Büyüme rakamı yüzde 4.5 olarak açıklandı, ancak tarımda küçülme var. Stratejik bir sektör olan tarımın olmadığı bir büyüme sağlıklı değildir. Borsa profesyoneli değilim, ama bir vatandaş olarak borsa hakkında bazı kanaatlerim var. Geçen yazımızdaki kredi kartı sorunlarına bugün borsadaki sapmayı ekleyeceğim.
Kredi kartlarındaki en büyük sıkıntı vatandaşı faiz bataklığına iten tuzaklardır. Özellikle dar gelirli vatandaşları bu faiz sarmalı tuzağından korumak, hükümetin ve maliyenin birinci görevidir.
Kart kullanıcısına en zararlı olan durum, asgari ödeme limitinin yüzde 25 olmasıdır. Tüketiciyi korumak için acilen, bu limit kaldırılıp yüzde 100'e çekilmelidir. Kredi kartı taksitlendirmesi olacaksa bunun 'vade farksız peşin fiyatına taksitlendirme ile' sınırlanması gerekir. Değilse 1 yıl sonra bir kredi kartı faciası ve faiz bataklığındaki tüketici resmi gözümüzün önüne gelebilir.
Hafızamız vatandaşın bankalar tarafından soyulduğu ve hacizlendiği dramlarla dolu. Hükümet "nas" konusunda ve enflasyonla mücadelede samimi ise tüketiciyi kredi kartı faiz çarkının içine çeken tuzakları kaldırmalıdır.
Zaten açlık sınırında yaşayan vatandaş ve emekli rantiyenin-bankaların kollarına bırakılmamalıdır. Hiç değilse faizli işlemlere kapalı kredi kartı üretilmelidir. Bu basit önlemler alınmıyorsa bilelim ki hükümet enflasyonlu bir düzeni tercih etmiştir.
Yaklaşık 8 milyon vatandaşın pay hissedarı alarak tasarruflarını değerlendirmeye çalıştığı borsa sahipsizdir. Borsada yatırımcıların yaklaşık 5 milyonu 'al-sat'çı değil, tasarrufunu faiz ve bono yerine borsada korumak isteyen kişilerdir.
Başta, bünyesinde Merrill Lynch'i barındıran Bank of Amerika (BofA) olmak üzere Citibank gibi küresel para oyuncuları borsaya yönelen yatırımcıları silkeliyor, al-sat ile moralleri bozarak hisseleri ucuza topluyor.
Yapay zeka robotları ile spekülatif alım ve satımla bireysel yatırımcı bezdiriliyor. Bir hisseye yatırım ve tasarruf amaçlı park edip aylarca bekleyen yatırımcı ile günlük al-sat yapanı kişiyi ayıran bir regülasyon yok. Piyasa, küresel tefeci baronların insafına terk edilmiş yatırım ruhu, sanayici ile kar ortaklığı unutulmuş, fillerin tepindiği çimlerin ezildiği bir arenaya dönüşmüş durumda.
Faiz ile mesafeli olduğunu iddia eden hükümetin ona alternatif olarak borsayı öne çıkarması, sağlam temellere oturtması, vatandaşı koruması gerekirken, borsa adeta bireysel yatırımcıların ütüldüğü bir alana dönüşmüş durumda.
Kredi kartları gibi, olmayan para ile işlem yapmaya izin veriliyor, kaldıraçlı işlemler, kredili işlemler, Forex piyasası adı altında enflasyon doğurucu uygulamalar aynen burada da var.
Yani borsa, piyasadaki fazla parayı emen, faizin cazibesini azaltan, parayı reel sektör yatırım ve sanayi kuruluşlarına pay ortaklığı ile aktaran bir mecra olması gerekirken, profesyonel oyuncuların birbirini ve vatandaşı ütme sahasına dönüşmüş durumda.
Bu nedenle ülkemizde derin bir borsa piyasası yok. Tasarruflar döviz, bono ve faize park etmiş durumda ve 1 milyar dolar para ile Türk borsasının iyice silkelenmesi mümkün. İstanbul borsasının tamamı bir Tesla etmiyor.
Yapılması gereken çok şey var. Önce milli ve insani bir ekonomi anlayışı olması lazım. İlk olarak borsada uzun vadeli hisse alan yatırımcı korunmalı ve teşvik edilmelidir. İkincisi, günlük çoklu al-sat yapan para sihirbazlarının mali sorumlulukları artırılmalı ve meydan onlara bırakılmamalı. Türkiye borsasının bir tek iyi yanı spekülasyonları frenlemek için parayı sistem içinde 2 gün bekletmesidir.
- Mevlana Mesnevi’si ve İslam imajı / 04.09.2024
- Mevlana ve Türklük / 26.07.2024
- Sünnilik gömleği Türkiye’ye dar geliyor / 21.07.2024
- Borsa asli yörüngesinden uzaklaşmış, rantiyeye teslim olmuş / 03.03.2024
- Enflasyonun önemli bileşenlerinden birisi kontrolsüz kredi kartı sistemi / 21.02.2024
- Koronada yeni varyantlar ne olacak? / 03.10.2023
- Koronavirüs salgını nasıl durabilir? / 26.04.2021
- Salgında özgürlük ve karantina paradoksu / 02.03.2021
- Muhiddin Arabi’de vahdet anlayışı / 14.12.2020