"Ey îman edenler, Yahûdileri de, Nasrânîleri de kendinize yâr (üstünüze hâkim) edinmeyin. Onlar (ancak) birbirinin yârânıdırlar. İçinizden kim onları dost (ve hâkim) edinirse o da onlardandır. Şüphesiz Allah o zalimler gürûhuna muvaffakıyet vermez." (Mâide-51/ H. Basri Çantay meâli)
Hem de yaygın basından, ABD ve Rusya'nın Suriye konusunda anlaştıklarını okuyunca, hemen aklıma Allah'ın ikazı geldi!
Kremlin resmi internet sayfasında yapılan açıklamada Obama ile Putin'in 11-12 Şubat'ta Münih'te yapılan; "Uluslararası Suriye Destek Grubu Toplantısı"nın sonuçlarını olumlu değerlendirdikleri ve toplantıda onaylanan; insani yardıma önem verilmesi ve ateşkes rejiminin oluşturulmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi'nin onaylanan prensip ve kurallarının olumlu değerlendirildiği belirtildi."
"IŞİD ve diğer terör örgütleri ile başarılı ve planlı mücadele edilmesini sağlayacak Rusya Savunma Bakanlığı ve ABD Savunma Bakanlığı temsilcileri arasında sıkı çalışma temaslarının kurulmasının gerekliliğinin altı çizildi."
Bilin ki; "Eeey Rusya! Eeey Amerika!" diye, Kaç-AK Saraya toplatılan muhtarlara veya yandaşlara kükreme ile olmaz bu işler!
Türkiye'den önce onlardan dost edinerek onlardan olan Suudi Arabistan'ın savaş uçakları Türkiye'ye geldi, askerlerinin gelmesi de bekleniyor ve Türkiye'den Suriye'ye bir kara harekâtı planlanıyor! Aklınız başınızda mı, ne yapıyorsunuz siz?
Çok söyledik, az işitildi!
Prof. Dr. Haydar Baş Hoca, 30 yıldır ülkeyi bir baştan bir başa dolaşarak yaptığı panellerle, yazdığı makalelerle, yayınladığı kitaplarla Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi kapsamında, asıl hedefin Türkiye olduğunu, anlatıp durdu!
"Yanlış yapıyorsunuz! Ayıkın! Kafanıza akıl koyun! Bu vebâlin altından kalkamazsınız!" diye yüksek sesle uyardı!
Duymadınız, duymazdan geldiniz ve 80 milyonluk nüfusunun % 99'u Müslüman olan bir ülkeyi, Haçlı ile kol-kola Müslüman Suriye'nin üzerine saldırtmak üzeresiniz!
Kardeşim siz, kimden yanasınız!
Müslüman değil misiniz?
Müslümansanız başınız Kur'ân'a bağlı değil mi?
Önce; "Çanakkale geçilmez!" gerçeğini bellettiğimiz, sonra; "Ne mutlu Türk'üm diyene" formülü ile milletleşerek; "Yurtta sulh, cihanda sulh" prensibi ile yakaladığımız millî huzurumuza niye kastediyorsunuz?
Size ne verecekler?
Size vaad edilen veya verilen dünyalıkları yemenize, onları size kazandıranlar müsaade eder mi zannediyorsunuz?
Üsama bin Ladin'i, Saddam'ı, Hüsnü Mübarek'i, Kaddafi'yi, ne çabuk unuttunuz?
Vallahi, Vahidettin ne götürebildiyse siz de onu götürebilirsiniz ancak! Gelişen teknoloji sayesinde, kaçmakta veya saklanmakta Vahidettin şansına da sahip değilsiniz! Vallahi size dünya dar gelecek biliyor musunuz?
Tamam! İslâm'ın son ordusu Türk Milleti olarak İ'lây-ı Kelimetullah için savaşalım! Allah'ın adını bütün dünyaya yaymak için fütûhata çıkalım ama bu savaşlarda düşmanımız belli değil midir, kâfirler değil midir?
Kâfirlerle bir olup Müslümana vurmanın adı; Allah'a isyandır, Peygamber (s.a.a.)'i ve Kur'ân hükümlerini yok saymaktır! Sizin bu aymazlığınıza, "... gaflet, dalâlet ve hatta hiyânet"inize Müslüman Türk Milleti razı olur mu zannediyorsunuz?
Yahu! Siz bu milleti, hiç mi tanımıyorsunuz?
Bu milletin, demokrasi gereği başa getirdiği; "Siz isterseniz hilâfeti de getirebilirsiniz!" diyecek kadar şımarttığı Menderes'i astırıp, sonra ağladığını unuttunuz mu? Bu kadar mı balık hafızalısınız?
İçeride asayişi ve iç-barışı sağlayamadan, dışarıda, "Barış operasyonu" adıyla ülkeyi savaşa sokmaya hazırlanıyorsunuz! Yahu! Siz deli misiniz?
İleri Demokrasi ile semirtip şımarttığınız PKK'nın baharda toplu kalkışmaya hazırlandığını, sağır sultan bile duymuşken, milleti ve devleti yeni maceralara sokamazsınız!
Buna hakkınız var mı?
Bir "Başkanlık" sevdasına, bir milletin ve devletin istikbâlini risk edemezsiniz!
Kimler ne der, ne yaparlar bilemem ama şahsen Türk Milletçisi ve Vatanperver bir Mütedeyyin Müslüman Türk olarak ne beni, ne de çocuklarımı, bu savaşa ikna edemezsiniz, sokamazsınız da!
Defalarca yazıp hatırlattım tekrarlayayım ki;
Yasalarınıza âdil olursa uyarız!
Vergimizi Türk Lirasının değerini düşürmezseniz öderiz!
Can ve mal güvenliğimizi sağlarsanız dostunuzu dost, düşmanınızı düşman belleriz!
Aksi halde; kime ne, hele-hele bana ne sizin dostunuzdan veya düşmanınızdan!
Bağımsızlığımız için, Vatanın bölünmezliği için; Ezan dinmesin diye, Bayrak inmesin diye ölmeğe de, öldürmeye de millet olarak her zaman hazırız, varız ama kime ne, sizin başkanlığınızdan, kime ne sizin şahsî kazanımlardan?
Sizin çocuklarınız sahte çürük raporu ile askerlikten kaçıp, Vatan ve Devlet için savaşmazken; hangi millet evladı sizin şahsi menfaatleriniz için, niye savaşsın? Siz ve aile efrâdınız rahat etsin diye millet evlatları niye ölüp öldürecekmiş ki?
Siz, kendinizi akıllı milleti ahmak mı zannediyorsunuz?
Milletin sükûtunu, ikrardan mı sayıyorsunuz? Diş gıcırtılarını, öfkeli soluyuşları hiç mi duymuyorsunuz?
Bunları; "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit!" uygulamasıyla söyleyip milleti ayıktırmaya uğraştığım için -biliyorum- bize kızıyorsunuz ama Vallahi biz size, en az on misli daha kızgınız!
Yanlışlarınızdan dönmedikçe kızgınlığımızın geçmesi de mümkün değil! Bizden söyleyip hatırlatması...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Hem de yaygın basından, ABD ve Rusya'nın Suriye konusunda anlaştıklarını okuyunca, hemen aklıma Allah'ın ikazı geldi!
Kremlin resmi internet sayfasında yapılan açıklamada Obama ile Putin'in 11-12 Şubat'ta Münih'te yapılan; "Uluslararası Suriye Destek Grubu Toplantısı"nın sonuçlarını olumlu değerlendirdikleri ve toplantıda onaylanan; insani yardıma önem verilmesi ve ateşkes rejiminin oluşturulmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi'nin onaylanan prensip ve kurallarının olumlu değerlendirildiği belirtildi."
"IŞİD ve diğer terör örgütleri ile başarılı ve planlı mücadele edilmesini sağlayacak Rusya Savunma Bakanlığı ve ABD Savunma Bakanlığı temsilcileri arasında sıkı çalışma temaslarının kurulmasının gerekliliğinin altı çizildi."
Bilin ki; "Eeey Rusya! Eeey Amerika!" diye, Kaç-AK Saraya toplatılan muhtarlara veya yandaşlara kükreme ile olmaz bu işler!
Türkiye'den önce onlardan dost edinerek onlardan olan Suudi Arabistan'ın savaş uçakları Türkiye'ye geldi, askerlerinin gelmesi de bekleniyor ve Türkiye'den Suriye'ye bir kara harekâtı planlanıyor! Aklınız başınızda mı, ne yapıyorsunuz siz?
Çok söyledik, az işitildi!
Prof. Dr. Haydar Baş Hoca, 30 yıldır ülkeyi bir baştan bir başa dolaşarak yaptığı panellerle, yazdığı makalelerle, yayınladığı kitaplarla Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi kapsamında, asıl hedefin Türkiye olduğunu, anlatıp durdu!
"Yanlış yapıyorsunuz! Ayıkın! Kafanıza akıl koyun! Bu vebâlin altından kalkamazsınız!" diye yüksek sesle uyardı!
Duymadınız, duymazdan geldiniz ve 80 milyonluk nüfusunun % 99'u Müslüman olan bir ülkeyi, Haçlı ile kol-kola Müslüman Suriye'nin üzerine saldırtmak üzeresiniz!
Kardeşim siz, kimden yanasınız!
Müslüman değil misiniz?
Müslümansanız başınız Kur'ân'a bağlı değil mi?
Önce; "Çanakkale geçilmez!" gerçeğini bellettiğimiz, sonra; "Ne mutlu Türk'üm diyene" formülü ile milletleşerek; "Yurtta sulh, cihanda sulh" prensibi ile yakaladığımız millî huzurumuza niye kastediyorsunuz?
Size ne verecekler?
Size vaad edilen veya verilen dünyalıkları yemenize, onları size kazandıranlar müsaade eder mi zannediyorsunuz?
Üsama bin Ladin'i, Saddam'ı, Hüsnü Mübarek'i, Kaddafi'yi, ne çabuk unuttunuz?
Vallahi, Vahidettin ne götürebildiyse siz de onu götürebilirsiniz ancak! Gelişen teknoloji sayesinde, kaçmakta veya saklanmakta Vahidettin şansına da sahip değilsiniz! Vallahi size dünya dar gelecek biliyor musunuz?
Tamam! İslâm'ın son ordusu Türk Milleti olarak İ'lây-ı Kelimetullah için savaşalım! Allah'ın adını bütün dünyaya yaymak için fütûhata çıkalım ama bu savaşlarda düşmanımız belli değil midir, kâfirler değil midir?
Kâfirlerle bir olup Müslümana vurmanın adı; Allah'a isyandır, Peygamber (s.a.a.)'i ve Kur'ân hükümlerini yok saymaktır! Sizin bu aymazlığınıza, "... gaflet, dalâlet ve hatta hiyânet"inize Müslüman Türk Milleti razı olur mu zannediyorsunuz?
Yahu! Siz bu milleti, hiç mi tanımıyorsunuz?
Bu milletin, demokrasi gereği başa getirdiği; "Siz isterseniz hilâfeti de getirebilirsiniz!" diyecek kadar şımarttığı Menderes'i astırıp, sonra ağladığını unuttunuz mu? Bu kadar mı balık hafızalısınız?
İçeride asayişi ve iç-barışı sağlayamadan, dışarıda, "Barış operasyonu" adıyla ülkeyi savaşa sokmaya hazırlanıyorsunuz! Yahu! Siz deli misiniz?
İleri Demokrasi ile semirtip şımarttığınız PKK'nın baharda toplu kalkışmaya hazırlandığını, sağır sultan bile duymuşken, milleti ve devleti yeni maceralara sokamazsınız!
Buna hakkınız var mı?
Bir "Başkanlık" sevdasına, bir milletin ve devletin istikbâlini risk edemezsiniz!
Kimler ne der, ne yaparlar bilemem ama şahsen Türk Milletçisi ve Vatanperver bir Mütedeyyin Müslüman Türk olarak ne beni, ne de çocuklarımı, bu savaşa ikna edemezsiniz, sokamazsınız da!
Defalarca yazıp hatırlattım tekrarlayayım ki;
Yasalarınıza âdil olursa uyarız!
Vergimizi Türk Lirasının değerini düşürmezseniz öderiz!
Can ve mal güvenliğimizi sağlarsanız dostunuzu dost, düşmanınızı düşman belleriz!
Aksi halde; kime ne, hele-hele bana ne sizin dostunuzdan veya düşmanınızdan!
Bağımsızlığımız için, Vatanın bölünmezliği için; Ezan dinmesin diye, Bayrak inmesin diye ölmeğe de, öldürmeye de millet olarak her zaman hazırız, varız ama kime ne, sizin başkanlığınızdan, kime ne sizin şahsî kazanımlardan?
Sizin çocuklarınız sahte çürük raporu ile askerlikten kaçıp, Vatan ve Devlet için savaşmazken; hangi millet evladı sizin şahsi menfaatleriniz için, niye savaşsın? Siz ve aile efrâdınız rahat etsin diye millet evlatları niye ölüp öldürecekmiş ki?
Siz, kendinizi akıllı milleti ahmak mı zannediyorsunuz?
Milletin sükûtunu, ikrardan mı sayıyorsunuz? Diş gıcırtılarını, öfkeli soluyuşları hiç mi duymuyorsunuz?
Bunları; "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit!" uygulamasıyla söyleyip milleti ayıktırmaya uğraştığım için -biliyorum- bize kızıyorsunuz ama Vallahi biz size, en az on misli daha kızgınız!
Yanlışlarınızdan dönmedikçe kızgınlığımızın geçmesi de mümkün değil! Bizden söyleyip hatırlatması...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017