki: "Kıyas yapma; çünkü ilk kıyas yapan İblis'tir ki; "…Beni ateşten onu balçıktan yarattın." diyerek, ateşle balçığı birbiriyle mukayese etti. Hâlbuki eğer Âdem'in nurâniyetini ateşin nurâniyetiyle kıyaslasaydı, iki nur arasındaki üstünlük farkını ve birinin diğerine oranla olan berraklığını anlardı."
Kuteybe'den, dedi ki: Adamın biri Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'a bir mevzuda soru sordu, hazret de konuyla ilgili cevap verdi.
Bu arada o adam: "Sizce eğer şöyle şöyle olsaydı, konu üzerinde ne söylenebilirdi?" dedi.
Buyurdular ki: "Yavaş ol! Bu hususta size ne cevap verdiysem, o Resulullah sallallahu aleyhi ve alih'dendi. Biz hiç bir konuda, 'sizce' diyenlerden değiliz."
Ahmet bin Muhammed bin Halid mürsel olarak babasından naklen dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurmuşlardır:
"Allah'tan başkasını kendinize sırdaş tutmayın ki, mümin olamazsınız. Çünkü Kur'an'ın onayladığından başka her sebep, her soy, her akrabalık, her sırdaşlık, her bidat ve her şüphe mutlaka kesiktir, kopuktur."
Murazim'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Allah Tebareke ve Teala her şeyin açıklamasını Kur'an'da indirmiştir. Andolsun Allah'a ki, Allah kulların ihtiyaç duydukları hiçbir şeyi eksik bırakmamıştır; öyle ki, bir kul: "Keşke Kur'an'da bu konu da inseydi." diyemez. Çünkü mutlaka o konuda Allah bir şey indirmiştir."
Ömer bin Kays'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "Allah Tebareke ve Teala ümmetin ihtiyaç duyduğu her şeyi kitabında indirmiş, Peygamberine de açıklamıştır. Her şey için bir sınır ve ona delalet eden bir delil koymuş, bu sınırı aşan için de ayrı bir sınır (ceza) koymuştur."
Süleyman bin Harun'dan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "Mutlaka Allah'ın yarattığı her helal ve haramın -aynen yola düşen yola, eve düşen de eve ait olacak şekilde evin bir sınırı olduğu gibi- bir sınırı vardır. Böylece hatta tırmalamanın ve onun dışında kalanın, keza bir kırbaç ve yarım kırbaç vurmanın dahi cezası belirlenmiştir."
Hammad'dan, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın şöyle buyurduklarını duydum: "Hiçbir şey yoktur ki, onun hakkında bir ayet veya bir sünnet olmasın."
Ebu'l-Carud'dan, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Size bir şey söylediğim zaman, bana onun Allah'ın kitabından nereye dayandığını da sorun."
Sonra bazı konuşmasında şöyle buyurdular: "Resulullah sallallahu aleyhi ve alih boşboğazlığı, malı boşa harcamayı ve çok soru sormayı men ederdi."
Dendi ki: "Ey Resulullah'ın oğlu, bunlar Allah'ın kitabının neresine dayanmaktadır?"
Buyurdular ki: "Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: "Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi emreden müstesna…"
Yine buyurmuştur: "Allah'ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin…"
Yine şöyle buyurmuştur: "…Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın…"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.