Rusya-Ukrayna savaşı uzadıkça daha tehlikeli bir hal almaya başladı. Yapılan açıklamalara ve yaşanan gelişmelere bakılırsa, iki devlet arasında süregelen bu savaş, Avrupa-Rusya savaşına dönme eğilimi gösteriyor.
Şu açıklamalar bile durumun vahametini ortaya koyuyor:
Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, "Avrupa Rusya'yla savaşıyor" dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, "Ukrayna'da olup bitenlerden bahsettiğimizde, bunun artık hibrit savaşı değil, Batı'nın Rusya'ya karşı uzun süredir hazırladığı neredeyse gerçek bir savaş olduğunu konuşuyoruz" ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Biden, geçen sene 11 Mart 2022 tarihinde, "Ukrayna'ya Amerikan yapımı tank, uçak gibi taarruz silahları vermek, Amerikan pilotları ve askerleri göndermek 3'üncü Dünya Savaşı anlamına gelir" demişti.
Eski ABD Başkanı Trump, kendi sosyal medya platformu Truth (Gerçek) üzerinden yaptığı paylaşımda, "Önce tanklar gelir, sonra nükleer silahlar. Bu çılgın savaşı durdurun! Yapması da oldukça kolay" uyarısında bulundu.
ABD, tüm Avrupa ülkelerini gaza getirdi ve Ukrayna'ya tank vermeleri konusunda baskılar uygulamaya başladı.
Örneğin Almanya, kendisi Leopard 2 tankı vermezken, bu tanklardan daha önce almış olan ülkelerin de Ukrayna'ya ihraç etmesine izin vermiyordu.
Almanya, ABD'nin baskısı sonrası engeli kaldırdı, Ukrayna'ya Leopard 2 ihraç edilmesine izin verdi. Ukraynalı tankçıların da Almanya'da eğitilmesine karar verildi.
Tank konusunda Avrupa ülkelerine baskı uygulayan ABD'nin bu konuda pasif durması da dikkat çekiyor. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, ABD Başkanı Biden "3'üncü Dünya Savaşı çıkar" demesine rağmen, ABD Ukrayna'ya tank gönderme kararı aldı. ABD'den önceki gün yapılan açıklamada, M1A2 Abrams muharebe tanklarının bir yıl içinde Ukrayna'ya verileceği, 31 tankın teslim edileceği söylendi.
Abrams tankları, Rusya tarafından, "Çatışmayı ileri seviyeye götürme hamlesi" olarak yorumlandı.
ABD'den daha sonra yapılan açıklama ise kafaları karıştırdı.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, "ABD depolarında boş bekleyen tanklarımız yok, bu yüzden sevkiyat aylar alacak" dedi.
Görünen o ki, ABD, tüm ülkeleri tank vermeye zorlarken, kendisi "Oynamak istemeyen gelin 'yerim dar' dermiş" atasözünde olduğu gibi, işi sürüncemeye bıraktı.
Abrams tanklarının üretildiği fabrikanın şu anda tamamen Tayvan ve Polonya'dan gelen siparişleri karşılamaya yönelik çalıştığı, kapasitesinin de ayda sadece 12 tank olduğu belirtildi.
ABD işi zamana yayarken, AB ülkeleri, özellikle Almanya, İsveç, Finlandiya, İspanya ve Polonya, Ukrayna'ya tank göndermeye başladılar.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, ülkesinin Ukrayna'ya silah desteğine devam ettiğini belirterek "Ukrayna'ya şimdiye kadar 250 tank gönderdik" dedi.
Morawiecki, Batı'nın Ukrayna'ya daha gelişmiş silahlar sağlayarak destek verme konusunda daha cesur olması gerektiğini vurguladı.
Ülkesinin Ukrayna'ya silah desteğine devam ettiğini kaydeden Morawiecki, "Ayrıca önümüzdeki haftalarda en gelişmiş tanklarımızdan 60'ını daha göndereceğiz. Ek olarak 14 Leopard tankı teslim edeceğiz. Yani bu sayı 300'e ulaşacak" dedi.
Hırvatistan Devlet Başkanı Zoran Milanovic'in açıklamaları ise oldukça dikkat çekici… Milanovic, Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock'un "Avrupa Rusya'yla savaşıyor" açıklamasına tepki göstererek "Benim bundan haberim yoktu. Almanya, Rusya'yla savaşta olabilir, kendilerine iyi şanslar. Umarım Berlin, 2. Dünya Savaşı'ndakinden daha şanslı olur" ifadelerini kullandı.
Hırvatistan'ın Almanya ve İngiltere gibi Ukrayna'ya askeri destek vermeyi düşünmediğini kaydeden Hırvat lider, "Savaşa mı girmemizi istiyorsunuz?" diye konuştu. Uzun süredir siyasette olduğunu ama böyle bir çılgınlığı hiç görmediğini kaydeden Milanovic, Almanya ve ABD'nin Ukrayna'ya tank vermesinin savaşı uzatmaktan başka bir işe yaramayacağını belirtti.
Kremlin Sözcüsü Peskov da, Almanya ve ABD'nin Ukrayna'ya tank ve ağır silah gönderme kararını "savaşa doğrudan dahil olma" olarak değerlendirdiklerini belirtti.
ABD, bir taraftan Avrupa'yı daha da savaşın içine doğru iterken, Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılması konusunda da Türkiye'ye baskıları artırdı.
ABD'nin önde gelen yayın organlarından Wall Street Journal gazetesinin haberine göre ABD'li yetkililer geçen ay, Türk şahıs veya kurumların para ve hapis cezası alabileceği uyarısını Ankara'ya iletti. ABD yönetiminin Türkiye'ye, ABD yapımı Rus yolcu uçaklarına Türkiye'deki havalimanlarında hizmet ve teknik destek verilmemesi konusunda uyarıda bulunduğu bildirildi.
Netice olarak şunları söyleyebiliriz:
Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin Rusya ile gerilim yaşamaları, hatta savaşmaları ABD'nin yıllardır arzu ettiği bir hedef. ABD'nin en çok korktuğu gelişmelerden birisi Almanya'nın Rusya ile iyi ilişkiler kurması. Hatta Merkel'in başbakanlığında Almanya, Rusya ile sıkı ilişkiler kurmaya başlamıştı, bu ABD'yi oldukça ürkütmüştü. O dönemde Amerikan Washington Examiner dergisinde yer alan yazıda, "Almanya'nın NATO'nun nominal (sembolik) bir üyesine dönüştüğü" belirtilmişti. İşte ABD, Ukrayna savaşı ile bir taşla birkaç kuş vurmanın hesabını kuruyor: Rusya'yı Ukrayna ile meşgul etmeyi başardı; Almanya-Rusya ilişkilerini düşmanlığa çevirdi; şimdi de Türkiye'yi Rusya'nın aleyhine kışkırtmaya çalışıyor.
Peki, Rusya bunları hiç hesaba katıyor mu? Şimdiye kadar yaşanan gelişmeler gösterdi ki, pek hesaba katmıyor.
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025