Batı, İran'da "turuncu devrim" tohumunu atmaya çalıştı

İran seçimleri öncesi ve sonrası yaşananlar yeniden "turuncu devrim" tartışmalarını gündeme getirdi.Malum, başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler, işgal hesabı kurdukları ülkelerde bir takım taşeron siyasileri, basın ve medya mensuplarını, iş adamlarını, akademisyenleri vs kullanarak ve de bunları fonlarla destekleyerek o ülke ve yönetim aleyhinde propagandalar yapıyorlar, böylece halkı yavaş yavaş kemirerek bölünme fitnesini bir şekilde sokuyorlar.Eğer ülke yönetimleri dış mihraklı bu faaliyetlere gereken cevabı veremezlerse olaylar alıp başını gidiyor ve sonuç Batılı ülkelerin kulu kölesi olan bir idareye dönüşüm oluyor.Halk kulağa hoş gelen demokrasi, eşitlik, insan hakları, özgürlük adına sokaklara dökülüyor, başındakilere isyan ediyor, ama Batılı efendilerin kontrolüne girdikleri zaman bu kavramların içinin boş olduğunu görüp eski durumlarını arar hale geliyorlar.Batılı ülkeler kendi insanlarının hangi problemlerini çözebilmiş ki, rejimlerine müdahale ettiklerininkini çözebilsinler?Bugün ABD'de, AB'de milyonlarca insan aç ve yoksul. Ama binlerce zengin paraya para demiyor...Bugün ABD ve AB'de yapılan seçimlerin demokratik olduğunu kim söyleyebilir?Bush'un ikinci kez iktidara gelişini hatırlayın. Rakibi öndeyken bir anda bilgisayar sistemlerinde arıza çıkmış ve oylar aylarca elle sayılıp, Bush Başkan ilan edilmişti.Bugün İran'da mı daha demokratik bir seçim yapılıyor, yoksa ABD'de mi?ABD'de başlayan küresel krizin başlangıç sebebi, ABD halkının mortgage kredilerini ödeyemeyecek kadar gelir darlığı içinde olmaları değil miydi, hangi eşitlik, hangi özgürlükten bahsediyoruz?ABD, Hollanda, Almanya, İngiltere ve Fransa'da yaşayan göçmenlerin durumu çok mu rahat ki bu ülkeler İran'daki halka sahip çıktıklarının tiyatrosunu sergiliyorlar?Esasen Batı, İran seçimleri ile ilgili şu gerçeği çok iyi biliyor: İran'da Ahmedinecad da kazansa, Musavi de kazansa İran rejiminde ciddi bir değişiklik olmaz. Neden mi?Çünkü Cumhurbaşkanlığı makamının üzerinde oldukça etkin bir irade var İran'da...Zaten Batı'nın amacı Ahmedinecad'ı devirip yerine Musavi'yi koymak da değildi. Eğer bu olsaydı, seçim öncesi Musavi'yi Batı yandaşı ilan etmezlerdi.Çünkü gayet iyi biliyorlar ki, İran'da Batı yandaşı olmak seçimi kaybetmek için en önemli nedendi.Hatta Batı için, Musavi'nin kazanmasındansa kazanmaması daha iyiydi. Ancak o zaman turuncu devrimlere bir kapı aralanabilirdi.Batı, rejim etrafında kenetlenmiş olan İran halkını bugün istediği noktaya getiremeyeceğini çok iyi biliyor.Maksat yarının hesabı için bugünden fitneyi yerleştirmekti.Şimdilik beklenildiği gibi İran'ın dini lideri Ali Hamaney yaptığı Cuma hutbesiyle milyonlarca İranlıyı teskin etmeyi başardı, ama daha önceki yazımda da ifade etttiğim gibi Batı çok küçük de olsa oluşan bu yarayı sürekli kaşıyacaktır.Eğer İran yönetimi, bundan sonraki süreçte bu yaranın derinleşmemesini istiyorsa,  halkın refahını arttıracak sosyal ve ekonomik politikalar hayata geçirmek zorundadır.Rusya, Brezilya ve Çin, sosyal içerikli tüketim yanlı tek ekonomik model olan Milli Ekonomi Modeli'nden istifade ederek Batı'nın turuncu devrimlerine bir karşı duruş sergileyebildi.İran da bu örnekleri dikkate alırsa Batı'nın turuncu devrimlerine gereken cevabı verecektir.