Dün 30 Ağustos 2005'ti. Büyük Zafer'imizin 83. yıldönümünü bütün yurtta coşku ile kutladık.Bu zaferlerimizin olduğu günler bizler için sevinç vesilesidir. Törenler düzenleriz, millet olarak tarihimizi ve varoluş sebeplerimizi hatırlar ve birbirimizle daha da kenetleşiriz.Esasen şu nükteyi de asla unutmamalıyız:Zaferlerimizi ve milli bayramlarımızı gerçek manada kutlamak, o zaferlerin ve de milli bayramların gereklerini yerini getirmekle mümkündür.Tam 83 yıl önce Büyük Zafer'le aziz vatanımız işgalcilerden tamamen temizlendi ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ne büyük bir kapı açıldı.30 Ağustos'la birlikte esaret zincirleri kırıldı, manda ve himaye mantığı tamamen ortadan kaldırıldı.30 Ağustos'la bu milleti bölmek isteyenlerin bütün projeleri suratlarına çarpıldı ve "geriye dön marş marş denerek" denize döküldü. Bu ruhu kavramadan "Ben 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyorum" diyebilmek mümkün değildir. "Kürt sorunu" diyerek bu aziz milleti kamplaştırmaya çalışanlar bu ruhu kavrayamazlar. Çünkü 30 Ağustos'ta zaferi bu milletin doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyle tek bilek tek yürek, yan yana şehit olarak kazandığı bir zaferdir. 30 Ağustos Zafer Bayramı, birliğin ve beraberliğin sembolüdür.Bizden Kıbrıs'ı ve Ege'yi isteyen, "sözde Ermeni soykırımını tanıyın" diyen, "Patrikhane'yi ekümenik olarak kabul edin" diyerek sur içinde Vatikan modeli bir din devletinin kurulmasının önünü açan, Pontus projeleriyle Karadeniz'imize el uzatan, ekonomik konularda aleyhimize müdahale eden, dinimize, dilimize, kültürümüze, hatta Türklüğümüze karışan bir AB hayaline gönlüne kaptıranlar 30 Ağustos Zafer Bayramının ruhunu kavrayamazlar.Çünkü dün ülkemizi işgal edip akla hayale gelmeyen zulümleri yapanlar bu AB ülkeleri ve de onların uzantıları değil miydi? Amaçları bu aziz milleti Anadolu coğrafyasından tamamen söküp çıkarmak değil miydi? Vatanımıza, namusumuza, toprağımıza, bayrağımıza, sahip olduğumuz bütün değerlere göz dikenler bunlar değil miydi? Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere ceddimiz bu kan emicilerin elinden vatanı kurtarmak için her şeylerini feda ettiler, bizler ise masa başında bütün kazanımlarımızı terk etme yolundayız. Yazık bize.Bu arada bazı yorumcular dikkatimi çekiyor. 29 Ekim, 23 Nisan, 30 Ağustos gibi milli bayramlarımızı "klişeleşmiş tarih" olarak ifade ediyorlar. Onlara göre "ne Cumhuriyet tehdit altındaymış ne de Türkiye".Mustafa Kemal Atatürk eğer bugün yaşasaydı, sizce bu aydın geçinen yorumculara nasıl muamele ederdi?Sen, gelecek nesillerin hür ve bağımsız yaşasın diye hayatın bütün güzelliklerinden ödün veriyor, geceni gündüzüne katıyorsun, ama nesillerin içinden çıkanlar senin bu gayretlerine tarihin klişeleşmesi olarak değerlendiriyor. Topraklarımız karış karış satılıyor.Yıllarca büyük emekler harcanarak bugünlere getirilen ve ekonominin bel kemiği olan kurumlarımız yabancılara ya da yerli uzantılarına peşkeş çekiliyor.Durmadan artan borç ve cari açıkla ekonomimiz çökertiliyor."Dinlerarası diyalog", "medeniyetler buluşması" adı altında bu aziz millet Hıristiyan yapılmaya çalışılıyor.Türkiye Cumhuriyeti devletinin teminatı ve de tapusu olan Lozan deliniyor. Bir ve beraber olan aziz milletimiz azınlıklara bölünmeye çalışılıyor.30 Ağustos'un bir ürünü olan milli egemenliğimizin, en yetkili ağızlardan, dün 30 Ağustos'ta denize döktüklerimize devri konuşuluyor ve bu noktada adımlar atılıyor.Ama aydın geçinen bizim yazar çizer takımı "Türkiye ve Cumhuriyet tehdit altında değil" yorumlarıyla meşgul.Milleti ayıktırmakla görevli olanlar, millete ninni söylemekle, milleti uyutmakla meşgul.Milleti egemen olarak, yine milletin iradesiyle yönetmekle mükellef olanlar ise egemenliği devretmekle meşgul.Ey güzel Atam, bir görseydin şu halimizi. Kimlere emanet etmişsin bu aziz ülkeyi.Hepinizin Zafer Bayramını tekrar kutluyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025