Kuzey Irak'ta olan bitenlerden haberdarsınız herhalde.
Yeni Mesaj'ın dünkü manşetine göz atmışsınızdır.
Güneydoğumuzdaki, hemen yanıbaşımızdaki gelişmeler, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyi bir kez daha haklı çıkardı.
Kerkük başta olmak üzere Kuzey Irak'taki Türkmen kentleri, ABD-İsrail konsorsiyumu yöntemiyle yeniden şekillendiriliyor? Filistin topraklarındaki gibi.
Irak'ta çıkartılan petrolünün yüzde 60'ı, Kerkük ve mücavir alanındaki rezervlerden.
ABD beslemesi Peşmergeler, Kerkük'e tam çöreklendiler. Adamlar gizlemiyor; Washington Post yazıyor.
Kerkük'ün yerel konseyi ve polis gücü, Peşmergeler'in kontrolünde. Irak Türkmen Cephesi ise, Peşmergeleri kayırdığı gerekçesiyle bölgedeki Amerikan kuvvetlerini kınıyor. O kadar?
Gerisi bize bakıyor.
Hani Kerkük, Türkmen kentiydi? Hani 3 milyon Türkmen'in davasını güdüyorduk? Hani ABD, Musul ve Kerkük'ün Peşmerge kenti olmayacağı konusunda teminat vermişti, taahhütte bulunmuştu? Hani, Barzani ve Talabani'nin küstahça beyanatlarının kayda değer bir yanı yoktu?
Daha yatsı olmadan mumlar söndü.
Kerkük'te Türkmenler artık 'azınlık' statüsünde.
Kerkük'ün ABD'li sömürge komutanı William Mayville, Kerkük'teki etnik gruplardan oluşturduğu 24 üyeli yerel konseyde Türkmenlere 6 sandalye ayırdı.
Kerkük'te 500'den fazla mensubu bulunan polis gücü de ağırlıklı olarak Peşmergeler'den oluşuyor. Hatta Asuri Hıristiyanlara ayrılan polis kontenjanı da Peşmergeler'in?
Ooooh. Yağma Hasan'ın böreği.
Celal Talabani'nin liderliğini yaptığı Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) yetkilileri, Kerküklü Arapların ellerindeki malları satın almaya başladı. Bu çerçevede IKYB, kentteki Kürtlerin sayısı artırarak, gelecek günlerde ABD denetiminde yapılacak yerel seçimlerde şansını yükseltmek istiyor.
Dolar, Atlantik ötesinden?
Bu arada Mesut Barzani rahat durur mu?
Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) de Arapların gayr-ı menkullerini satın almaya başladı. Barzani, öncelikle şehirden ayrılan Kerkük'lü KDP'lilerin, özellikle daha önce İsrail'de eğitim verilmiş 'Yahudi Peşmergeler'in evlerine geri dönmeleri için talimat verdi. Ardından da Arapların ev ve arazilerini satın almaya başladı. Bu yöntem, "İsrail Yöntemi" olarak adlandırılıyor.
Para bol? Amerikan doları sebil.
ABD, onlara izin vermeden adım atabilirler mi? Bu işler, yüksek müsaadeli işler.
Hatırlarsanız, Türkiye'nin gözünü boyamak için bir ara güya ABD, Peşmergeler'e "Kerkük'ten çık" emri vermişti.
Kerkük-Musul, ABD hakemliğinde şimdi Barzani-Talabani takımlarının cirit alanı oldu.
Bizim durumumuz Mehter Takımı'ndan beter; iki ileri bir geri? Yeri gelmişken, değerli kardeşim Müslüm Karabacak'ın müsaadesiyle bir fıkra gider:
Bir gün Cennet'in kapıları şiddetle vurulmuş:
- Güm, Güm, Güm!!!
İçeriden seslenmişler:
- Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi heybetli bir ses:
- Biz İstanbul'u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz!
İçeriden, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, teşrifatıyla kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitler içeriye buyur edilmiş.
Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. 40 yıl sonra bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış:
- Güm, Güm, Güm!!!
İçeriden sormuşlar:
- Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses:
- Biz İstanbul'u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz!
İçeriden hemen karşı cevap gelmiş:
- Hadi oradan! Onlar 40 yıl önce geldi!
Dışarıdan yine ses gelmiş:
- Biz Mehter Takımı'yız; ancak geldik!
Kuzey Irak'ta ipleri ABD'ye teslim etmemizin ceremesini şimdi sadece Türkmenler çekiyor gibi görünse de, yarın bizim başımızın ağrıyacağı muhakkak; zira onlar bizim elimiz, oralar bizim ilimiz.
Bizim gibi, bir delikten bu kadar çok ısırılan bir başka millet var mı, bilemiyorum.
BTP Genel Başkanı'nın önceki akşam TV sohbetinde altını çizdiği üzere, Türkiye kendini toparlamaz, gücünü hissettirmez ise daha çoook çoraplar örülecek başımıza.
Güneydoğumuz, ikinci Filistin olmaya yüz tuttu.
40 yıl geçti; ama Musul ve Kerkük'teki bu Amerikan-İngiliz-İsrail oyununu hala bozamadık. Mehter Takımı'ndan ağır kaldık gibi.
Vahametin bu kadarını da 'görmezlikten gelebilmek' için sadece körükörüne Amerikancı olmak yetmez; biraz da 'hıyanet içinde' olmak lazım gelir sanki? Değil mi?
Yeni Mesaj'ın dünkü manşetine göz atmışsınızdır.
Güneydoğumuzdaki, hemen yanıbaşımızdaki gelişmeler, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyi bir kez daha haklı çıkardı.
Kerkük başta olmak üzere Kuzey Irak'taki Türkmen kentleri, ABD-İsrail konsorsiyumu yöntemiyle yeniden şekillendiriliyor? Filistin topraklarındaki gibi.
Irak'ta çıkartılan petrolünün yüzde 60'ı, Kerkük ve mücavir alanındaki rezervlerden.
ABD beslemesi Peşmergeler, Kerkük'e tam çöreklendiler. Adamlar gizlemiyor; Washington Post yazıyor.
Kerkük'ün yerel konseyi ve polis gücü, Peşmergeler'in kontrolünde. Irak Türkmen Cephesi ise, Peşmergeleri kayırdığı gerekçesiyle bölgedeki Amerikan kuvvetlerini kınıyor. O kadar?
Gerisi bize bakıyor.
Hani Kerkük, Türkmen kentiydi? Hani 3 milyon Türkmen'in davasını güdüyorduk? Hani ABD, Musul ve Kerkük'ün Peşmerge kenti olmayacağı konusunda teminat vermişti, taahhütte bulunmuştu? Hani, Barzani ve Talabani'nin küstahça beyanatlarının kayda değer bir yanı yoktu?
Daha yatsı olmadan mumlar söndü.
Kerkük'te Türkmenler artık 'azınlık' statüsünde.
Kerkük'ün ABD'li sömürge komutanı William Mayville, Kerkük'teki etnik gruplardan oluşturduğu 24 üyeli yerel konseyde Türkmenlere 6 sandalye ayırdı.
Kerkük'te 500'den fazla mensubu bulunan polis gücü de ağırlıklı olarak Peşmergeler'den oluşuyor. Hatta Asuri Hıristiyanlara ayrılan polis kontenjanı da Peşmergeler'in?
Ooooh. Yağma Hasan'ın böreği.
Celal Talabani'nin liderliğini yaptığı Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) yetkilileri, Kerküklü Arapların ellerindeki malları satın almaya başladı. Bu çerçevede IKYB, kentteki Kürtlerin sayısı artırarak, gelecek günlerde ABD denetiminde yapılacak yerel seçimlerde şansını yükseltmek istiyor.
Dolar, Atlantik ötesinden?
Bu arada Mesut Barzani rahat durur mu?
Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) de Arapların gayr-ı menkullerini satın almaya başladı. Barzani, öncelikle şehirden ayrılan Kerkük'lü KDP'lilerin, özellikle daha önce İsrail'de eğitim verilmiş 'Yahudi Peşmergeler'in evlerine geri dönmeleri için talimat verdi. Ardından da Arapların ev ve arazilerini satın almaya başladı. Bu yöntem, "İsrail Yöntemi" olarak adlandırılıyor.
Para bol? Amerikan doları sebil.
ABD, onlara izin vermeden adım atabilirler mi? Bu işler, yüksek müsaadeli işler.
Hatırlarsanız, Türkiye'nin gözünü boyamak için bir ara güya ABD, Peşmergeler'e "Kerkük'ten çık" emri vermişti.
Kerkük-Musul, ABD hakemliğinde şimdi Barzani-Talabani takımlarının cirit alanı oldu.
Bizim durumumuz Mehter Takımı'ndan beter; iki ileri bir geri? Yeri gelmişken, değerli kardeşim Müslüm Karabacak'ın müsaadesiyle bir fıkra gider:
Bir gün Cennet'in kapıları şiddetle vurulmuş:
- Güm, Güm, Güm!!!
İçeriden seslenmişler:
- Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi heybetli bir ses:
- Biz İstanbul'u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz!
İçeriden, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, teşrifatıyla kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitler içeriye buyur edilmiş.
Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. 40 yıl sonra bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış:
- Güm, Güm, Güm!!!
İçeriden sormuşlar:
- Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses:
- Biz İstanbul'u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz!
İçeriden hemen karşı cevap gelmiş:
- Hadi oradan! Onlar 40 yıl önce geldi!
Dışarıdan yine ses gelmiş:
- Biz Mehter Takımı'yız; ancak geldik!
Kuzey Irak'ta ipleri ABD'ye teslim etmemizin ceremesini şimdi sadece Türkmenler çekiyor gibi görünse de, yarın bizim başımızın ağrıyacağı muhakkak; zira onlar bizim elimiz, oralar bizim ilimiz.
Bizim gibi, bir delikten bu kadar çok ısırılan bir başka millet var mı, bilemiyorum.
BTP Genel Başkanı'nın önceki akşam TV sohbetinde altını çizdiği üzere, Türkiye kendini toparlamaz, gücünü hissettirmez ise daha çoook çoraplar örülecek başımıza.
Güneydoğumuz, ikinci Filistin olmaya yüz tuttu.
40 yıl geçti; ama Musul ve Kerkük'teki bu Amerikan-İngiliz-İsrail oyununu hala bozamadık. Mehter Takımı'ndan ağır kaldık gibi.
Vahametin bu kadarını da 'görmezlikten gelebilmek' için sadece körükörüne Amerikancı olmak yetmez; biraz da 'hıyanet içinde' olmak lazım gelir sanki? Değil mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019