Türk milletinin tarihi inisiyatif alanı olan geniş coğrafya üzerinde Büyük Ortadoğu Projesi yürüten ABD ve ham üyelik hayaline tutulmuş Türkiye'ye Sevr'i dayatan AB, Müslümanların kendilerini sevmelerini istiyor.Ülkemizdeki stratejik ortaklarına ve bölgemizdeki taşeronlarına bu vazifeyi verdiler: Ya ABD ve AB'yi sevdir; yahut refüze et, devre dışı bırak?Hem işgal etmeye devam edecekler, hem de sevilecekler. Hem bölüp parçalamayı sürdürecekler, hem de sevilecekler? ABD bunu dayatıyor, AB bunu istiyor.Halbuki, hani, bizde muhteşem bir tabir var; zorla güzellik olmaz? Nitekim Türk milleti arasında yapılan birçok kamuoyu yoklaması, ABD ve AB politikalarına yüzde 90'lara varan bir karşıtlığın var olduğunu gösteriyor. Toplum, ABD ve AB'nin hiçbir ortalığa sığmayan çifte standartlarını ve işgallerine pirim vermiyor.ABD ve AB, lafı hiç dolandırmadan ve açık bir dille, ne pahasına olsun, toplumunuzun bizleri sevmelerini sağlayacaksınız, diyor, yerli ortakçılarına?Şubat ayında Ankara'yı ziyaret eden Savunma Bakan Yardımcısı Douglas Feith, "Amerikan karşıtı hisler ilişkilerimizi zedeliyor. Demokratik ülkeler arasındaki ilişkilerden bahsettiğinizde, bu ilişkilerin hükümet yetkililerinin ötesinde, halk tarafından da değerli addedilmesi önemlidir. Aksi takdirde ilişki gerçekten sürdürülemez. Umuyoruz ki, müttefikimiz olan ülkelerdeki yetkililer, bizim ülkemizde bu ilişkiye yönelik sağladığımız kamuoyu desteğini sağlayacak biçimde kendilerini adarlar " şeklinde, aba altından değil, açık açık sopa gösteriyor, tehdit ediyor. ABD'li Feith, bizi halkınıza sevdiremez veya bizi sevmeyenleri devre dışı bırakmazsanız, siziz oyundan atarız, diyor.Stratejik ortaklar, 'Vazifemiz efendim!' edasıyla kafa sallıyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış'ı alıyor bir telaş? Bağış,"ABD'nin Kuzey Irak'ta istihbarat paylaşımına başlamasından sonra Türkiye'deki desteği yüzde 69'a yükselmiştir" türünden sözlü ve yazılı izahat getirmek zorunda kalıyor. Lakin AKP kurmayları ne yaparlarsa yapsınlar, ABD yönetimi, vereceği notu yine veriyor. İşte not:Pittsburg Post, Bush yönetimi aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 35 ülkede doğan her kişiyi "potansiyel terörist" olarak kabul etmeye hazırlandığını haber veriyor... Bu ülkeler arasında İran, Suriye ve Kuzey Kore gibi ülkelerin yanı sıra; Amerika'nın, İslam coğrafyasındaki en yakın müttefikleri de bulunuyor. Listede Türkiye, Mısır, Ürdün gibi ülkeler de var. Yani ABD'ye göçmenlik başvurusu yapan bir kişi Türkiye'de doğduysa ya da yakın akrabaları Türkiye'de yaşıyorsa potansiyel terörist damgası yiyecek.Bu bağlamda, 11 Eylül sonrası türetilen el-Kaide kılıfın akabinde son yıllarda türetilen ulusalcı veya el-Ulusalcı patenti, bu "ABD veya AB politikalarına teslim olmayanları devre dışı bırakma" yöntemine dönüştürüldü.Vatanının işgal edilmesine razı olacaksın; yoksa el-Kaide yapıp kodese yollarlar. Vatanının, topraklarının ve işletmelerinin ecnebiye peşkeş çekilmesine destek vereceksin, kafa sallayacaksın; yoksa "ulusalcı" veya "el-Ulusalcı" paketine sarıp mahkeme kapılarında veya hapislerde süründürürler? Topluma böyle bir "F tipi gözdağı" verilmek isteniyor.Milletimiz, ABD ve AB yandaşlığı adına sergilenen bu pervasızlığa yabancı değil. Amerika'da mukim Fetullah Gülen, "ulusalcıların varlığına ilişkin rahatsızlığını" seslendirirken (Bkz. Aktüel Dergisi, sayı 14), aynı günlerde Zaman'e gazetenin AKP vekili eşli yazarı Mümtaz'er Türköne "Kuvva-yı milliyecilik çeteciliktir" diyor (Bkz. Mümtaz'er Türköne, Derin devlet ve Kuvva-yı Milliye, Zaman Gazetesi, 29 Nisan 2005).Mevsim uygun olacak ki, Emniyet Teşkilatı'ndan bir grup zevat da, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a brifing vererek "ulusalcılığın terörle mücadele kapsamında bir tehdit" olarak algılanması gerektiğini salık veriyor.Bu türden yaklaşımlar, hiç de tesadüfi gelişmeler değildir. Hatta bu tarz yaklaşımların mazisi epeyce de eskiye dayanır. İşgalcilere karşı "milli duruş sergileyen"leri çeşitli yaftalarla devre dışı bırakmaya kalkışmak, ta Osmanlı'nın dağıtılması sürecindeki mandacı ve işgalci yanlısı vaziyetten beslenmektedir, ilhamını oralardan almaktadır. Nitekim İngilizler tarafından kurdurulan ve yönetim kurulunda Said-i Kürdî'nin de bulunduğu zamanın Cemiyet-i Müderrisîn namlı Teâl-i İslam Cemiyeti, 26 Eylül 1919'da İkdam gazetesinde "fetva ilanatı" yaparak; Türk milletini, İngiliz ve Yunan işgaline karşı direnen Kuvay-ı Milliye'ye destek vermemeye, hatta "hain, eşkıya, katil canavarlar ve lanetlik" ilan ettikleri M. Kemal Atatürk önderliğindeki Kuvay-ı Milliye kadrosuna karşı mücadele etmeye çağırıyor, kesinlikle İngiliz ve Yunanlılara karşı gelinmemesini tavsiye ediyordu (Bkz. İkdam gazetesi, 26 Eylül 1919; Yücel Özkaya 'Ulusal Bağımsızlık Savaşı Boyunca Yararlı ve Zararlı Dernekler', Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt IV, Sayı 10, Kasım 1987; Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüd - ATESE Arşivi, Klasör 86, Dosya 144/1318, Fihrist 240; Muharrem Bayraktar, Yeni Mesaj gazetesi, 28 Nisan 2005; M. Latif, Yeni Asya, 11 Mayıs 2005; T. Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasi Partiler, c. II, s. 384-396).Ülkemizin ve milletimizin başına şu kadar çorap örenler ve bölgemizi işgal edenler, dün olduğu gibi bugün de, bazı yerli taşeronları kullanarak vatanına, bayrağına, bağımsızlığına dinine ve devletine sahip çıkanları devre dışı bırakmaya kalkışsalar da, bunda muvaffak olamayacaklar? Dün de muvaffak olamadılar. Bu iş için, işgalden de beter, çok ama çok yanlış bir yol seçtiler çünkü? Zorla güzellik olmadığı gibi, zulûm ile de payidar olunmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019