Bugün yapılması gereken en önemli hizmetlerden birisi insanlara umut sunabilmek olsa gerektir. En fazla ihtiyaç duyulan bir ilaç, ekmek su gibi? ÜMİT aslında bu bir tebliğ ve irşat faaliyetidir. Kısa vadeli, orta vadeli, uzun vadeli, aylık, yıllık ve günlük umutlar batılı yıkacak en önemli araçtır, toplumun karşılaştığı sorunlara bir çıkış sunabilmek. Karşınızda mutlak yanlış ve batıl bir oluş varsa ona karşı, onun oyunu bozacak stratejik umutlar olmalıdır. Yoksa toplumun vereceği cevap bellidir, ne yapsınlar demek, her olayı kader havale etmek vb... İnsanlar önlerine gelen yeni ümit ve hayaller ile kendilerini sorgulayabilir ve değişime kapı açarlar. "Bir toplum kendi nefislerindekini değiştirmedikçe Allah da o toplumun gidişatını değiştirmez." (Rad 13/11). Nitekim tarih bunun örnekleri ile doludur, Yunus (AS) kavmi son anlarda bir ümit, tevbeye sarılarak helakten kurtulmuştur.
Nihayetinde biz kuluz; insanların önüne koyacağınız ümitlerin tam onikiden vurmasına gerek yok, mükemmel olmasına da gerek yok! Yeter ki yanlış gidişatı sorgulatsın acaba dedirtsin. Dolayısıyla dış politika, güvenlik, sosyal hayat, dini hayat, ekonomik gidişat ile ilgili topluma anlık, günlük kısa, orta ve uzun vadeli doğru ümitler ortalığa dökmeliyiz. Her kafadan çıkan bu ümitlerin bir kısmı mutlaka kök salacak, tartışılacak ve batılın yanlış rüzgârların erozyonuna set olacaktır. Çağlara ışık tutan büyük mürşit İbn-i Arabi şu sözü ile bunu ifade etmiştir: "Belayı değil, ümitlerinizi dillendirin."
Bugünlük ümitlerden bir tane de ben sunayım: Türk Hükümeti, Prof. Dr. Haydar Baş hocanın tavsiyesine uyuyor ve Esad takıntısından kurtuluyor. Atatürk'ün yaptığı bölgesel Sadabat Paktı gibi bir oluşuma öncülük ediyor. Türkiye, İran, Suriye ve Irak devlet başkanları İstanbul'da birlikte yemekte ortak basın toplantısı yapıyor;
a) Her şeyi bir kenara bırakıp ve sorunlarımızı silahla değil konuşarak halledeceğiz,
b) Bu dört devlet birbirinin toprak bütünlüğüne destek olacak ve resmi ordular dışında ülke içinde kimse silah taşıyamayacak,
c) Barış sağlandıktan sonra dört ülke olarak ve ticari hayatta gümrük birliğine gireceğiz ve mevzuat farklarını en aza indireceğiz,
d) Beş yıl içinde bu dört ülkede bulunan bütün yabancı askeri üsler kapatılacak.
İşte coğrafyada insanların aradığı ümitlerden birisi budur. Gerçekleşebilme ihtimali binde bir olsa bile, etrafımıza her yere çiçekler gibi çeşit çeşit ümitler saçalım. Birisi mutlaka kök salacak hayat bulacaktır. Hak gelmeden bâtıl zail olmaz. Mümin ümitsizlik içinde olmaz.
Bu gerçekleştiği takdirde düşmanlık yerine kardeşlik konuşulur, ülke içinde ayrı gayrı kalmaz, birlik beraberlik sağlanır.
Mevcut durumun tespitinin ötesine geçemeyen kanalların gedikli stratejistleri bu önerimize kulak vermeye davet ediyorum. Milletimiz zaten korku ve endişe içerisindedir. Yeşeren ümitlere, çıkış yollarına ve çareye ihtiyacı vardır. Ümit eken rahmet biçer.
Nihayetinde biz kuluz; insanların önüne koyacağınız ümitlerin tam onikiden vurmasına gerek yok, mükemmel olmasına da gerek yok! Yeter ki yanlış gidişatı sorgulatsın acaba dedirtsin. Dolayısıyla dış politika, güvenlik, sosyal hayat, dini hayat, ekonomik gidişat ile ilgili topluma anlık, günlük kısa, orta ve uzun vadeli doğru ümitler ortalığa dökmeliyiz. Her kafadan çıkan bu ümitlerin bir kısmı mutlaka kök salacak, tartışılacak ve batılın yanlış rüzgârların erozyonuna set olacaktır. Çağlara ışık tutan büyük mürşit İbn-i Arabi şu sözü ile bunu ifade etmiştir: "Belayı değil, ümitlerinizi dillendirin."
Bugünlük ümitlerden bir tane de ben sunayım: Türk Hükümeti, Prof. Dr. Haydar Baş hocanın tavsiyesine uyuyor ve Esad takıntısından kurtuluyor. Atatürk'ün yaptığı bölgesel Sadabat Paktı gibi bir oluşuma öncülük ediyor. Türkiye, İran, Suriye ve Irak devlet başkanları İstanbul'da birlikte yemekte ortak basın toplantısı yapıyor;
a) Her şeyi bir kenara bırakıp ve sorunlarımızı silahla değil konuşarak halledeceğiz,
b) Bu dört devlet birbirinin toprak bütünlüğüne destek olacak ve resmi ordular dışında ülke içinde kimse silah taşıyamayacak,
c) Barış sağlandıktan sonra dört ülke olarak ve ticari hayatta gümrük birliğine gireceğiz ve mevzuat farklarını en aza indireceğiz,
d) Beş yıl içinde bu dört ülkede bulunan bütün yabancı askeri üsler kapatılacak.
İşte coğrafyada insanların aradığı ümitlerden birisi budur. Gerçekleşebilme ihtimali binde bir olsa bile, etrafımıza her yere çiçekler gibi çeşit çeşit ümitler saçalım. Birisi mutlaka kök salacak hayat bulacaktır. Hak gelmeden bâtıl zail olmaz. Mümin ümitsizlik içinde olmaz.
Bu gerçekleştiği takdirde düşmanlık yerine kardeşlik konuşulur, ülke içinde ayrı gayrı kalmaz, birlik beraberlik sağlanır.
Mevcut durumun tespitinin ötesine geçemeyen kanalların gedikli stratejistleri bu önerimize kulak vermeye davet ediyorum. Milletimiz zaten korku ve endişe içerisindedir. Yeşeren ümitlere, çıkış yollarına ve çareye ihtiyacı vardır. Ümit eken rahmet biçer.
Prof. Dr. Mustafa Yavuz Köker / diğer yazıları
- Millete umut olalım insanlığa ümit sunalım / 23.11.2024
- Mevlana Mesnevi’si ve İslam imajı / 04.09.2024
- Mevlana ve Türklük / 26.07.2024
- Sünnilik gömleği Türkiye’ye dar geliyor / 21.07.2024
- Borsa asli yörüngesinden uzaklaşmış, rantiyeye teslim olmuş / 03.03.2024
- Enflasyonun önemli bileşenlerinden birisi kontrolsüz kredi kartı sistemi / 21.02.2024
- Koronada yeni varyantlar ne olacak? / 03.10.2023
- Koronavirüs salgını nasıl durabilir? / 26.04.2021
- Salgında özgürlük ve karantina paradoksu / 02.03.2021
- Muhiddin Arabi’de vahdet anlayışı / 14.12.2020
- Mevlana Mesnevi’si ve İslam imajı / 04.09.2024
- Mevlana ve Türklük / 26.07.2024
- Sünnilik gömleği Türkiye’ye dar geliyor / 21.07.2024
- Borsa asli yörüngesinden uzaklaşmış, rantiyeye teslim olmuş / 03.03.2024
- Enflasyonun önemli bileşenlerinden birisi kontrolsüz kredi kartı sistemi / 21.02.2024
- Koronada yeni varyantlar ne olacak? / 03.10.2023
- Koronavirüs salgını nasıl durabilir? / 26.04.2021
- Salgında özgürlük ve karantina paradoksu / 02.03.2021
- Muhiddin Arabi’de vahdet anlayışı / 14.12.2020