Bugünlerde korana salgının ikinci yılına girdik. Yeni aşıların onay haberini duymak güzel bir şey. Gerek ülkemizde gerek dünyada pandeminin ticari hayata, ekonomiye ve eğitim hayatına etkilerini sayfalar dolusu yazılabilir. Pandeminin özgürlüğümüzü tehdit etmesi ise ayrı bir konu.
Hekim olmam nedeniyle hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasından muaf gruptayım. Ama yine de hafta sonu evde kalan insanlar ne hissediyor diye bu hakkı kullanmadan birkaç hafta geçirdim. Geçekten dayanılmaz. Birde bu bahar ayında felaket tellallarına inanıp 15 gün/bir ay tam karantina uygulansa herhâlde memleketin psikiyatri klinikleri dolup taşar.
Serbestleşme ile ilgili önerimiz; mart ayı için hafta sonu yasağının bir hafta serbest bir hafta kapalı şeklinde yürütülmesi, topluma bir nefes alma fırsatı verilmesidir. Okullar gecikti. Meltem Tv'de mülakatlarda ifade ettiğim gibi Şubat ve Mart şeklinde 2 ay okulları açık tutabilsek çok iyi olurdu. Şimdi bu şans bayağı azaldı. Milli Eğitim Bakanlığı geç kalmış olsa da kendi koronavirüs bilim kurulunu oluşturmalı ve o kurulun önerilerine göre eğitim planlamasını yapmalıdır.
İnsanlığın karşı karşıya kaldığı ve mecburen özgürlüğünden taviz vererek ikna olduğu evde kalma, sevdikleri ile beraber olamama ve seyahat kısıtlaması gerçekten zor konulardır, uzun süre uygulanması daha zararlı. Tarih boyunca insanoğlu ya özgürlük ya ölüm diyerek çok mücadeleye girişti, hatta özgürlük için canını feda etti. Özgürlük bu kadar önemli bir şey, sizden bu önemli değerinizin kısıtlanması talebi de gerçekten can acıtıcı bir durum.
Geçenlerde belediyede bir işim vardı, arabayı karşısına park ettim, araçtan indim, doğruldum ve 10-15 sn içinde maskemi taktım. Belediyenin yanındaki polis kulübesindeki görevli koşarak yanıma geldi. Sizi uyarıyorum maske takmanız lazım, şimdi ceza yazmıyorum uyarıyorum dedi. Hasbünallah dedim, tamam deyip işime baktım. Emniyet teşkilatının böyle fuzuli işlerle meşgül edilmesi, işgüzarca hareket etmesi olabilir mi? Bir ceza olacaksa suç tanımı, sınırları, süresi, kapsamı net olarak belirlenmelidir, işgüzarlıkla halkın üstüne giderek pandemi yönetilmez. Bir tarafta lebalep, bir tarafta maskesini düzeltenin, bir-iki dk lığına hava almak için indirenin peşine polis takmak, bu çifte standarttır. Adil olabilmek en büyük meziyettir.
Çin, devlet otoritesi ile pandemiyi önlerken, ABD (maliyeti yüksek olsa da) özgürlükleri daha ön planda tuttu, bunlar birer toplumsal tercihtir. Bizim güney doğu ve Karadeniz'deki vaka farkını bir de bu kamu otorite farkı ile değerlendirmek lazım.
Aşılama sonuçlarına baktığımızda en iyi aşının mRNA aşıları (biontek) olduğu anlıyoruz. Bizim kullandığımız inaktif aşı etkinlik açısından orta sınıfta yer alan bir aşı. Ama yine de kullanılması lazım. Hayat akışının normalleşmesi için aşıya ihtiyaç var. Keşke sonbahar ayları için bir doz biontek aşının şimdiden bağlantısının yapılmasını tavsiye ederiz.
- Mevlana Mesnevi’si ve İslam imajı / 04.09.2024
- Mevlana ve Türklük / 26.07.2024
- Sünnilik gömleği Türkiye’ye dar geliyor / 21.07.2024
- Borsa asli yörüngesinden uzaklaşmış, rantiyeye teslim olmuş / 03.03.2024
- Enflasyonun önemli bileşenlerinden birisi kontrolsüz kredi kartı sistemi / 21.02.2024
- Koronada yeni varyantlar ne olacak? / 03.10.2023
- Koronavirüs salgını nasıl durabilir? / 26.04.2021
- Salgında özgürlük ve karantina paradoksu / 02.03.2021
- Muhiddin Arabi’de vahdet anlayışı / 14.12.2020