AKP iktidarından sonra aşina olduğumuz bir "büyüme" lafı var sevgili okurlar. Büyüme aşağı büyüme yukarı. Yok şu yılın 1. çeyreğinde, geçen yıla göre yüzde 11,7 oranında büyüdük, yok şu yılın bilmem kaçıncı çeyreğinde şu kadar büyüdük? Yok makro ekonomik veriler böyle yok mikroları şöyle. Hülasa büyüyoruz, ekonomik mucizeler yaşıyoruz. "Ekonomik büyümede az farkla dünya birinciliğini kaçırdığımız da ayrı bir gerçek(!).Bu ekonomik büyüme(!) tablosu AKP iktidarı sözcüleri ve gerekse AKP yandaşı medyadaki kalemler tarafından büyük bir alâyişle ele alınıp dillendiriliyor, yazılı ve görsel olarak servis ediliyor. Medyaya bakınız ülke güllük gülistanlık. Hiç kimsenin derdi, zoru ve dahi sıkıntısı yok. Ekmek elden su gölden. Bolluk ve bereket içinde yüzüyoruz. Büyü babam büyüyoruz. Bizden alası yok.Hülasa bir yalandır almış başını gidiyor sevgili okurlar. Ekonomide büyüyen (!) unsurlara baktığımızda karşımıza çıkan manzaranın büyük bir ekonomik sefilliği gözler önüne serdiği gün gibi aşikâr. Siz hiç büyüyen bir ekonomide insanların borcundan dolayı intihar ettiğini, üretimden para kazanan tesislerin patronlarının ağladığını, işçi çıkarıldığını, hırsızlığın arttığını, kapkacın şehirleri esir aldığını, işsizliğin rekor kırdığını, rekabet edemeyen üreticinin aynı malın ithalatçısı olduğunu gördünüz mü? Büyümenin en büyük göstergesi vatandaşın "CEB"i ile doğru orantılıdır. Şu an soralım "cep delik cepken delik" değil mi? Son 10 yılda vatandaşın cebine giren para arttı mı azaldı mı? Büyümenin en büyük argümanlarından bir tanesi de istihdama vesile olmasıdır. Ekonomideki yüzde 1'lik bir büyüme binlerce insanın işe girmesi anlamına gelmektedir. Siz bırakın işyeri açıp istihdam sağlamayı, işyerlerini özelleştirme adı altında satarak-peşkeş çekerek işsizliği körükleyen bir hükümet profili var karşımızda. Bir de ihracattaki rekordan söz ediyor ama ihracat madalyonunun öteki yüzü ithalat es geçiliyor. Bu yılın ilk 10 ayında ihracat 111 milyar dolar ama ithalat 201 milyar dolar. Yani dış ticaret açığı 90 milyar dolar. Ballandırılarak anlatılan büyüme hiç de gerçekçi değil ve artık mızrak çuvala sığmıyor. Uzun zamandan beri işsiz, alım gücü her gün düşen vatandaş ise artık bu tür propagandalara ve bu büyüme masallarına kanmıyor, çünkü aç ve sefil.Her şeye rağmen işsizliğe, aşsızlığa ve bu büyüme yalanına elbette çözüm var. O da dünyanın kabullendiği ve kısmen uyguladığı "Milli Ekonomi Modeli". Bu modele sahip olduğumuz ve uyguladığımız gün dünyanın en zengin fertleri olacağız. Dünyada cenneti yaşayacağız.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Hacı Ömer Hüdai Baba / 27.12.2024
- Mikdad bin Esved / 19.12.2024
- Ammar bin Yasir / 16.12.2024
- Hz. Abdulmuttalip ya da ikinci İbrahim / 15.12.2024
- Halid Bin Zeyd Ebu Eyyub El-Ensari / 11.12.2024
- Hz. Hatice Annemiz ve İmam Ali / 03.12.2024
- Hz. Abdullah / 27.11.2024
- Cihat Müslümanı Atatürk / 22.11.2024
- Hz. Fatıma Ana sırrı / 18.11.2024
- Atatürk ahlak-ı Muhammedi ve edebi Ali idi / 08.11.2024
- Mikdad bin Esved / 19.12.2024
- Ammar bin Yasir / 16.12.2024
- Hz. Abdulmuttalip ya da ikinci İbrahim / 15.12.2024
- Halid Bin Zeyd Ebu Eyyub El-Ensari / 11.12.2024
- Hz. Hatice Annemiz ve İmam Ali / 03.12.2024
- Hz. Abdullah / 27.11.2024
- Cihat Müslümanı Atatürk / 22.11.2024
- Hz. Fatıma Ana sırrı / 18.11.2024
- Atatürk ahlak-ı Muhammedi ve edebi Ali idi / 08.11.2024