10 Mayıs Cumartesi, Danıştay'ın 146. kuruluş yıldönümüydü, daha önce de Anayasa Mahkemesi, 52. kuruluş yıldönümünü kutlamıştı. Yargının tepesindeki bu şenlikler Başbakan için karabasana dönüşürken ortaya çıkan tablo evlere şenlikti.Başbakan ilk ciddi uyarıyı Anayasa Mahkemesi Başkanı'ndan alırken peşinden ince bir fırça da Danıştay Başkanı'ndan gelince kurban Metin Feyzioğlu oldu! Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı yani yargının kurucu unsurlarından savunmanın en üst meslek birliğinin başı. Avukatların temsil edildiği meslek kuruluşları olan Baroların çatısındaki TBB'nin en üst düzey temsilcisi olarak "protokol"de yeri var. Niye mi, bunları sıralıyorum? Başbakan'ın Yüksek Mahkeme Başkanları'na karşı susup, yutkunması, karşılık verememesi ve de bunların birikimi, TBB Başkanı'na patlamasına neden oldu. Ne talihsiz adammış Feyzioğlu, kavgada söylenmeyecek lâfları işitti Başbakan'dan onca ahâli önünde. Ne edepsizliği kaldı ne de yalancılığı. Oysa, kendisinin Başbakan'a karşı edep dışı sözleri yoktu, davranışı da öyle; istese de edebe mugayir (aykırı) durumu olamazdı zaten. Buna ne yetişme tarzı ne de aile izin verirdi. Öyle bir aile ki, manevi babası ve dedesi Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu, örnek hocalığı yanında temiz siyasetin simgelerinden biri. Amcaları Prof. Dr. Feyzi Feyzioğlu ve Prof. Dr. Bedii Feyzioğlu, her ikisi de İstanbul Hukuk Fakültesi'nde hocalarım olmuştu.Başbakan üst üste aldığı uyarılardan sonra TBB Başkanı'nı dişine göre bulup da, Yüksek Mahkeme Başkanları'na söylemeye cesaret edemediği hakaretleri Sayın Feyzioğlu'na karşı peş peşe sıralamıştı.Şunun şurasını anlıyoruz; Başbakan kabadayılarıyla nam salmış bir semtten geliyor, buna bir de Karadenizlilerin sert mizacını katarsanız varın siz hesap edin olacakları?Anlamadığımız ise, bir başbakanın protokol çerçevesinde yapılan konuşmayı dinleme nezaketini bile gösterememesi. Mizaç, karakter ayrı, devlet adamlığı kumaşı ve sorumluluğu, erkân ve âdabı ayrıdır. Bunlar birbirine karıştırılıyorsa ortaya hukuk kabadayılığı da çıkar, sert söz ve davranışlarla insanları örselemek de.TBB Başkanı gerçekten Başbakan'ın dişine göre miydi? Hayır!Başbakan; iddia, savunma ve hüküm'den oluşan yargının, kurucu unsurlarından biri olan savunmanın mahkemelerle eş değer olduğunun farkında değil, TBB Başkanlığı'nın Mahkeme Başkanları ile aynı hizada olduğunun da bilincinde değil ki, horoz dövüşü gibi, mahalle kavgası gibi bir ortamda takındığı tavra Cumhurbaşkanı eliyle müdahale ediyor kavgacıları ayırırcasına? el insaf! Taraflardan biri Başbakan, diğeri TBB Başkanı ve de elle olayı önlemeye çalışan Cumhurbaşkanı; eksik olan tabloda Aziz Nesin'in imzası. Velhâsıl Yüksek Mahkeme salonunu da Meclis sıralarına çevirdiler.Yargının kurucu unsuru olan avukatlık mesleğinin "meslek örgütü" olan "baro"lar ve "Türkiye Barolar Birliği"nin Anayasa'nın "Yargı" bölümünde yer alması gerektiği açıktır.Hukuk devletinde bağımsız savunmayı temsil eden Avukat, halkın hak arama özgürlüğünün sesi ve teminatıdır.Yargının asli ve kurucu unsuru olan savunma ve yine yargının itici gücü olan savunma kuruluşları, âdil/düzgün ve güvenilir yargılanmanın ve hukuk devletinin de güvencesidir.AKP iktidarının avukatlar üzerinde kurmak istediği baskı ortadadır;Zorla götürüldükleri hastane koridorunda, yere yatırılıp başlarına basılarak, avukatların kan, kıl, tükürük örnekleri alınıyor. Savcı, rutin bir işlemdir diyerek, bu uygulamaya destek oluyor. Bütün bunlar baskı ve tâcizdir.Avukata baskı varsa âdil yargılama olmaz.Başbakan'ın TBB Başkanı Avukat Metin Feyzioğlu'na kin ve nefretle yüklenmesinin arkasındaki bir gerçek de budur.Mensubu olduğum mesleki birliğin Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu'na alenen hakaret eden Başbakan'dan kamuoyu önünde davacı olduğumu beyan ederim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023