İnsanlığın gelişimi ve kalkınmasına katkı sunması açısından vazgeçilmez olarak bilinen madencilik sektörü, tarih boyunca ülkelerin uğruna savaşlar verdiği çok önemli bir faktör olmuştur.
Bugün dünyada yaklaşık 90 çeşit madenin üretimi yapılmaktayken, ülkemizde ise 77 maden çeşidi bulunmaktadır.
AK Parti iktidara geldiğinde bin 189 maden ruhsatı verilmişken, bugün çoğu yabancı firmaya verilmiş 386 bin 546 maden ruhsatı bulunmaktadır.
Yerden yere vurulan ve askerlerin yaptığı ileri sürülen 1961 Anayasası'nın 130.maddesi, "Doğal servet ve kaynaklar Devlet hüküm ve tasarrufu altındadır." diyor.
Ayrıca bu madenlerin aranması ve işletilmesi hakkının devlete ait olduğu belirtilmekle birlikte, arama ve işletmenin özel girişim eliyle yapılmasını ancak çıkarılacak yasanın açık iznine bağlamıştır.
Aynı anayasanın 4.maddesi ile de madenlerin devlete ait olduğu keyfiyeti bir kez daha net bir şekilde belirlenmiştir.
Sadece bu açıdan bile bakıldığında, 23 yıllık dönemde milletin öz malıdır denilen madenlerin nasıl talan edildiği ve beş paraya peşkeş çekildiğini rahatlıkla anlayabiliriz.
Oysa madenlerin ancak devlet eliyle ve sahip olduğu geniş olanaklarla işletilip, Türk milletinin faydasına kullanılması halinde bugün batmış durumda olan ekonominin ayağa kaldırılması kolaylıkla mümkün olacaktır.
2002 öncesi işletilen madenlerden yüzde 20 vergi alınırken, 2004 yılından bu tarafa bu oran yüzde 2 olarak belirlenmiş ve devletin zararı katlanmıştır.
En stratejik madenlerden bor, altın, toryum, bakır, linyit vs. gibi yabancıların iştahını kabartan millete ait olan servetler, maalesef 20 yıldır herkesin bakışları arasında ülke dışına transfer ediliyor.
Bor ve toryumda dünya birincisi olan Türkiye, altın madeninde ise dünya ikincisidir.
90 çeşit madenden 77'sine sahip olan neredeyse dünyada başka bir ülke yoktur.
Özellikle de stratejik madenlere sahip olan ülke olmamız bakımından, alternatifsiz bir ülkeyiz.
2024 verileri hariç 23 yılda Türkiye'de, 490 ton altın üretimi gerçekleştirildi.
Bu servetten millete düşen pay ne diye sorarsanız, maalesef koskoca sıfır diye yanıt vermek durumunda kalırız!
FETÖ darbe girişimine kadar, ABD-KOZA ortaklığı ile işletilen Gümüşhane'deki altın işletme tesislerinde, 2006 yılında bir araştırma haberi yapmıştım.
Ekonomik değerinin olması bakımından bir ton hafriyatta 8 ila 20 gram arasında altın olması gerekirken, orada çalışan bir maden mühendisi ile yaptığım röportajda nasıl olduysa boş bulunup, burada kimi damarlarda, 1.250 grama varan miktarlarda altın çıkarıldığını aktarmıştı.
Bu orana dünyanın başka hiçbir yerinde rastlamak, asla mümkün değildi.
Oysa bu tesiste o tarihlerde devlete bildirilen miktar, 8 ila 10 gram arasındaydı.
Yani baştan aşağı soyuluyorduk, ancak kimsenin gıkı bile çıkmıyordu.
O tarihlerde Gümüşhane'de yapılan Milli Ekonomi Modeli kongresinde konuşan Prof. Dr. Haydar Baş, sadece Gümüşhane madenleriyle Türkiye'nin 100 yıl çok rahatlıkla bakılabileceğini söylemişti.
Ne kadar da haklıymış.
Türkiye'de siyaset arenasında madenlerle ilgili en kapsamlı ve ayrıntılı çalışma yapan parti, BTP idi.
Haydar Baş Bey gittiği bütün illerde yaptığı konuşmalarda, mutlaka yeraltı madenleri konusuna yer veriyor ve bu servetin milletin hakkı olduğunu haykırıyordu.
Öte yandan Türkiye'de var olduğu bilinen ve çok stratejik bir konuma sahip olan toryum madeninin, kıyamet sabahına kadar Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılayacağını, 2007'de bindiği uçağın bir sabotajla düşürüldüğüne kesin olarak inandığım Prof. Engin Arık hoca tarafından beyan edilmişti.
Bor madenine hiç girmiyorum zira dünya bor rezervlerinin yüzde 80'i Türkiye'de bulunuyor.
Velhasıl demem o ki;
Bu kadar sonsuz ve sınırsız kaynaklara sahip olan Türkiye'de emeklinin 12.500, daha yeni açıklanan rakamlarla asgari ücretliye 22 bin 104 lira gibi, açlık sınırının altı ve yarısı kadar bir maaşı reva görenlerin gerçekten de IQ'larını çok merak ediyorum!
Millet 23 yıldır silkeniyor…
Bakalım Türk milleti ne zaman ayıkır ve kendilerini yıllardır sinek kadar görmeyenleri ne zaman silkeler.
- ‘Kürtçe’ diye bir dil yoktur / 01.01.2025
- Lanet olsun Emevilere! / 31.12.2024
- Atatürk’e kılıç çekeni Allah affetmez! / 30.12.2024
- Asgari ücretlinin ruhuna el Fatiha / 26.12.2024
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar nerede? / 24.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024
- ‘New York’a Türk bayrağı çeksen ne olur’ / 20.12.2024
- Siz kim, Atatürk kim! / 19.12.2024